Yalçın Bayer: Merkez köyler niye düşünülmez?

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

Son Çankırı depreminde felaketin büyüğü kırsal yerleşim alanlarında etkili olmuş; kerpiç, ahşap, taş ve çamur-harç karışımından yapılan köy konutları, hayvan barınakları ve diğer yapılar bir moloz yığınına dönüşmüştür. Can kaybının az olması tek teselli kaynağıdır. Ancak her depremde kırsal yerleşim yapılarında görülen bu yıkımlarda yüzlerce irat hayvanı da telef olmakta, fakat bu kayıplar pek dikkate alınmamaktadır. Deprem ve sel felaketleri olmasa da; Türkiye'de kırsal alanda yaşamakta olan yaklaşık 4.5 milyon ailenin köylerde mevcut konut ve tarımsal işletme yapıları yetersiz, plansız, sağlıksız, sosyal yönden sakıncalı ve inşaat tekniğinden yoksundur. Sonuç olarak, kırsal alanda yerleşimin yeniden düzenlenmesi, tarımsal kalkınmanın da öncelikleri arasındadır.

Ancak Türkiye'de kırsal yerleşimin yeniden düzenlenmesinde gerekli finans kaynaklarının sağlanması hemen hemen imkansız olduğundan heyelan, seller ve depremler nedeniyle yerle bir olan yerleşim yerleri yeniden düzenlenirken hiç olmazsa kırsal yerleşimin ‘fiziksel planlama’ kurallarına uygun bir yaklaşım sergilenmelidir. Bu yaklaşımda, çevresindeki 5-10 köye sosyal, ekonomik ve kültürel bakımdan merkez olabilecek en uygun köy veya bucak gelişme merkezi seçilerek, merkez köy -ya da köykentler- projesi olarak, kırsal alanda cazibe merkezleri oluşturulmalıdır. Bütün bunlar yapılırken de yeni yerleşim yerlerinin seçiminden inşaatına kadar geçen her aşamasında heyelan, taşkın ve deprem gibi doğal felaketler önemle dikkate alınmalıdır.

Prof. Bahri ÇEVİK- Çukurova Ziraat Fakültesi öğretim üyesi

Üretici: Bu fiyatla yandık

BÖLGELERDEN telefonlar, fakslar geliyor. Tarım Bakanı Prof. Gökalp'in açıkladığı 102 bin liralık buğdayın hangi tür buğday için verildiğini soruyorlar.

Tekirdağ'ın Hayrabolu İlçesi'nden bir üretici, Trakya'da bazı tüccar ve un fabrikacıların, bölge fiyatının 102 değil 92 bin lira olacağını söylediklerini naklediyor. ‘‘Eğer bu fiyatsa yandık’’ diyor.

‘‘Neden?’’ diyoruz.

‘‘Bakan, 102 lira diyerek en çok üretilen buğdayı değil, Anadolu sert buğdayının fiyatını açıklıyor. TMO bu türleri baremlerine göre ayarlayıp, yapılacak analizlerde bu fiyat daha da düşecektir. Demek ki Ofis'e gittiğimizde şok yaşayacağız.’’

Ziraat Odası eski Başkanı olan Tekirdağ Belediye Başkanı Osman Tabak, çiftinin düştüğü durumu şöyle açıklıyor:

‘‘Türkiye'nin öz varlığı olan tarımsal kesim üç yıldır batıyor, soluk alacak hali kalmadı. Bu fiyat da çiftçiye bomba gibi düşmüştür.’’

Üretici olarak haklarını arayacaklarını belirten Tabak, ‘‘Hep Batı'da tarım ürünleri fiyatlarının düşük olduğunu söylüyorlar. O zaman orada çiftçiye verdikleri imkanları bize de versinler, düşük fiyatla üretelim. Maalesef tarıma karşı genel bir ilgisizlik egemen olmaya başladı. Aynı şey yıllar önce imrendiğimiz Bulgaristan'da oldu, tarımı battı. Bir takım güçler, bizi de aynı duruma getirmek istiyorlar.’’

Kim ne derse desin üreticinin perişan olduğu bilinmelidir.

Tarım Bakanı Gökalp, ‘‘Bütün bütçe imkanlarının zorlanarak geçen yıla göre alım fiyatlarında % 27.5-36.6 arasında değişen oranda artış sağlanabildiğini’’ söylerken, DYP Genel Başkanı Tansu Çiller insafsızca sallıyor:

‘‘Biz olsaydık buğdaya 152 lira verirdik.’’

