Sendikasız rahatladı, kriz şokunu yaşadı

İTALYAN Menarini'nin yüzde 73'üne sahip olduğu İbrahim Etem Ulagay İlaç'ın davetiyle gittiğimiz Roma'da Reha Erus'la konuşuyoruz.

Reha Erus, Alitalia çalışanlarının toplu rapor alma eylemini anlatıyor:

‘‘Alitalia'nın personel azaltma girişimi söz konusu olunca, çalışanlar toplu rapor aldı. Alitalia'nın tüm uçuşları durdu. Raporları veren doktorlar hakkında soruşturma açıldı. Bu kez de doktorlar eylem kararı aldı. Yani, İtalya'da sendikalar çok güçlü. Sendika başkanları kral gibi.’’

Bunun üzerine İbrahim Etem Ulagay Genel Müdürü Serdar Sözeri'ye, ‘‘Sizde sendika var mı?’’ diye sordum. Sözeri, ‘‘Yok’’ yanıtı verdi. Arkasından Menarini Group Güneydoğu Avrupa Direktörü Mario Ammirati'ye takıldım:

‘‘Türkiye'de keyfiniz yerinde olmalı. Karşınızda sendika yok. Olsa bile İtalya'daki kadar başınıza iş açmaz.’’

Ammirati
, İtalya'daki sendikaları eleştirerek söze girdi:

‘‘Bakın İtalya'daki güçlü sendikalardan biri sol eğilimli. Bunlar komünist başbakan döneminde neredeyse eylem bile yapmadı. Berlusconi gelince, adamı rahat bırakmadı. İş siyasi harekete dönüştü. Ortada bir kavga nedeni yoksa, bizim sendikadan rahatsız olmamız söz konusu değil.’’

Menarini
, İ.E. Ulagay'ın çoğunluk hisselerini 2001 yılı başında alınca, şirketin başına Mario Ammirati'yi getirmiş. Ammirati, o günlerde yaşadığı şoku hálá gözleri faltaşı gibi açılarak anımsıyor:

‘‘Ben göreve başladım, 10 gün sonra Şubat 2001 krizi patladı. Elbette şoke oldum. Böyle bir şanssızlık olamazdı. Türkiye'nin en büyük krizini gelir gelmez yaşamak, çok zor günler geçirmemize neden oldu.’’

Ammirati
, 7-8 ay önce İ.E. Ulagay'ın Genel Müdürlük görevini Serdar Sözeri'ye bırakıp, kendisi Menarini'nin Güneydoğu Avrupa Direktörü olmuş. Merkez olarak yine İstanbul'u kullanıyor. Ammirati'ye, ‘‘Zor günler geride kalmış olmalı’’ diyorum, gülümsüyor:

‘‘Krizi hatırlamak bile istemiyorum. Şu anda Türkiye'de bulunmaktan memnunuz. Menarini, İ.E. Ulagay'da ataklarını sürdürecek.’’

Kendileri açıkça itiraf etmese de İ.E. Ulagay'da örgütlü sendika olmayışı, İtalyan Menarini'nin elini ‘‘rahat’’ tutuyor.

Menarini, kriz şokunu unutup, İ.E. Ulagay'la büyüme planları yapıyor.

Onlar büyüdükçe, ‘‘sendikasız’’ da olsa istihdam artıyor...

Şimdi de ‘dolar faizi’ diyorlar

TÜRK Lirası'nın değerlenmesi yüzünden Merkez Bankası'nın üzerine kurulan baskıya şimdi bir başka öneri eklendi. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Mehmet Yıldırım, ‘‘Türkiye, IMF'ye yüzde 12 faiz ödüyor. Vatandaş bankaya yatırdığı dolardan ancak yüzde 2 faiz alabiliyor. Verin vatandaşa daha fazla dolar faizi, bakın döviz yükseliyor mu, yükselmiyor mu?’’ diyor.

Geçen hafta bu köşede, ‘‘Bugünkü durum 1986 devalüasyonu öncesine benziyor’’ diyen usta bankacı Burhan Karaçam, Yıldırım'ın önerisine pek ciddi bakmıyor. Buna rağmen, ‘‘Faiz emirle belirlenmez’’ uyarısı yapıyor.

Karaçam, ‘‘vadeli ithalat’’taki artışın, sonbaharda ve kışa doğru döviz üzerine yukarı doğru baskı yaratacağı endişesini yineliyor. Bunları bazı bürokratlara da aktarıyor ve altını çiziyor: ‘‘50 milyar dolara ulaşacak ithalatımızın 6 aylık büyüklüğü 25 milyar dolardır. Bunun 7-8 milyar dolarlık bölümü vadeli yapılsa, döviz talebi birikip sonbahar ve kışa doğru ortaya çıkar. O zaman dövizin tırmanışını durdurmak zorlaşır.’’

Dileyelim korkulan olmasın.
Yazarın Tüm Yazıları