Sürgündeki sunağa dokunmak bile yasak

Zeus Sunağı’nın Berlin’de ne aradığı, yurtdışına nasıl çıkarıldığı ayrı bir tartışma. Bana kalırsa öyle ya da böyle, Berlin’deki gri gökyüzünün değil, Ege ışığının altında olmalı! 130 yıl önce terk etmek zorunda kaldığı Bergama antik şehrine kavuşmalı! Gövdesinden kopmuş parçalarla yeniden kucaklaşmalı!

BERGAMA Zeus sunağı neredeyse 130 yıldır Berlin’de sürgünde...

Berlin’e her gidişimde Zeus sunağının bulunduğu Bergama Müzesi’ne mutlaka uğrarım.

Tepkim hep aynıdır... ‘Bunu nasıl kaçırdılar...’

Bergama Müzesi’ne girer girmez ana salonda karşınıza çıkar sunak.

Tanrılarla devler, Bergamalılar ile ezeli düşmanları Galatlar arasındaki savaşları simgeleyen frizlerle çevrili sunak bir an nefesinizi keser.

Milattan önce 2. yüzyılda yapılmış yontular o kadar canlıdır ki, gayri ihtiyari eliniz onlara doğru uzanır.

Çok iyi bildiğiniz bir coğrafyadan, Marmara Adası’ndan gelmiş olduğu söylenen mermerleri okşamak istersiniz.

Bu okşama, yontuları eski bir tanıdık olarak selamlamak, yabancı bir diyarda uzak kaldıkları güneşin sıcaklığını, denizin tuzunu onlara hatırlatmaktır.

YOL İNŞAATI YAPARKEN PARÇA PARÇA KAÇIRDILAR

Geçen pazar günü yine büyülenmiş gibi elim yontulara uzandığı bir sırada Bergama Müzesi’nin o sevimsiz bekçilerinden birine yakalandım.

‘Dokunmak yasak...’

Ne diyebilirsiniz?

‘Kusura bakma bu yontularda sizin hiçbir söz hakkınız yok. Bunların tümü benim ülkemden parça parça kaçırıldı, hepsi bize ait...’

Alman bekçiye bunları mı anlatacaksınız?

Ona sıra gelinceye kadar müze müdürlerinden, Alman Kültür Bakanlığı’nın tepesindeki adamlara kadar kimler var. 1886 yılından itibaren kaçırılan her şeyi sırayla sahiplenmişler.

Tabii burada bir şeyi aydınlığa kavuşturmakta yarar var.

Biz Zeus Sunağı’nın, yine Bergama Müzesi’nin en muhteşem parçaları arasında olan Milet’in ‘Agora Kapısı’nın çalındığını, kaçırıldığını iddia ediyoruz.

Öyle ya, 1864 yılında yol inşaatı için Ege’ye gelen Alman inşaat mühendisi Carl Humann, Bergama’da bulduklarını parça parça Dikili’den deniz yoluyla 15 yıl boyunca Almanya’ya kaçırmadı mı!

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın sitesine girin.

Şöyle bir başlık göreceksiniz: ‘Yurtdışına Kaçırılan Eserler Sorunu’

Bu başlığın altında Türkiye’nin iadesini istediği eserler arasında Zeus Sunağı da var.

Üstelik, Humann’ın 1871 yılında yaptığı izinsiz kazılarda ortaya çıkardığı sunağı ve diğer parçaları, 1874’te Tarihi Eserler Kararnamesi’ne uygun olmayan bir şekilde Berlin’e taşıdığı da belirtiliyor.

ALMANLAR İZİN ALIP GÖTÜRDÜKLERİNİ SÖYLÜYOR

Almanların iddiası ise farklı.

Bu son ziyaretimde Bergama Müzesi’nden aldığım kitapçıkta, kazılar için dönemin Türk yetkililerinden ‘izin’ alındığı ve imzalanan bir kontrat karşılığında Bergama’dan çıkartılanların Berlin’e nakledildiği yazıyor.

Varsa bu sözü edilen kontrat nerede?

Doğrusunu isterseniz Türkiye’de herhangi bir yetkili de doğru dürüst açıklamış değil.

Tarihi eserlerin yurtdışına çıkartılmalarına izin verilmiş mi verilmemiş mi?

Bana kalırsa öyle ya da böyle, Zeus Sunağı, Berlin’deki gri gökyüzünün değil, Ege ışığının altında olmalı!

130 yıl önce terk etmek zorunda kaldığı Bergama antik şehrine kavuşmalı! Gövdesinden kopmuş parçalarla yeniden kucaklaşmalı!

Bakın önümüzde bir Troya örneği var.

Troya kazı başkanı Profesör Manfred Osman Korfmann önderliğinde geçenlerde Troya Vakfı kuruldu.

Vakfın amacı Troya’dan kaçırılan tüm eserleri antik Troya’da kurulacak bir müzede bir araya getirmek.

Zeus Sunağı için de belki işin doğrusu, sunağın bu topraklara ait olduğunu kabul eden sağduyulu Almanları da katarak bir vakıf kurmak.
Yazarın Tüm Yazıları