Salkım saçak itiraflar

Malum, ne ben ondan hazzediyorum ne de o benden (bakınız: Arşivin tozlu sayfaları)

Ama Yeşim Salkım’ın yaptığı şu son itiraf şahane, Sezar’ın hakkı Brütüs’ün oğluna verilsin yani. Acele.

Meğer yıllar önceki Kral TV ödüllerinde Hilal Cebeci’ye "yılın en iyi pörtleyen şarkıcısı" ödülü Salkım Hanım’ın yüce forsu sayesinde verilmiş. Neden? Çünkü Hilal Cebeci albümettosunu (ilk albüm demek gibi bir şey) Uzan sermayesiyle kurulan Yeşim Müzik’ten çıkarmış.

Yetmemiş, şehirli Salkım Hanım yakından ilgilenmiş Cebeci’nin hadi gel köyümüze geri dönüp okeye dönelim imajıyla...

Üstelik sadece bu değil, diğer Kral TV ödüllerinde de bolca şaibe varmış. Zamanında.

Keşke bunun gibi arada lost (ve de tost) olmuş başka mevzuları da böyle dobra dobra açıklasa Salkım Hanım, "yaşandı bitti saygısızca" formatında gün be gün. Ne aydınlanırdık aslında...

Bu arada ne acı tesadüf, yarın gece yeni bir Kral TV ödül töreni var. TMSF yönetimindeki yeni Kral şaibeli geçmişinin üstüne bu kez de devlet elinde: Etkisiz ve yetersiz bir imajla.

Kemer kendini aşmış

Hafta sonu Kemer’deydim ve doğruya doğru, gece hayatı meselesinde aşmış kendini Kemer.

Öyle ki buranın en büyük kulübü Club Arena’ya girince bir an kendimi İstanbul’da zannettim. Çünkü Arena, Reina’nın tıpatıp aynısıydı. Zaten Reina’yı yapan mimarlık şirketi kotarmış dekorasyonu. Sanırım onlara da "Burayı Reina gibi yapın" denildi.

Başarmışlar nitekim, kusursuz bir Kemer Reina’sı yapmışlar işte.

Bol localı VIP bölümü ve ortadaki koca barıyla tam üç bin kişilik bir kulüp olmuş Arena. Ne yalan söylemeli, içeri girerken hiç böyle bir yer beklemiyordum.

Tatil yöresi diskosu/kulübü az buçuk aynı berbat standarttadır ya, o yüzden.

Kötü müzik sistemi, kötü dekor, yoldan toplanmış servis elemanlarıyla filan...

Lakin Club Arena, İstanbul’daki gece kulübü standardında. Hatta İstanbul’dakileri sollamak üzere. Mesela her gece barın üstüne çıkıp dans eden Ukraynalı dansçıları var. Tıpkı dansçılar gibi önemli bir müşteri kitlesi kuzeyden. Yani Rusya ve Ukrayna’dan.

Geri kalanlar Fransız ve Türkler.

Türklerin çoğunluğu da erkek, takdir edersiniz ki... Türk kadınlarına göre çok rahat olan ve durmadan dans eden Rus kadınlarıyla yakın temas ilgili Türk erkekleri.

Kısacası Arena gibi güzel bir kulüp Rus işgali altında! O zaman, ilk hedefin Kemer’dir ey İstanbul sosyetesi! Çeşme ve Bodrum’u bırak, memleket elden gidiyor, git Arena’yı işgal et.

İlk taarruza geçenlerin içkisi benden (bi ihtimal)... Hadi göreyim gayretinizi.

Seni yosunlara sarmalar sararım

Kısa Kemer turu esnasında Türkiz Otel’de kaldım. Sade, sessiz bir yer...

Aslında bir marina oteli. Zaten marinaya yanaşan yabancı yat sahipleri kalıyor genelde. Kemer’de tüm oteller ’her şey dahil’ sistemindeyken Türkiz tam tersi.

Bu yüzden yemekleri özenli, içkileri baştan savma değil... Ama bizdeki otellerin çoğunda olduğu gibi burada da personel deli edebiliyor insanı.

Misal, "Frozen istiyorum" dediğinizde "Bizde sadece şu mönüdekiler var" diye kaba bir üslupla yanıt verebiliyorlar.

Divan Palmira’dan Türkiz’e transfer olan genel müdür Kamil Erenyatır önce personeli eğitmekle başlamalı işe. Personel iyi olmazsa her şey bitiyor çünkü. Türkiz’in bir de meşhur thalasso center’ı var.

Yani yosun bakımlı, deniz suyu havuzlu, çeşit çeşit masajlı bakım merkezi...

Malum spa’lardan farkı, daha klinik bir havaya sahip oluşu. Ve ciddi ciddi insanı yaza hazırlayacak hayli yoğun bakım kürleri yapılması.

Ama gel gör ki yosunlara sarıp sarmalanmak suretiyle erimeye çalışmak bana göre değil. Bu eziyetten hoşlanan genelde kadınlar. Yadsıyamam bu kainat gerçeğini. Öper başıma koyarım, yine de... Öptüm bile.
Yazarın Tüm Yazıları