HDP barajı aşacak mı?

Vardığım sonuçlar şunlardır:

*

- HDP için “Barajı aştı” demek de zor, “Barajın altında kaldı” demek de zor.
- “Yüzde 10”... HDP’nin geldiği, gelebildiği yer burası.
- “Yüzde 9.8” de olabilir, “Yüzde 10.2” de olabilir.
- Seçim gecesi hep beraber “HDP barajı aşacak mı, aşamayacak mı” diye sabahlayacağız.
- Belki de gece boyunca HDP bazen barajın üstüne çıkacak, bazen altında kalacak.
- Bıçak sırtı... Bu tabir cuk oturuyor HDP’nin durumunu anlatmak için.
- Hiçbir araştırmacı işte bu nedenle “Aşacak” da diyemiyor, “Aşamayacak” da...

*

Sonuç:
HDP öyle bir durumda ki...
Tek bir oyun bile kıymeti çok ama çok büyük.

Erdoğan neden meydanlara çıktı

- BAŞBAKAN Ahmet Davutoğlu’nun yetersiz kaldığına inandığı için...

*

- AK Parti oylarındaki düşüşü fark ettiği için...

*

- Kendisinin meydanlara çıkmasının AK Parti oylarını yükselteceğine inandığı için...

*

- Muhalefetin gündem belirleyen ekonomik vaatleri karşısına özellikle dini temalı bir gündemi koymak istediği için...

*

- Muhalefetin kendisiyle, kendi belirlediği konular etrafında polemik yapmasını sağlamak için...

*

- Kendi sesinin çıkmadığı bir seçimde, AK Parti’nin büyük sıçrama yapacağına inanmadığı için...

*

- Muhafazakâr Kürt seçmenin oylarının HDP’ye yönelmesini engellemek ve HDP’yi barajın altında bırakmak için...

Bir hayalim var

- LİDER açık oturumu yapılsa...
- Masanın etrafına... Ahmet Davutoğlu, Kemal Kılıçdaroğlu, Devlet Bahçeli ve Selahattin Demirtaş otursa...
- Tartışma başlasa...
- İlerleyen dakikalarda cevap hakkını kullanmak isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, programa canlı telefon bağlantısıyla katılsa...

Melih Gökçek’i savunuyorum

DİNOZOR heykeli almış 10 milyona...
Robot heykeli almış bilmem kaç milyona...
Böyle diyorlar ve Melih Gökçek’i eleştiriyorlar.

*

Eleştirenlere cevap veriyorum:
Tamam, adam almış 10 milyona dinozoru...
Ama kendi evinin bahçesine mi almış?
Babasının malı mı yapmış?
Demirbaşa kaydetmiş.
Kendisinden sonra gelecek belediye reisi de kullanacak.

*

O dinozor ve robot heykelleri, milletin eseri olacak.
Millete kalacak yahu!
Milletimiz nesiller boyu dinozor ve robot heykellerini gururla seyre dalacak.

Süleyman Soylu’nun tehdidi üzerine

BİRKAÇ yıl öncesine kadar...
AK Parti’ye ve onun genel başkanı Tayyip Erdoğan’a en fazla saydıran siyasetçiydi Süleyman Soylu...
Demediğini bırakmazdı AK Parti’ye ve onun liderine...

*

- Mesela “Bu ülkenin herkese çatan ve kaos yaratan bir başbakanı var” cümlesi ona ait.

*

- Mesela “Başbakan at üstünde durmayı nasıl beceremediyse, ülke yönetmeyi de o şekilde beceremedi” cümlesi ona ait.

*

- Mesela “AKP hükümeti yanlış ekonomi politikası sonucu bayramları da millete zehir etti. İnsanlar gülmeyi unuttu” cümleleri ona ait.

*

- Mesela “Paçalarından yolsuzluk akıyor. Türkiye’de ihale ve yandaş belediyeciliği yapılmaktadır” cümleleri ona ait.

*

- Mesela “Halk hükümete zıkkımın kökünü gösterecek” cümlesi ona ait.

*

- Mesela “Yolsuzluklarla mücadele edeceğim diyen hükümet, Türkiye’yi yolsuzluk çukuru içine batırdı” cümlesi ona ait.

*

- Mesela “Bu ülkeyi rant ülkesi yapmayacağım dedi Sayın Başbakan ama rantın babasını getirdi. Bunlar yarım doktor, yarım hoca” cümleleri ona ait.

*

- Mesela “Başbakan kendisini padişah olarak görmek istiyor” cümlesi ona ait.

*

- Mesela “Ülkemizde sadaka kültürü var. Türkiye’de üç kişiden biri fukaralık sınırının altında... İnsanları bu duruma düşüren hükümettir” cümleleri ona ait.

*

- Mesela “Kendisini Menderes’e benzetiyor... Sen kim, Menderes kim... Menderes’in adını ağzına alma” cümleleri ona ait.

*

Bunları diyen Süleyman Soylu, bir sabah kalktı ve bütün bu söylediklerini yutarak AK Partili oldu.
Şimdi “Tayyip Erdoğan Türkiye’nin ilelebet ve ebedi başkanıdır” falan diyor.

*

İşte bu Süleyman Soylu, geçen gün almış mikrofonu eline, durup dururken, hiçbir bağlama oturtmadan, hiçbir gerekçe göstermeden Aydın Doğan’ı açıkça tehdit etmiş.
Demiş ki:
“Buradan Aydın Doğan’a sesleniyorum: Ey Aydın Doğan, bu işin bedelini sen de ödersin.”

*

Bedel ödetecekmiş Süleyman Soylu...
Peki Süleyman Soylu...
AK Parti’ye ve Tayyip Erdoğan’a ettiğin onca sövgü ve hakaretin bedelini sen ne zaman ödeyeceksin?
Bırak başkalarına bedel ödetmeyi de...
Önce kendin şu sövgülerinin ve hakaretlerinin bedelini öde.

*

Bedelini ödeyemiyorsan bile...
En azından çıkıp, “Ben birkaç sene önce şu nedenle sövüyordum, şimdi bu nedenle övüyorum” diye bir açıklama yap, bir hesaplaşmaya giriş.

*

Unutma Süleyman Soylu:
Kurusıkı tehdit savuran kişiye delikanlı denmez.
Kendisiyle ve geçmişiyle hesaplaşabilene delikanlı denir.
Sen önce kendinle bir hesaplaş da görelim.