Venedik Sarayı’nda Unakıtan’a sorular

FRANSIZLARA inat İtalyanlarla bir "balayı" dönemi yaşıyoruz.

İtalya-Türkiye Dostluk Birliği’nin girişimiyle iki gün üst üste İstanbul’daki Venedik Sarayı’nda düzenlenen forumun başlığı "Türkiye’yi Anlamak".

Foruma önde gelen İtalyan gazetelerinin genel yayın yönetmenleri, yazarları katılıyor.

Ayrıca Türkiye’de yatırımları olan Finmeccanica, Atlantia, Fiat gibi grupların üst düzey yöneticileri de İstanbul’da.

Belli ki, AKP Hükümeti foruma özel bir önem veriyor.

Zira ilk günkü konuşmacılar arasında Devlet Bakanı Mehmet Aydın ile Başbakanlık Türkiye Yatırım ve tanıtım Ajansı Başkanı Alpaslan Korkmaz var.

Akşamki davette ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İtalyan konukları ağırlıyor.

İkinci günün konuşmacıları ise Erdoğan’ın dış politika danışmanı Egemen Bağış ile Maliye Bakanı Kemal Unakıtan.

Dikkat ediyorum İtalyan gazeteci ve işadamlarından en fazla soru Unakıtan’a. Sorular peş peşe yağıyor:

Eğitim, sağlık, savunma harcamaları ne kadar?

AKP Hükümeti özelleştirmeyi sürdürecek mi?

Hangi sektörde özelleştirmeden kaçınacak?

Büyüme ve faiz oranları ne olacak?

Euro’ya geçiş düşünülüyor mu?

Çin ile ekonomik ilişkiler nasıl bir yolda?

Unakıtan, en çok özelleştirme üzerinde duruyor.

"Devleti ekonomik faaliyetlerden kurtarıncaya kadar özelleştirme devam edecek" diyor.

Elektrik piyasası, otoyol, köprüler, milli piyango ve loto.

Unakıtan’a göre, İtalyan işadamları bu özelleştirilecek kalemlerin tümüyle ilgileniyor.

Diğer kalemleri bilemem.

Ancak 2008’in başlarında yapılacak otoyol ve köprü ihalesiyle ilgili İtalyan Atlantia’nın CEO’su Antonio Castellucci forumun katılımcılarından.

Unakıtan’ı dikkatle izliyor.

8 otoyol ile Boğaziçi üzerindeki iki köprünün özelleştirilmesine Portekizliler, Avustralyalılar ve Japonlar da talip.

İhaleyi İtalyanlar kazandığı takdirde Boğaziçi köprülerinde Benetton damgası olacağını söylesem?

Benetton nereden çıktı diyeceksiniz...

Şundan: Atlantia, İtalya’da özelleştirilmiş olan otoyolların çoğuna sahip Autostrada SPA Grubu’na ait bir şirketi.

Autostrada’nın patronu ise ünlü Benetton ailesi.

Böyle giderse ’Medeniyetler İttifakı’ havada kalabilir

HEM Başbakan Tayyip Erdoğan, hem Devlet Bakanı Mehmet Aydın "Türkiye’yi Anlamak" Forumu kapsamındaki konuşmalarında "Medeniyetler İttifakı"nı gündeme getiriyorlar.

Erdoğan, İspanya Başbakanı Zapatero ile eşbaşkanlığını yaptığı "Medeniyetler İttifakı"nın adresinin Avrupa Birliği olacağını vurguluyor.

Mehmet Aydın ise önümüzdeki ocak ayında Madrid’de söz konusu girişimle ilgili ilk büyük forumun yapılacağını duyuruyor. "İtalyan dostlarımızdan bu girişime destek vermelerini bekliyoruz" diyor.

"Medeniyetler İttifakı" gerçekten önemli bir girişim.

Geçen hafta Sabancı’nın Osmanlı Hat Koleksiyonu’nun sergilenmesi nedeniyle Madrid ziyareti sırasında da İspanyol yetkililerden de bizzat bu girişimi önemsediklerini duyduk.

AKP Hükümeti "Medeniyetler İttifakı" girişimine gerçekten hevesli görünüyor. Ne ki, "Medeniyetler İttifakı"nın çağrıştırdığı "birlikte huzurla yaşamak" ve "hoşgörü" gibi kavramlara sürekli gölge düşüyor.

En son örnek İzmir’deki İtalyan rahibe saldırı. Bu tür saldırılar Türkiye’nın "Medeniyetler İttifakı" girişimine büyük darbe.

Bir yandan böyle bir ittifakı savunacaksınız, diğer yandan ülkedeki Hıristiyan din adamları korku içinde yaşayacak.

Fazlasıyla çelişkili bir durum.

Topbaş’ın Fransız konuğu en çok laleye şaştı

MICHEL Delebarre, Avrupa Birliği Bölgeler Komitesi Başkanı. Aynı zamanda Fransa’da Dunkerque kenti Belediye Başkanı.

Fransız Sosyalist Parti üyesi ve bu partinin iktidardaki dönemlerinde çeşitlik bakanlık görevleri üstlenmiş.

Bölgeler Komitesi’nin ne iş yaptığını şöyle izah edebilirim:

Avrupa’daki yerel ve bölgesel yönetimlerin Avrupa Birliği’nde temsil ediyor.

Delebarre, İBB Başkanı Kadir Topbaş’ın konuğu olarak hafta sonunda İstanbul’daydı.

Topbaş’ın Çırağan’da onuruna verdiği davette Delebarre ile tanışma fırsatı buldum.

Delebarre, Topbaş’ın İstanbul ve Türkiye hakkında verdiği bilgilere pek şaşmış.

"Lalenin Osmanlı’dan Hollanda’ya gittiğini, Fransız Devrimi’ne ilham veren Jean Jacques Rousseaunun babasının İstanbul’da oturduğunu öğrenince önyargılarım uçup gitti" diyor.

Bizde Avrupalıların bilmediği daha ne çok zenginlik var ama anlatmasını beceremiyoruz yazık.
Yazarın Tüm Yazıları