Rüzgar okullu oldu

Rüzgar okula başlıyor. Hafta içi her gün 9-12 arasında okullu olacak. Doğrusunu yanlışını Back-Up’ın Ebeveyn Danışmanı Cansu Yağız’a sordum

Haberin Devamı

Bizim zamanımızda yuvaya ilkokuldan bir, bilemedin iki yıl önce başlanırdı değil mi? Şimdiler de bebekler altı haftalıkken bebek yogasına, altı aydan sonra oyun kulübüne, iki yaşında da yuvaya başlıyor. Yani başlayabiliyor. Rüzgar yoga falan yapmadı çok şükür de, bu anaokulu meselesi için erkenci olmasını özellikle istedim. Çünkü etrafında başka çocuklar varken bir başka mutlu oluyor, arkadaşlarıyla oynarken adeta gözlemci tilki kesiliyor, kim neyi nasıl yapıyor inceliyor, öğreniyor, fark ediyorum böyle zamanlar üst üste geldiğinde resmen daha hızlı ilerliyor, gelişiyor. Yani en basit tanımıyla üzüm üzüme baka baka kararıyor.
Birkaç yakın arkadaşım da, çocuklarını iki yaşında yuvaya başlatıp çok memnun kaldı. Hepsi yuvanın ilk ayından sonra kurdukları cümlelerin daha bir anlamlandığından bahsetmişti. Ama tüm bunlara rağmen, ‘acele mi ediyorum, daha erken mi, hata mı?’ gibi endişelerim vardı tabii. Ben de kafamdaki soruları Back-Up’ın Ebeveyn Danışmanı Cansu Yağız’a sordum. İki yaş bu başlangıç için doğru bir zaman mı sorusunu şöyle cevapladı: “Yuvaya şu yaşta başlanır, gibi mutlak bir doğru yoktur. Hatta bazı pedagoglar, 18. ayda yuvaya başlamanın dil ve sosyal gelişim açısından daha da etkili olduğunun üstünde durur. Bazı ülkelerde iki yaş yuvaya başlamak için geç sayılabilir; yine bazı bakış açılarına göre de ‘Yazık değil mi küçücük çocuğa?’ denir. Oysaki kriterler; gönderilen yerin kalitesi, uygulanan programın niteliği, eğitmenlerin uzmanlık ve tecrübeleri, çalışanların sevecenliği ve işlerindeki özenidir. Çocuğun kişiliğine ve ailenin yaklaşımına uygun, özel programları olan yuvalar çocuğun erken gelişimine tahmin ettiğimizden daha fazla katkı sağlar.”

Peki yarım gün mü?

Haberin Devamı

Yağız: “İki yaşında yuvaya başlayan çocukların yarım günden başlaması, alışmaları ve aileden tam uzaklaşmadıklarını hissetmeleri açısından faydalı olabilir. Rüzgar’ın yarım gün yuvaya devam etmesinin avantajı; adaptasyon, sosyal kabul ve sınırlar konusunda hayatının ilk eğitim devresine adım adım giriş yapmış olmasıdır” diyor.

Haberin Devamı

Ben de tam böyle düşünmüştüm. Rüzgar’ı Levent’deki Pinokyo’ya hafta içi her gün 9-12 kaydettirdim. 12’de yemeğini yemiş bir halde yuvadan çıkacak ve eve gelip öğle uykusunu uyuyacak.

YENİ BAŞLIYORSA BUNLARA DİKKAT

Çocuğunuz Rüzgar’dan büyükse yuvaya hatta ilkokula başlıyorsa ne yapmanız gerektiğine gelince; Cansu Yağız, çocuklarını okula hazırlayan anne babalar için tavsiyelerini şöyle paylaşıyor:
* Okullar açılmadan önce çocuğa okulun nasıl bir yer olduğunu ve okulda neler yapacağını anlatın. Okulda arkadaş edineceğini, öğretmenleri ve arkadaşlarıyla birlikte hayatı için çok önemli bilgiler öğreneceğini, eğlenceli ve verimli zaman geçireceğini söyleyebilirsiniz.
İlkokula başlayacak çocukların ilk bir hafta heyecan ve korkudan kaynaklanan baş ağrısı, baş dönmesi, mide ağrısı, mide bulantısı gibi fiziksel belirtiler ve çekingenlik göstermeleri normaldir. Ancak bu süre iki haftadan fazla sürüyorsa mutlaka bir uzmanla görüşülmelidir.
* Çocuğun zihninde tasarladığı korkuların sönmesi için sabırlı ve kararlı bir tutum sergilemek gerekiyor. Okula gitmesi konusunda tutarlı davranmalı, çocuğu cesaretlendirmelisiniz. Onun anlayacağı açıklıkta konuşup, neden okula gitmek istemediğinin sebeplerini ortaya çıkarın. İlk günlerde çocuğunuzu okulda yalnız bırakmayın. Kapıda olduğunuzu, çıkışta onu alacağınızı söyleyerek güven duymasını sağlayabilirsiniz. Başka çocuklarla karşılaştırmayın, her çocuğun bunu yaşayabileceğini söyleyin. Bu dönemde öğretmeni ve okuldaki profesyonellerle işbirliği içinde olmayı unutmayın.
* Okula gitmeyi bir zorunluluk gibi hissettirecek söylemlerden kaçının. Hiçbir zaman çocukları okula göndermekle tehdit etmeyin ve okula gitmeyi bir ceza olarak dile getirmeyin. “Okula başlasan da senden kurtulsam!” ya da “Çok yaramazlık yapıyorsun, seneye seni okula vereyim de gör gününü!” gibi sözler çocuğun okula gönderilmeyi bir ceza olarak algılamasına sebep olur. Ayrıca, “Seni öğretmenine şikâyet edeceğim!” gibi ifadeler de, çocuğu öğretmenine karşı ön yargılı kılar. Bu da öğretmeni sürekli ceza verecek bir figür olarak algılamasına ve sebepsiz yere öğretmeninden soğumasına neden olabilir. Bu sebeple okul dönemini sıkıntılı değil, hayat boyu özlenecek bir dönem olarak yansıtın. 
* Çocukların hayatındaki büyük değişim ve başlangıçlar travmalara dönüşebilir. Bu süreçlerde çocukları iyi gözlemlemek, dikkate almak ve takip etmek gerekir. Uzun süren fiziksel belirtiler, uyum sorunları, içe dönme ya da agresifleşme gibi davranış bozuklukları varsa bir uzmandan yardım alın.

Yazarın Tüm Yazıları