Sosyal medya nimetleri

Çocukluğumuzda “gelecekte” geçen bilim-kurgu filmleri vardı. Yıldız gemileri savaşır, arabalar uçuşur, insanlar telepatiyle anlaşır idi. Biz büyüdük ve hiçbiri gerçekleşmedi.

Haberin Devamı

Önce epey bir bozulduk. Kendimizi kandırılmış hissettik.
Ama sonra, o filmleri yapanların hayal bile edemediği bir şey oldu: Sosyal medya geldi.
Sosyal medyanın gelişi, hayatı o filmlerdeki şeylerin hepsinden çok değiştirdi. Bugün uzay gemileri de, ay üsleri de, uçan arabalar da sosyal medyanın içinde.
Yoksa günümüz teknolojisi aslında uzay gemisi yapmaya müsait. Evelallah aya üs bile kurarız.
Kurmuyorsak, sebebi rantabl olmaması. Uzay gemisi yapacağız da ne olacak? Uçurduğumuza değecek mi? Ay’da maden, Mars’ta petrol yok ki gidip çöreklenelim. Astarı yüzünden pahalıya çıkar.
Hem maden bulsan bile o madeni çıkaracak yerli halkı nereden bulacaksın? İşte bunları görmek, insanlığın en büyük hayal kırıklığı oldu. Amerika’nın keşfiyle başlamış, Ay’a seyahatle zirve yapmış “ilerleme” fikri, tosladı sonsuzluğun duvarına. Anladık ki şu evrende yalnızız. Gidecek başka diyar yok. Kavafis’in “yeni bir ülke bulamazsın” dediği sevgili gibiyiz. Gayrı tek çaremiz var, birbirimizi keşfetmek.
Kristof Kolomb’dan beri ilerleme hırsıyla unuttuğumuz şeyi yapıp birbirimize bakmak.
Sosyal medya, tam o sırada imdada yetişti. Bilgisayar ekranından da olsa, birbirimize bakmaya başladık. Bugün Japon ve Meksikalı gençler Facebook’ta buluşup kutuptaki fokları kurtarabiliyor. Tunuslu gazeteci, tutuklu meslek-taşı için twitter’da dünya çapında kamuoyu yaratıyor.
Bunlar birkaç saat içinde oluyor. İnsanlar birbirine telepati hızında dokunurken. Çocukluğumuzun bilim-kurgu filmlerini yapanlar bunları düşünemezdi. Sosyal medya öncesi algıyla sınırlıydılar.
Galaktik Cumhuriyet’te twitter olsaydı, Jedi’lar yenilmezdi. Atılgan’da Facebook olsaydı, Spock rahat ederdi. Şimdi küçücük ekranlarda dev uzay gemilerinin yapamadığını yapıyor sosyal medya: İnsanı insana bağlıyor.
İnsanoğlunun uzayda stop etmiş keşif macerası, insanoğluna doğru sürüyor.

Haberin Devamı

House Cafe yaza hazır

Bilen bilir, “marka yaratma ve yaşatma” dalında gerçek bir başarı hikâyesidir House Cafe zinciri. Keşke ortaklarından Ramazan Üren kitabını yazsa da, gençler okusa rehber niyetine.
Şimdi Teşvikiye Atiye Sokak’taki House Cafe’yi baştan aşağı yenilediler, çiçek gibi oldu.
Hele nihayet açılan bahçesi, çevre sakinlerini bir tatlı huzur almaya davet ediyor.

Yazarın Tüm Yazıları