Sabır acıdır meyvesi tatlıdır

Aradan yıllar geçti.. Bu kez bir Alman geldi Fenerbahçe’nin başına.. Daha ilk lig maçında kendi sahasında 3 gol yedi Fenerbahçe.. Ama aradan geçen yıllar Fenerbahçe’ye, özellikle de son 8 yılda başkanlık yapan Aziz Yıldırım’a çok şey öğretmişti.. Sahada alınmıyordu asıl yenilgiler.. Yenilgilere karşı kelle vermekle alınıyordu.. Bu kez kararlıydı.. 11 puan geriye düştüklerinde bile arkasında durdu Daum’un.. Bıraktı futbolla ilgili bütün kararları ona.. Sadece transfer listesini istedi ondan.. Futbolcu alma işini üstlendi başkan..

Ve ortaya bir Fenerbahçe gerçeği çıktı.. Stadı doluydu artık.. Taraftarı bilinçliydi.. Kayserispor maçında, belli etti kendini.. Gol gelmese de takımını destekliyordu..

Doğru yönetim

Dün gece Fenerbahçe’nin bir başka yüzü çıktı ortaya.. Disiplinli bir Alman takımı gibiydi sarı-lacivertliler.. 2-0 öne geçtikten sonra bile, oyun disiplinini bozmadılar.. Riske girmediler, basit oynadılar.. Şovu Alex-Anelka ikilisine bırakıp rakibi durdurmaya oynadılar..

Aslında penaltıya kadar Fenerbahçe, PSV’yi sindirmiş ama geçen sezonki Zaragoza benzeri bir şoka uğramamak için, bu kez yoğun tedbir almıştı. Tuncay yokluğunda Nobre uçta oynuyor, Anelka, sürekli dolaşarak PSV defansının dengesini bozuyordu..

Savunmada Serkan’ın son derece akılcı oyunu ve hücumu destekleyen deparları Hiddink’in hiç düşünmediği gelişmeydi.. Ama bütün hesapları alt üst eden isim Hesselink oldu.. Yaptırdığı penaltı ve hemen ardından gördüğü kırmızı kartla..

Bu sonuç Fenerbahçe’nin başarısı değil sadece.. Ülke futbolunun hala ayakta oluşunun bir göstergesi.. Geçen sezonun Şampiyonlar Ligi yarı finalisti PSV’nin karşısında Türk futbolunun tekrar dirilişi..

Doğru yabancılar, doğru Türkler, doğru teknik direktör, doğru yönetim ve doğru skor..

Dileriz gerisi gelir.. Bu sevinçler yarım kalmaz..