Yalçın Bayer: TEKEL'de bir şeyler oluyor






Yalçın BAYER
Haberin Devamı

Özelleştirme kararı arifesinde ihalelere dikkat

ANKARA'dan gelen bir mektupta, özelleştirme arifesindeki Tekel-Adana'da giderayak nelerin döndüğü çarpıcı bir dille anlatılıyor.

Okuyalım:

‘‘TEKEL'in elinde her cinsten 500 milyon ton tütün rezervi olduğu halde, neden ABD'ye bozuk tütün gönderilip, ilaçlanıp, işlenip, plaka haline getirilip (rekontetüe) tekrar Türkiye'ye sokularak sigara yapımında kullanılıyor? Bu şekilde kullanılan tütün, üreticiden alınan tütün bedelinin 4-5 katı bir maliyet getirmiyor mu?

Tekel özelleştirme arifesinde olduğu halde büyük bir hızla 1 yıl süreli birçok inşaat ve depo ihalesinin yapılması zorunluluk mu, birilerine rant mı sağlanıyor?

Tekel'den sorumlu Devlet Bakanı ANAP'Rüştü Kazım Yücelen'in seçim bölgesi Mersin ve komşusu Adana'da olup bitenlere ne demeli?

Oğlu ile damadının Philips Morris bölge dağıtıcısı olmasına bakanın yanıtı çok pişkin olmuş, ‘‘Bakan yakınlarına ticaret yasağı yok’’ demişti.

Mersin-Adana arasında Tekel'in binlerce tonluk taşımacılığı bir nakliyat firmasına yaptırılırken ödenen bedel ile piyasa koşullarındaki rakamlar dudak uçuklatıyor. Bu rantı kimler bölüşüyor?

Adana'da Tekel'in eskiden beri kullandığı yıllık yaklaşık 10 milyar lira ödediği depo, depolama koşullarına uygun olmadığı için boşaltıldıktan 6 ay sonra 24 katı bir bedelle nasıl kiralandı? Yeni kiralama döneminde de tütünleri yağmur suyu bastığına göre, üstelik binada hiçbir iyileştirme yapmadan.

Kentin en uzak noktalarında metrekaresi 6 milyon liradan tütün depoları kiralanırken, kent içinde dahi bu bedelle hem de daha küçük yerler bulunabileceği kimsenin dikkatini çekmiyor mu? Kiralanan depolar çevresinde bir müfettişin yapacağı rayiç araştırması kolaylıkla bazı şeyleri ortaya çıkarabilir.

Özelleştirme arifesindeki Tekel'in giderayak soyulmasına daha fazla izin verilmemesini diliyoruz.’’

Eğer Adana'da bu kadar iddia varsa, müfettiş göndermek o kadar zor mu?

Anlayana

‘‘Ay sonu geliyor mu hiç sorma/Köşeyi dönenlere dönüp bakma/Zaten af çıkmış kafaya takma/Gel de kolaysa anarşist olma.’’

(Hakkı KAYA-İSTANBUL)

Tayyip'in ‘Camiler kışlamız olacak’ sözünü hatırladım

DİYARBAKIR'daki saldırıyı düzenleyenlerin camide saklandıkları haberi doğru ise birtakım kendini bilmeyen laiklik düşmanlarının, bizleri ne kadar da önceden ikaz ettikleri açıklanmış olmaz mı?

Bir zamanlar Recep Tayyip Erdoğan'ın bir cümlesi vardı: ‘‘Camiler kışlamız olacak...’’ Bunu öylesine söylemediğini zaten hepimiz biliyorduk, ancak ülkemizdeki 550 milletvekili bunun halen farkında değiller. Zaten o 550'den 124'ü aynı kafa yapısına sahipler ve bu nedenle de bu sorunları körüklemeye devam etmekteler. Bunlara son verecek tek bir kurum var ülkemizde. Hep ona mı görev düşecek.

