Paris saldırıları hakkında beş şey söyleyeceğim

-BİR: Çok rica ederim, Paris saldırılarından yola çıkarak yeniden “İslam tartışması” başlatmayalım.

Haberin Devamı

 Bu teolojik bir olay değildir, siyasi bir olaydır. İnsanlık tarihinde insanların birbirlerini öldürmeleri için gerekçe edilmedik konu kalmamıştır. Son dönemdeki gerekçe de “İslam”. Peki neden son dönemde hep İslam gerekçe ediliyor? Bunun da teolojik olmayan bin türlü nedeni var. Uzatmak istemiyorum.


*


-İKİ: Arada zıvanadan çıkmış bazı tiplerin, bu tür saldırılar ile İslam arasında bağlantı varmış gibi bir imaj vermesine bakmayın. Müslümanların genel ekseriyeti bu tür saldırılara şiddetle itiraz ediyor! Kınıyorlar! Bakmayın siz, “Gerçek İslam bu değil” sözünün, sosyal medyada alay konusu edilmesine... Mühim bir sözdür o ve şiddete mesafe koymak anlamına gelmektedir.


*


-ÜÇ: Temennim odur ki... Paris saldırılarının ardından yeni bir savaş başlamasın. Savaş savaşı doğurmasın. Yine yeniden küresel savaş tamtamları çalmasın. “Fransa’nın 11 Eylül’ü” falan denilip 11 Eylül’den sonra dünyada estirilen fırtınanın bir benzeri estirilmesin... O küresel savaş ortamının dünyayı nereye getirdiği ortada. Temenni ederim ki bu kez farklı bir yaklaşım sergilensin.


*

Haberin Devamı


-DÖRT: Bu olayın ardından görüyoruz ki... Başta Fransa olmak üzere tüm Avrupa’da iç güvenlik tedbirlerine aşırı yüklenilecek. Güvenlik / özgürlük dengesi tartışmaları yeniden başlayacak. Göçmen politikaları yeniden belirlenecek. Ve terör, maalesef bir kez daha hedefine ulaşmış olacak ve en fazla da özgürlükleri vurmuş olacak.


*


-BEŞ: Başta Fransa olmak üzere tüm Avrupa’da yaşayan Müslümanların hayatı bu kez iyiden iyiye zorlaşacak. “Vay efendim, şimdi sırası mı bunun?” falan demeyin. Evet, efendim. Şimdi tam sırası... Unutmayalım: Terörün kendisine alan bulmasında bu tür olayların ardından ortaya çıkan Müslüman karşıtı atmosfer, çok önemli bir rol oynamakta. Böyle bir atmosfere yol açılmamalı. Azami gayret gösterilmeli.

 


Hürriyet’e parmak sallamaktan vazgeçin

 

CHP’li Eren Erdem, Samanyolu Haber’e çıkmış...
Aydın Doğan’a ve Hürriyet’e parmak sallıyor.
- “Dik durun” diyor.
- “Size de kayyum
gelecek” diyor.
- “Kayyumun geleceği günü Aydın Doğan biliyor” diyor.
- “Aydın Doğan istese de Hürriyet’teki arkadaşlar boyun eğmez” diyor.
Diyor da diyor yani...


*

Haberin Devamı


İster CHP’den gelsin, ister AK Parti’den, ister MHP’den...
Hepimize her türlü parmak sallamadan fena halde gına geldi!
Yeter artık!
Bizi rahat bırakın.
Rahat bırakın da işimizi yapalım.


*


Bizi kayyumla korkutmaya çalışan, aramıza nifak tohumları ekme gafletine düşen, bize duruş dersi vermeye kalkışan bu CHP’li milletvekili nezdinde...
Her türden parmak sallayıcıya sesleniyorum:


*


-Biz muhalif bir gazete değiliz. Biz ne hükümet yanlısıyız, ne de hükümet karşıtıyız. Bizi ne AK Parti yönetir, ne CHP yönetir, ne MHP yönetir, ne de HDP...


*


- Biz Türkiye’nin gazetesiyiz. AK Partililerin de, CHP’lilerin de, MHP’lilerin de, HDP’lilerin de okuduğu ender gazetelerden biriyiz ki en büyük övüncümüz budur.


*

Haberin Devamı


-Hükümetin doğrularını da, yanlışlarını da yazabilmek... Doğru yaptığında sonuna kadar alkışlamak, yanlış yaptığında kıyasıya eleştirmek... Bizim misyonumuz bu.


*


-Biz dik duracağımız yeri biliyoruz. Bizim dik duracağımız tek bir yer vardır: Doğru, tarafsız, dengeli habercilik. Bunun dışında bir misyonumuz yok ve olmayacak.


*


Ey parmak sallayıcılar!
Yeter artık!
Bizi hiç olmadığımız yerlere yerleştirip bize akıllar vermekten vazgeçin.
Eğer fazla aklınız varsa...
O aklınızı bize harcamak yerine bir türlü ayağa kalkamayan partilerinize, organizasyonlarınıza, hareketlerinize harcayın, belki bir işe falan yarar.

 

 

Bravo Cumhurbaşkanı! Bravo Başbakan!

 

CUMHURBAŞKANI Erdoğan da...
Başbakan Davutoğlu da...
Paris saldırılarıyla ilgili olarak...
Çok net, çok sert bir tavır koydular.


*

Haberin Devamı


Olayın hemen ardından her iki isim de...
-Terörü lanetlediler.
-Paris’le dayanışma içinde oldukları mesajını verdiler.
-Teröre karşı işbirliğine hazır olduklarını söylediler.
Hiçbir zorlayıcı durum söz konusu değilken bunu yaptılar.


*


Türkiye’nin sesinin, dünyada bu şekilde yankılanmasına yol açtıkları için her iki isme de “bravo” diyoruz.

Yazarın Tüm Yazıları