Telefon kulübesinden sarkan ahize

ÇOĞUNUZ o reklamı mutlaka görmüşsünüzdür. Görmeyen kime anlattıysam, gözleri doldu. Zaten bana da önce kızım anlattı, filmi sonra gördüm.

Ben de görmeyenler için anlatmaya çalışayım.

* * *

Küçük bir sokak çocuğu.

Üstü başı eski püskü.

Belli ki tenha bir yan sokakta kalıyor. Yerde bir battaniyesi var.

Battaniyesinin üzerinde ise küçücük bir köpek.

Çocuk yerde bir telefon jetonu buluyor.

Sonra battaniyesini topluyor, köpeğini kucağına alıyor ve yürümeye başlıyor.

Gittiği yer bir telefon kulübesi.

İçine giriyor ve battaniyesini özenle yere seriyor.

Aynı özenle köpeğini onun üzerine koyuyor.

Kendisi de yanına yerleşiyor.

Ekran işte tam o sırada kararıyor.

Ekran biraz sonra yeniden aydınlandığında gördüğümüz tablo şudur:

Küçük sokak çocuğu, battaniyenin üzerinde köpeği ile mışıl mışıl uyumaktadır.

Başının üstünde bir telefon ahizesi sarkmaktadır.

Ahizeden Yıldız Kenter'in o tanıdık, akraba sesi gelmektedir.

Kenter bir çocuk masalı anlatmaktadır.

O an anlarsınız ki, küçük sokak çocuğu, yerde bulduğu jeton ile bilmem kaçlı hatlardan birini arayıp masal dinlerken uyuya kalmıştır.

Bulduğu jeton ona, şimdi kimbilir nerelerde olan annesinin, büyükannesinin sıcak sesini taşımıştır.

Bir Kemalettin Tuğcu hikáyesi değil mi?..

Beni çok etkiledi.

Dinlerken gözüm yaşardı, seyrederken de.

* * *

Gerçekten yaratıcı bir senaryo ve mükemmel bir uygulama.

Filmi Çocuk Esirgeme Kurumu istemiş.

Amacı, 183 No'lu hattı arayarak sokak çocukları için yapılan çalışmalara katkı sağlamak.

Yaptıkları müthiş bir hayır işi olduğu için emeği geçen herkesin, her şirketin adını vermek istiyorum.

İşi Manajans-Thompson yüklenmiş.

Yönetmeni Selim Demirdelen.

Sporsorları Manajans-Thomson, Baba Film, Orion Işık, Jingle House, Sinefekt, Sinemaj ve Tem Stüdyoları.

* * *

Hiçbiri beş kuruş para almamış.

Tahmin ediyorum, bu filmi gösteren televizyon kanalları da para almıyor.

Bu filmi birkaç defa seyrettim.

Her defasında da aynı duyguları yaşadım.

Her defasında şunu düşündüm:

İşte sivil toplum hareketi budur.

Bundan 5-6 yıl kadar önce buna benzer bir başka filmden çok etkilenmiştim.

O film gözleri görmeyen insanlara yardım için yapılmıştı.

Ve şu cümleyle başlıyordu:

‘‘Bu filmin aktörleri, izleyeceğiniz filmi hiçbir zaman seyredemeyecekler.’’

Çünkü oynayanların hepsi görme engelliydi.

O film üzerine ‘‘Ben de 900'lü bir hat aradım’’ diye bir yazı yazmıştım.

Yazımın çıkmasından altı yedi ay sonra, bu kampanyayı düzenleyen derneğin başkanından bir mektup almıştım.

Benim yazımdan sonra o hattı arayanların sayısında çok büyük bir artış olmuş.

O gün için çok iyi sayılabilecek miktarda para toplanmış.

Mektubun en çok hoşuma giden tarafı ise, başkanın toplanan bu parayla neler yapıldığını anlatmasıydı.

Körler için Breille alfabesi ile kitap basan bir matbaa kurulmuş, bir eğitim merkezi ve şimdi unuttuğum daha başka şeyler gerçekleştirilmişti.

Daha önce de yazmıştım.

Amerika Birleşik Devletleri'ni dünyanın en güçlü ülkesi yapan şey, ekonomik zenginliği ve ordusu kadar, bu sivil toplum zihniyeti.

* * *

Bu müthiş filmi düşünen, senaryosunu yazan, uygulayan ve yayınlanmasını sağlayan herkese bir vatandaş olarak teşekkür ediyorum.

Türkiye'nin Avrupa Birliği'ni en çok hak eden yanlarından biri, işte bu gelişen yeni sivil toplum zihniyetidir.

O köprüaltı çocuklarının dramından işte böyle büyük bir toplum çıkacaktır.
Yazarın Tüm Yazıları