Peki, daha sonra ekmek fiyatlarının ne olacağı düşünülüyor mu?

IMF'nin fiyatları!

2000-2001 yılları için IMF'ye bağlı açıklanan buğday fiyatları şöyle:

Makarnalık

Anadolu durum 117.3

Diğer durum 107.1

Ekmeklik

Ana. beyaz sert 102.0

Ana. kırmızı sert 102.0

Beyaz sert 98.9

Kırmızı yarı sert 91.8

Beyaz yarı sert 91.8

GÜMRÜKLERDEN HABERLER!

'PARAŞÜT Operasyonu'nda kaçakçılığın büyük bir bölümünün 'Dahilde İşleme İzin Belgesi' denen bir yöntemle yapıldığını yazmıştık. Okurlarımız bunun ne anlama geldiğini sordu. Türkiye'de bazı malların vergisi oldukça yüksek; % 130'lara varıyor. Bundan dolayı, bazı ürünler yurdışından getirilip, vergi verilmeden Türkiye'de işlendikten sonra ihraç ediliyor. Dahilde İşleme İzin Belgesi bu... Ama olay böyle uygulanmıyor. Gördük; muza, çaya, pirince, hurmaya vs. bu izinler verilmiş. Bunların neyi işlenir? Hurma yıkanır, yenir; çay demlenir; muz da soyulup yenir. Transit edilmeyip yurtdışına gönderilmeyeceği kesin olan yenmeye, soyulmaya, demlenmeye hazır maddelerin neyi işlenir; onu bu izinleri veren Dış Ticaret Müsteşarlığı'na sormak gerekiyor.

Paraşüt Operasyonu'nda Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın işlemleri hiç soruşturulmayacak mı? Bu işlerin peşlerinde soyan siyasetçilerin sesi hiç çıkmayacak mı?

BEBEK BEZİ Gümrüklerdeki iddiaların ardı arkası kesilmiyor. Çocuk bezi üreten bazı firmalar, standart dışı ürünlerini kaçak olarak ülkemize sokuyorlarmış... Gümrük mevzuatında da standart dışı ürünlerin ithali yasak olmasına rağmen (1) prese edilmiş şekilde hurda káğıt olarak ve (2) standart dışı düşük maliyetli bezler orjinal poşetlere konularak sokuluyormuş...

'MERCİMEĞİ fırına verenler' (7.6.2000) yazınızda gerçekler gayet güzel dile getirilmiş. Aynı olayla ilgili olarak Gaziantep Ticaret Borsası bir rapor düzenleyerek Tarım Bakanı Sayın Gökalp'e sunmuştu. Bu rapor hiç gözardı edilmemelidir. Gaziantep'ten bir tüccar.

AÇIKLAMA... Dün, Iğdır'da petrol işi yapan tüccar Atalay Okyay'ın Habur'dan motor yağı izni alabilmesi için İlhan Aküzüm ile Cumhur Ersümer'in peşinde koşuşturduğumuzu yazmışsınız. Benim milletvekilliği ve abim Ali Asker Aşırım'ın Iğdır Belediye Başkanlığı döneminde sınır ticareti ile ilgili ne kendimizin ne de herhangi bir akrabamızın girişimi olmamıştır ve müsaade de etmemişimdir. Bu konularda ne kadar hassas olduğumuz bilinir. Şu anda özel sektörde -Alstom- mühendis olarak çalışıyorum. Abim de Şeker Fabrikaları'ndaki mühendislik görevine dönmüş ve geçici olarak Sn. Edip Safter Gaydalı'nın yanında görevlendirilmiştir. Bildiğiniz üzere Sn. İlhan Aküzüm Kars milletvekilidir ve Sn. Şamil Ayırım ile yakın akrabadır, ilgili şahıs da Kars ili 2. başkanıdır. Benim ismim genelde Şamil Ayırım ile karıştırılmaktadır. Bunu arkadaşımı suçlamak için değil, konuya açıklık getirmek için söylüyorum. Adil AŞIRIM-20.dönem milletvekili

GÜNEYDOĞU Anadolu'da barajlar ve yitirilen değerler... Dün Samsat, bugün Halfeti, Zeugma, Bilecik, yarın Hasankeyf, nereye... Pazartesi 10.00'da İTÜ Mimarlık Fakültesi Taşkışla binasında, Prof. Zeynep Ahunbay, Nezih Başgelen, Murat Cano, Aksel Tibet ve Orhan Silier konuşacaklar.

Yazarın Tüm Yazıları