Parlamentodakiler, ‘‘Bana dokunmayan yılan bin yaşasın’’ diyemez.

Bir ülke 77 yıl içinde bu hale getirilemez. Bir ülke 20 yıl içinde bu şekilde soyulup soğana çevrilemez. Bir ülkede saygın ve suikast kurbanı edilmiş bir köşe yazarının, bir aydının ölüm gününde yine bu millet için, bu vatan için hizmet veren bir kuruma saldırı düzenlenemez.

Ne kadar yazıktır ki, ben henüz ülkeme doyamadım, tatilden tatile ancak görebiliyorum ve dışardan gördüğüm manzara hiç de iç açıcı değil.

Şu an tek bir şey geliyor aklıma: Atam, seni çok ama çok özledim.

Ata KAAN-İSVEÇ

10 yılda 110 milyar dolarlık soygun yapıldı

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, önceki akşam Flaş TV'de 'Yeni CHP'nin nasıl oluşacağını uzun uzun anlattı. Artık partide ‘‘etnik ve dini siyaseti kesinlikle kabul etmeyeceklerini’’, sınıf ideolojisinin yerine insanı temel alacaklarını belirterek, ‘‘Siyaseti hemşericilikten, yerellikten çıkarıp genel siyasete dönüştüreceğiz. Bu amaçla herkesi dinliyor ve görüşüyoruz’’ dedi. Baykal şöyle konuştu:

‘‘Toplum, siyaseti dışladı. Parçalanan siyaseti açmamız gerekiyor. Sol şimdiye kadar genellikle insan hakları ve düşünce özgürlüğü üzerinde durdu. Türkiye'de yeni bir anlayışın şekillenmesine; solun ne olduğu konusunda yeni bir zihin berraklığına ihtiyacımız vardır. Bizim din ve vicdan özgürlüğümüze önem vermemiz şaşırtıcı bulunuyor. Artık insana, bilgi odaklı düşünceye, barış, sevgi içinde uzlaşmaya gerek olduğunu düşünüyorum.’’

SİVİL-ASKER TARTIŞMASI

‘‘Beyaz Enerji’’ soruşturmasında, yetkileri çerçevesinde görev yapan Jandarma'ya neden kızıldığına anlam veremediğini belirten Baykal, ‘‘Jandarma bu gibi birçok soruşturma yaptı. Hükümet güç durumda kaldığından asker-sivil tartışması çıkarılıyor. Siyasetçiler, mahkemede hesap vermekten kaçınıyor. Türkiye'nin en büyük yatırımcı kuruluşunun -TEAŞ- genel müdürü tutuklanıyor, bakan hálá yerinde oturuyor. Suç bürokratlara atılıyor, bakan himaye ediliyor.’’

Baykal, ‘‘soygun’’un boyutlarını da açıklıyor:

‘‘Son 10 yılda 110 milyar dolarlık yolsuzluk yapıldı ve bu bir kesime gitti. Son beş yılda 106.8 milyar dolar da iç borç faizi ödendi. Türkiye'nin kaynakları var, ne yazık ki yanlış yere kullanılıyor. 200 milyar dolarlık yıllık gelirine karşılık Türkiye, 10 milyar dolarlık yatırım bile yapamıyor. Yolsuzluk bir zabıta sorunu değil; hukuk, demokrasi ve Türkiye'nin varlık sorunudur. Bu sorun çözülmeden Türkiye'de hiçbir şey çözülemez.’’

Herkesi anonim siyaset yapmak üzere CHP'ye üye olmaya çağıran Baykal, önümüzdeki günlerde, yeni kurdukları 'Bilim-Yönetim ve Kültür Platformu'na bağlı alt Enerji Komisyonu'nun enerji soygunundaki gerçekleri kamuoyuna açıklayacağını bildirdi.

Büyük yankı uyandıracak bir çalışma.

Baykal'a sinirlenmeden dinlemek gerekiyor galiba.

Yazarın Tüm Yazıları