Uzun ve mutlu bir evlilik hayal mi?

Bu kadar çok boşanma ve mutsuz evlilik varken, sizin de evliliğe inancınız bitti mi? Belki de mutlu çiftlerin sırlarını bilmiyorsunuz?

Haberin Devamı

Danışan: Evliliğim beni çok mutsuz ediyor. Ne yapacağımı bilmiyorum. Aslında eşimle birbirimize aşık olup evlendik. İlk yıllarımız çok güzeldi ama yavaş yavaş birbirimizden uzaklaşmaya başladık, özellikle çocuğumuz olduktan sonra. Ne ilk günlerin heyecanı kaldı ne de aşkı. Artık evin içinde iki yabancı gibiyiz. O işten eve geldiğinde ben genellikle çocuğumuzu uyuturken uyuyakalmış oluyorum. Sabah da kalkıp işe gidiyoruz. Birbirimizi doğru dürüst görmüyoruz bile. Hafta sonları bir şeyler yapmaya çalışıyoruz ama o da zevk vermiyor artık.
Dr. Başak: Kaç yıllık evlisiniz?
Danışan: Önümüzdeki ay yedi yıl olacak.
Dr. Başak: Çatışmalarınız, anlaşamadığınız, çözemediğiniz problemleriniz var mı?
Danışan: Öyle elle tutulur bir problem yok aslında. Sadece eski neşemiz, sevgimiz kalmadı. Bütün evlilikler gibi bizim evliliğimiz de sıkıcı ve tekdüze hale geldi. Kaçınılmaz sonu yaşıyoruz sanki.
Dr. Başak: Bütün evliliklerin sıkıcı ve tekdüze olduğunu mu düşünüyorsunuz?
Danışan: Evet. Etrafımdaki çiftler ya boşanıyorlar ya da hiç durmadan evliliklerinden, eşlerinden ve mutsuzluklarından şikayet ediyorlar. Neyi yanlış yapıyoruz bilmiyorum. Belki de evlilik insanın yapısına uygun bir kurum değil.
Dr. Başak: Bu kadar çok boşanma ve mutsuz evlilik hikayesi dinlerken umutsuzluğa kapılmanız çok doğal. İnsan bu hikayeleri dinledikçe evliliğe inancı zayıflar, mutlu evlilik sürdürmenin mümkün olmadığına inanır.

Haberin Devamı

HER İLİŞKİ EMEK İSTER

Danışan: Yani evlilik kurumuna hâlâ inancınız var mı?
Dr. Başak: Bence sadece benim değil, tüm insanların var. Eğer insanların inancı olmasaydı, boşanır boşanmaz yeni birini bulma ve onunla yeniden bir ‘yuva kurma’ hayallerine girerler miydi? Erkeğin ve kadının birbirine ihtiyacı olduğu gerçeğini kabul etmeliyiz. Her ikisinin de yakınlığa, arkadaşlığa, muhabbete, cinsel beraberliğe, aile kurmaya, kendini güvende hissetmeye, destek almaya, paylaşmaya, ilgi görmeye ve sevilmeye ihtiyacı var. Evlenmek bu ihtiyaçları karşılamayı garanti altına almanın bir yolu. Ne zaman bu ihtiyaçlar karşılanmıyor, işte o zaman evliliklerde, ilişkilerde problemler ortaya çıkmaya başlıyor.
Danışan: İhtiyaçlarımın karşılanması bir hayal oldu zaten. Eşim de bence artık bu evlilikten umudunu yitirdi.
Dr. Başak: Siz yitirdiniz mi?
Danışan: Çok karışık duygularım var. Karar veremiyorum. Çocuğumuz var, ailemiz bozulsun istemiyorum. Eski günlere dönmeyi becerebilmek isterdim ama artık bu mümkün mü bilemiyorum. Bildiğim tek bir şey var ki; artık böyle mutsuz yaşamak istemiyorum. Keşke bu hale gelmeseydik. Mutlu bir evliliğimiz olsaydı. Bu saatten sonra bu mümkün mü acaba?
Dr. Başak: Bunu başarabilen çiftler olduğuna göre, bunun nasıl mümkün olduğunu onlardan öğrenebiliriz. Psikologlar, aile terapistleri, yıllardır bir yandan boşanmaların, aldatmanın, evlilik içi problemlerin nedenlerini, diğer yandan da mutlu ve uzun bir evliliğin nasıl başarıldığını araştırıyorlar. Kişilerin, evlilik içindeki özlemlerini ve ihtiyaçlarını analiz ediyorlar.

