Sedef Çalarkan satıldı

Geçtiğimiz aylarda magazin basınının diline doladığı bir konu vardı. Kaşıkçı Elması’nı stilize ederek hazırladığı koleksiyon ile tanıdığımız Sedef Çalarkan’ın birlikte yer aldıkları ortak bir projeden ödemesi gereken bir bedeli Ece Sükan’a zamanında ödeyememesiydi mesele.

Sükan Facebook’tan “Sedef öde artık borcunu” yazmış ve ortalık karışmıştı.
Son bilgiye göre Sükan’ın ödemesi bir ödeme planı dahilinde yapılmaya başlanmış. Çalarkan bu olayla ilgili olarak “Ece’nin Facebook’tan geciken ödemesi ile ilgili yazdığı sitem mesajı oldukça arkadaşçaydı. Popüler bir figür olması aramızdaki durumun basına farklı yansımasına sebep oldu” diyor.
Çalarkan belini doğrultmaya başladı çünkü ıpekiş / Bluehouse ve Atakule Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’nın da sahipleri olan Tarman Group markasını bünyesine kattı. Endüstri gruplarının tasarımcılara ve tasarım markalarına yatırım yapması, gelişmiş ülkelerin aksine ülkemizde çok alışkın olmadığımız bir durum. Hele de basının diline “borç batağına düştü” diye dolanan bir tasarımcı markasına yapılan yatırım önemli bir örnek teşkil ediyor.
Bir tasarımcının aynı anda ticaret yapabilmesi ve tasarım sürecini sağlıklı oluşturması çok güç. Çok beğenilmesine rağmen maddi zorluklarla boğuşan tasarımcılara sık rastlamamız da bundan.
Tarman Group’un CEO’su Murat Tarman Sedef Çalarkan markasını bünyelerine katarak dünyalı bir tavır sergilemek istediklerini, ona çağdaş ve donanımlı bir çalışma ortamı sağlayıp tasarımlarını daha geniş kitlelere ulaştırabileceği uygun koşulları yaratacaklarını söylüyor.
2010/2011 sonbahar-kış koleksiyonu üzerinde çalışılan, lansmanı eylülde gerçekleştirilecek markanın adı Global Ottoman. Bu markayla kültürel değerlerimizi ve sembollerimizi moda yapmaya aday olacaklarını belirten Tarman,
Çalarkan’ın yaşadığı ekonomik sıkıntılarla ilgili de şunları söylüyor:
“Başta Atatürk Havalimanı gibi sirkülasyonu çok büyük bir satış noktasını ve diğer satış merkezlerini ayakta tutarken ticari anlamda zorlanıp çaresizlikler yaşamasını çok doğal karşılıyorum.
Olayın magazinsel boyutuna ise göz önünde olmanın küçük bir bedeliydi diye bakıyorum.”

Golf sahalarında Kaşıkçı Elması

Global Ottoman ilk lansman döneminde öncelikle hazır giyim ve aksesuvar koleksiyonunu tanıtacak, sonrasında her sezon ürün gamını genişletecek. Çanta, kemer, cüzdan, dekoratif ev ve büro aksesuvarları öncelikli tasarlanacak ürünler arasında yer alacak.
Çalarkan, Global Ottoman’ın “maskülen” bir marka olduğunu belirtiyor, daha önceki tasarımlarından ayıran en önemli özelliğin daha rafine, sakin ve modası geçmeyecek klasik çizgisi olduğuna dikkat çekiyor. Bu nedenle çok yüksek kalitede malzeme ve işçilik Global Ottoman’ın en önemli marka kodları arasında.
Uzun vadedeki hedefinin Global Ottoman’ı Golf sporuyla özdeşleşmiş bir marka olarak konumlandırmak olduğunu belirten Çalarkan, erkek ve kadın için yüzde 100 koton ve ipek polo yakalı tişörtlerin göğüs bölümüne altın işlemeli kaşıkçı elması sembolleri yerleştirerek golf sahalarına Kaşıkçı Elması’nı taşıyacağının altını çiziyor.

Hanif’ten defile yok, sergi var

Dilek Hanif geçtiğimiz ocak ayında Paris Haute Couture Haftası’nda defilesini “Fransa’da Türkiye Mevsimi Etkinlikleri” kapsamında devlet desteği alarak gerçekleştirmişti. Önümüzdeki ay ise kendi kendisini finanse edeceği için defile kadar yüksek bütçeli olmayan farklı bir tanıtım ile 2010/2011 kış koleksiyonunu sergileyecek. ıstikrar göstermek adına Paris’e gitmemezlik etmiyor.
Geçtiğimiz sefer Hotel de Crillion’daki Marie Antoinette salonunda bir defile yapmıştı. Temmuz da yine Hotel de Crillion’da ama bu kez koleksiyonu sergileme düzeni içinde tanıtacak. Koleksiyon 15 cansız manken üzerinde sergilenecek. Böylece manken kaşeleri, ses-ışık gibi teknik maliyetler, saç-makyaj ekibi ve koreografi gibi bütçe kalemlerinden muaf olacak. Ekonomik kriz nedeniyle bu yola başvuran çok tasarımcı var. Dice Kayek de bunlardan biriydi mesela.
Hanif’in koleksiyonunda üniforma etkili ceketlerle bir arada kullanılan romantik etekler, Taroni imzalı dokuma kumaşlar, sırt ve göğüs dekolteleri, stilize edilmiş Osmanlı motifleri dikkat çekiyor.
Bu sezon böyle geçsin ama gönül ister ki önümüzdeki dönemde Paris Haute Couture Haftası’nda yeniden defile yapabilsin.
Yazarın Tüm Yazıları