Sahurda yatıp iftarda kalkanlar...

MÜBAREK ramazan ayını idrak ettiğimiz şu günlerde halkımız ikiye ayrılmış bulunuyor. Oruç tutanlarla tutmayanlar.

Oruç tutanlar da kendi aralarında birtakım sınıflara ayrılıyorlar.

Mesela, oruç tuttuğu yüzünden belli olanlar...

‘Yüzlerine nur geliyor zira’ demek isterdim lakin öyle değil, şöyle: Suratlarından düşen bin parça oluyor. Gidin bir banka şubesine, postaneye, şuraya buraya, şıp diye anlarsınız. Siz anlamazsanız onlar birkaç saniye içinde ‘Kusura bakmayın kafam yerinde değil, oruçluyum da...’ demek suretiyle kendilerini belli ederler.

Bir diğer sınıf, ramazanın en az yarısını budayanlar...

Bunlar da kendi aralarında sınıflara ayrılırlar. Orucu baştan üç gün tutup sonra bırakanlar, bir gün tutup bir gün tutmayanlar, başında, ortasında, sonunda ve Kadir Gecesi tutanlar gibi. Bunlara ‘kendini kandıranlar’ da denilebilir.

Bir taşla iki kuş vurmak isteyenler...

Bu grubun mensupları, yapacakları zayıflama diyetini ramazan ayına denk getirirler. Niyetleri ramazan sonunda hem zayıflamış hem de sevaba girmiş olmaktır. Lakin sabaha karşı pilav, börek yiyip yattıklarından ramazanı şişmanlamış olarak tamamlarlar. Mübarek günleri emellerine alet ettiklerinden sevaba falan da girmezler.

* * *

Sahurda yatıp iftarda kalkanlar...

Bir ay boyunca işi gücü terk ederler. Oruçlu saatleri uykuda geçirmek suretiyle ramazanı nefsine çaktırmadan atlatmak niyetinde olan bu grup mensuplarının orucunun kabul görüp görmediğini Allah bilir.

Ramazanı bir süre aç kalıp sonra yemeğe saldırmak şeklinde algılayanlar...

Ne kalplerini temizlemeye, ne üçkáğıttan vazgeçmeye niyetleri vardır. Dakikada bir yanındakilere ‘Kaç saat kaldı yav?’ diye sorarlar. İftardan sonra soda içip geğirirler.

Ve ramazanın hakkını verenler...

Her konuda nefsine hákimiyetiyle, ibadetiyle, sükûnetiyle, yüzünün nuruyla, tevazuuyla... Dedelerimizle beyaz başörtülü anneannelerimizi, babaannelerimizi hatırlayın...

İşte onlar gibilerin ramazanı mübarek olsun.

MIŞ-MUŞ

ABD’de başkanlığı daha çok adı kısa olanlar kazanıyormuş.

Amerikalılar yine iyi, biz seçerken hiçbir şeyine bakmıyoruz.

YTL’den sonra eski paralar asfalt olacakmış.

Sonunda servet ayaklarımızın altına seriliyor ama...

Tuğçe Kazaz, ‘İleride şarkıcılığa soyunabilirim’ demiş.

Tek umudumuz Sezen Aksu’nun kaynanalığını göstermesi.
Yazarın Tüm Yazıları