Ya Semih o golü atsaydı

SALI akşamı Fenerbahçe Faruk Ilgaz Tesisleri’nde bir yemeğe davetliydim. Benimle birlikte Gürcan Bilgiç, Mehmet Demirkol, Alaattin Metin, Tayfun Bayındır, Yalçın Türk, Serdar Ali Çeliker ve Ogün Altıparmak da yemeğe katıldı.

Ev sahibi ise Fenerbahçe yönetiminden Şekip Mosturoğlu, Ömert Temelli, Fenerbahçe Teknik Direktörü Aykut Kocaman, FB TV Genel Yayın Müdürü İhsan Topaloğlu ve Fenerbahçe Kurumsal İletişim Sorumluları Mehmet Sümer ve Orkun Yazgan’dı.
Sezon öncesi hem sohbet hem de bazı konularda fikir alışverişi yapılmasıydı amaç.. Zaman zaman hararetli tartışmalar oldu. Zaman zaman gülüşmeler, zaman zaman da şaşkın bakışlar.. Yazılmamak üzere konuşulan konular da vardı. Bazı konularda biz spor yazarlarına ışık tutacak bir geceydi.. Ama masanın diğer tarafında oturanlar için de medyayı daha yakından tanımak fırsatıydı aslında..
Kocaman’ın göndermeyi düşündüğü futbolcularla ilgili bir soru sordum.. “Eğer; Güiza, Deivid, Önder gibi bazı oyuncular takımdan ayrıldıktan sonra çok başarılı olurlarsa, Milli Takım’a yükselir veya gol kralı olurlarlarsa eleştirileceksiniz. Buna hazır mısınız?” dedim.. “Bu yaptığımız işin doğansında var” diye yanıt verdi Kocaman ve devam etti:
“Bizim işimiz kararlar almak. Bu kararların doğru ya da yanlış diye yorumlanması çoğu kez sahadaki sonuca göre yapılıyor. Semih o golü atsa 10 kişiyle Young Boys’u elediğimiz için aldığım kararlar doğru olacaktı. Elendiğimiz için yanlış deniliyor. Bu iş bu kadar basite indirgenmemeli. En azından futbolu bilenler, futbolun gerçeklerini göz ardı etmemeli.”
Kocaman bu sözlerini “aidiyet duygusu” konusuna girerek sürdürdü.. “Sadece yabancı oyuncular için söylemiyorum, sadece F.Bahçeli oyuncular için de geçerli değil. Genel olarak Türkiye’deki profesyonel oyuncu anlayışı ‘Az çalışayım, çok kazanayım’ mantığı üzerine kurulu. Ben bunun değişmesi gerektiğini vurguluyorum.”

Sportif direktör beni rahatlatır

Mehmet Demirkol’un, “Şu an hem Sportif Direktör hem de teknik direktörsünüz. Bunun ayrılması gerekmiyor mu? Böyle biriyle çalışır mıydınız?” sorusuna Aykut Kocaman net bir yanıt verdi; “Böyle birinin olması öncelikle beni rahatlatırdı. Transfer gelişmelerini takip edecek. Benimle diyalogda olacak biri tabii ki gerekli. Ben de sportif direktör olarak bu görevleri yapma amacıyla gelmiştim. Şu an bir geçiş dönemindeyiz ve hem saha içinde başarı elde etmeye çalışıyoruz hem de bu yapıyı kurmaya..”

Beş yılda dünyanın en büyüğü

YEMEKTE üç önemli unsur öne çıktı benim için.. Birincisi Aykut Kocaman’ın, “Fenerbahçe değişecek. Bunu ben olmasam da yapmak zorunda. Ve bu Alex konusu değil. Alex bizim oyuncumuz. Ama bundan sonra Alex de dahil her oyuncu oyundan çıkabilir veya yedek kalabilir. Çünkü önemli olan Fenerbahçe’nin geleceği ve hedefleri. Fenerbahçe 5 yıl içinde dünyanın en büyük kulüplerinden biri olacak. Ben de bu projenin bir parçası olarak elimden gelen katkıyı yapmak için buradayım” sözleri oldu.

İki şampiyonluk iptal edilmeliydi

Saate baktım, 23.30 civarıydı. Kalkma vakti gelmişti. Ama gecenin bombasını Şekip Mosturoğlu patlattı.
“Sürekli günlük yaşıyoruz. Türkiye’de birçok konu üstü kapatılarak geçiştiriliyor. Örneğin Bochum Savcılığı’ndaki şike dosyası. O dosyadaki maçlarla ilgili kararlar alınsa 2. ve 3. liglerdeki iki takımın şampiyonluğunun iptal edilmesi gerek. Kupalar ellerinden alınmaz ama diğer liglerde olduğu gibi iptal süreci olması gerekirdi” dedi..
Hangi sezonlar, hangi maçlar ve hangi takımların bu sözlerin muhatabı olduğunu bilmiyorum. Ama ciddi bir iddiaydı Mosturoğlu’nun sözleri.. Gürcan, “Peki neden üzerine gidilmedi?” diye sordu. Mosturoğlu da, “Sadece federasyon üzerine gitti ama yalnız kaldı. Dosya kapandı, gitti” yanıtını verdi..
Yazarın Tüm Yazıları