Haberin Devamı

ÖNCELİĞİ KENDİ AİLENİZE VERİN

İşin gerçeği, her ilişki emek ister. Evliliğinizin sihirli değnek değmiş gibi bir günde değişmesini, düzelmesini beklemeyin. Eski günlerinize dönmeniz zaman alabilir. İsterseniz önce, mutlu çiftlerin evliliklerinde nelere özen gösterdiklerine bakalım ve sizin ilişkinizde neyin eksik veya yanlış olduğunu anlamaya çalışalım.
- İçinde büyüdüğünüz aileden (anne-baba, kardeşler) hem duygusal hem de fiziksel anlamda ayrılmalısınız. Onlarla geçirdiğiniz zaman, eşinize ve çocuğunuza ayırdığınız zamanla dengeli olmalıdır. Onlardan tamamıyla kopmanız gerekmez, sadece artık ayrı bir aileniz olduğunuzu hatırlayarak yeni ailenize odaklanın. Her başınız sıkıştığında anne-babanıza gitmemelisiniz. Aynı şekilde, onların da her ihtiyaçlarına cevap vermeye kalkmamalısınız. Önceliği kendi ailenize verin.
- İlişkinizde dostluğa, arkadaşlığa, muhabbete önem verin. Beraberlik için bağlanma, ortak zaman geçirme, paylaşma çok önemlidir. Ortak uğraşılarınız, hayalleriniz, hedefleriniz olsun. Beraber eğlenip beraber dinlenmek için ortak aktiviteler yapın. Bunun yanında, beraberliğin içinde birbirinize nefes alacak alan vermek de çok önemlidir. Çok kopuk olmak da, çok bağımlı olmak da mutlu bir beraberlik için sağlıklı değildir.
- Romantizmi canlı tutmaya çalışın. Evliliğinizin ilk zamanlarında yaptığınız gibi fırsatlar yaratın. Romantizm, evlilikler içinde çok kolay unutulur ama bir yandan da hep ihtiyaç duyulur. Romantizmin olmaması ihtiyacın bitmesi anlamına gelmez. Eğer ihtiyacınız karşılanmıyorsa soğuma, uzaklaşma, evlilikten sıkılma, bıkma veya romantizmi başka kişilerde arama çok doğaldır.
- Birbirinizi niye seçtiğinizi ve sevdiğinizi hatırlayın. Hatta bunu zaman zaman hem kendinize hem de eşinize hatırlatın. Birbirinize karşı hayranlığınız, saygınız bittiyse evliliğinizi mutlu bir şekilde sürdürmek çok kolay olmaz.
- Dertlerinizi, sıkıntılarınızı birbirinizle paylaşın. Destek görmek, cesaretlendirilmek bir ihtiyaçtır. Bunu birbirinizden esirgemeyin. “Şimdi işim var” demek yerine, işe geç kalmak uğruna eşinizin sıkıntısını dinlemek, dostluğunuzu pekiştirir. İhtiyacınız olduğunda, başkalarına değil birbirinize dönün. Her derdinizi başkalarıyla paylaşırsanız, eşinizden uzaklaşmanız çok doğaldır.

Haberin Devamı

CİNSEL YAŞAMI CANLI TUTUN

- Anlaşamadığınız konuları çözmeye çalışırken, konuya odaklanın. Birbirinizi eleştirmekten, alay etmekten, aşağılamaktan kaçının. Çatışmaların ve kızgınlıkların her ailede olması doğaldır. Önemli olan olumsuz duygularınızı ifade edebileceğiniz güvenli bir ortam sağlamaktır. Problemlerinizi birbirinize ifade ettiğinizde bile aranızdaki bağın güçlü olmasını sürdürün.
- Tartışmalarda kimin haklı olduğu veya kimin kazanacağı asıl amaç haline gelirse, ikiniz de kaybedersiniz. Çünkü böyle bir tartışma sonunda hiçbir şey çözülemez. Kimin haklı olduğunu ortaya çıkarmaya çalışmak yerine problemi çözmek için seçtiğiniz yolların doğru olup olmadığını anlamaya çalışın.
- Karşınızdakinin size nasıl davranacağını aslında siz belirlersiniz. İhtiyaç ve sınırlarınızı bildirmezseniz, hayal ettiğiniz gibi davranmasını beklemeyin.
- Anne-baba olduğunuzda, karı-koca olmayı da sürdürmelisiniz. Bebeğin aileye girişindeki etkiyi beraber göğüslemeli ve paylaşmalısınız. Birbirinize zaman ayırmalı, çocuk dışında baş başa olabileceğiniz aktiviteler yapmalı, ilişkinizin büyüsünü korumalısınız.
- Her zaman krizler olacaktır. Karşımıza çıkan her krizin evliliği yıkma potansiyeli olduğu gibi, evliliği güçlendirme potansiyeli de vardır. Beklenen (yaşlılık, ölüm vs.) ve bazen de beklenmedik zorluklarla (hastalık, doğal afet, ekonomik kriz vs.) baş etmeye hazırlıklı olmalı, bu zorluklar karşısında ortaya çıkacak acılara beraber göğüs gererek ilişkinizi güçlendirmelisiniz.
- Cinsel yaşamınızı canlı tutun. Psikolojik veya fizyolojik problemler en önce cinsel hayatı etkiler. Bunun farkında olup dış etkenlerin cinsel hayatınızı olumsuz etkilemesine izin vermeyin. Mutlu ve uzun bir evlilik için mutlu bir cinsel hayat gereklidir.

Yazarın Tüm Yazıları