Yargıdaki vergi cezaları iptal edilecek mi?

BİR süredir, Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilen vergi cezaları tartışılıyor.

Anayasa Mahkemesi’nin, 20 Ekim 2005 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan iptal kararının 20 Nisan 2006 tarihinden itibaren yürürlüğe girecek olması, farklı yorum ve uygulamalara neden olacağa benziyor.

CEZALARIN DURUMU

1- Anayasa Mahkemesi’nin kararı uyarınca, 20 Nisan 2006 tarihinden itibaren
2005 ve önceki yıllara ilişkin;

a) Vergi ziyaı cezası kesilemeyecek.

b) Vergi ziyaı cezası üzerinden hesaplanan 3 kat kaçakçılık cezası da kesilemeyecek.

2- Vergi daireleri, 20 Nisan 2006 tarihine kadar, vergi ziyaı cezası kesmeye devam edecekler (Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’nın 10.11.2005 Tarih ve 22 Sayılı Vergi Usul Kanunu Sirküleri)

3- Şu anda Yargı Aşamasında Bulunan ya da Yargıya İntikal Edecek Cezalar

a) Anayasa Mahkemesi, vergi ziyaı cezasını, bu cezanın gecikme zammı esas alınarak hesaplanan bölümü için değil, bir bütün olarak iptal etti. Bu durumda yasa koyucunun, vergi ziyaı cezasını, bir bütün olarak düzenlemesi gerekiyor.

b) Yargı aşamasında bulunan ya da yargıya intikal edecek olan cezalar konusunda, daha önce, verilen bazı kararlar var. Örneğin;

- Anayasa Mahkemesi’nin, iptal kararının yürürlük tarihini, ileriye dönük olarak belirlemesi, öncelikle yasama organına aynı konuda, iptal kararının gerekçesine uygun, yeni bir düzenleme için olanak tanımak ve ortada hukuki boşluk yaratmamak amacına yöneliktir. Yargı mercilerinin bakmakta oldukları uyuşmazlıklarda, hukuka ve Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilmiş kuralları uygulaması ve uyuşmazlıkları da bu kurallara göre çözümlemesi sonucunu doğurmaz (Dn. 5. D. 23 Aralık 1992 Tarih ve E.1992/1219, K.1992/3872, Danıştay Dergisi, Sayı:87, s.272).

- Mahkemelerce bakılmakta olan davalarda; uygulanan yasa hükmünün Anayasa Mahkemesi’nce iptal edildiği durumlarda, iptal edilen yasa hükmüne göre hüküm kurulamaz (Dn. 2. D. 12 Ocak 2005 Tarih ve E.2004/7423, K.2005/113).

- Anayasa Mahkemesi’nin, iptal kararı verdiği tarihten itibaren, idarelerin Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edildiği bilinen bir yasa hükmüne dayanarak, işlem tesis etmeye devam etmeleri, Hukuk Devleti ilkesine ters düştüğü gibi, kamu yararına uygun davranmak zorunda bulundukları kuralına da aykırı olacaktır (Dn. 6.D. 6 Kasım 1991 Tarih ve E.1991/749, K.1991/2306, Danıştay Dergisi, Sayı : 84-85, s.416).

- İptal kararı yürürlük tarihinin ertelenmiş olması, yargı mercilerine, iptal edilen hükümden önce yürürlükte olan yasama işlemini esas alarak uyuşmazlığı çözme yetkisi vermez (Dn. 11. D. 7 Mart 2005 Tarih ve E.2002/4654, K.2005/973).

ŞİMDİ NE OLACAK?

Görüldüğü gibi, Danıştay’ın görüşü, iptal kararı verilmesi durumunda, hem idarenin hem de Danıştay’ın, Anayasa Mahkemesi kararı doğrultusunda işlem yapması gerektiği yönünde (Bu yöndeki görüşler ve emsal kararlar için Ayrıca Bkz. Nuray Öztürk Tekin ile M.Önder Tekin’in ve Yrd.Doç.Dr. Adnan Gerçek’in Yaklaşım Dergisi
’nin 56. sayısında yayınlanan makaleleri).

Yargı organları, Anayasa’ya aykırılığı saptanmış olan yasa hükmüne göre, uyuşmazlıkları çözmeyi ‘hukukun üstünlüğü ilkesine’ aykırı bulmaktadır.

Şu aşamada, vergi ve cezaya muhatap olan mükelleflerin; uzlaşma istemeleri durumunda, uzlaşma görüşmelerinde, cezanın tamamı yargıda kalkabileceği için, vergi tutarı üzerinde, indirim talep etmeleri sözkonusu olacak. Aksi halde, mükellefler, uzlaşma yoluna gitmeyerek, Vergi Mahkemesi’nde dava açma yolunu tercih edebilirler. (Uzlaşma ve dava açma konusunda, geniş bilgi ve dilekçe örnekleri için Bkz. Prof.Dr.Şükrü Kızılot-Av.Zuhal Kızılot, Vergi İhtilafları ve Çözüm Yolları, 11. Baskı, Ankara, Ağustos, 2005).

Vergi İdaresinin, bir yandan vergi cezaları ile ilgili yeni bir yasanın çerçevesini hazırlaması, diğer yandan da vergi ve cezalarla ilgili uzlaşmalarda, vergi aslında indirim konusunu ciddi olarak ele alması, hem bu konudaki uyuşmazlıkları ve bürokrasiyi önleyecek hem de mükellef-idare ilişkilerini daha iyi bir zemine oturtacaktır.
Yazarın Tüm Yazıları