“Rehber” dediğimiz artık böyle bir şey

Çok değil, 15 sene öncesine gidin. Bir restorana gittiniz. Berbat bir yemek geldi önünüze.

Haberin Devamı

Veya kötü bir hizmet aldınız. Ne yapardınız? Mekan sahipleriyle tartışır, ağzınızın tadı kaçar, evinize tıpış tıpış geri dönerdiniz.

İşletmelerin müşteriyle olan ilişkileri “olay anı” ile sınırlıydı. Restoranın gerçek niteliğinin ortaya çıkması, kötü şöhretin kulaktan kulağa yayılması zaman alırdı. Bu sırada ağzı yanan, yandığıyla kalırdı.

Fakat şimdi öyle mi? Yemeksepeti’nden sipariş verdiğimizde yorumlara bakmadan restoran seçmiyoruz. Mekanist’e bakmadan bir kafeye-restorana gitmiyoruz.

İyi olup olmadığını tam olarak bilmediğimiz bir mekana gitmeden önce internette “sicil kontrolü” mutlaka yapıyoruz.

Bugün artık herkes sosyal medya sayesinde teftişe açık durumda.

Dolayısıyla internetin şöhret yayma hızı sayesinde işletmeler artık 15 sene öncesindeki kadar rahat değil.

Konu sadece yeme-içme değil tabii. Eskiden filmlere başka biçimlerde konu olan sanal dünya, gerçeğiyle iç içe geçmiş, hatta gerçeğini içine almış bir biçimde sürüyor. Gerçek hayat, sanal imkanlar sayesinde daha rahat yaşanabilir bir hale geliyor.

Bilmediğiniz bir yere giderken önce konuya sanal dünyada hakim oluyorsunuz. Tesadüflere, kötü sürprizlere yer yok artık, çünkü harika bir rehberiniz var:

Sosyal medyayı oluşturan insanların seslerini, insanların hayat kalitesini artırmak için kullanan siteler...

Sosyal medyanın sesi, tüm rehberlerin içindeki eski bilgilerin, şehir rehberi niteliğindeki yayınların, fısıltı gazetesinin, hatta dostlarınızın yorumlarının dahi tedavülden kalkmasına neden oldu.

Sosyal medyanın önayak olduğu bu büyük değişim, belki de internetin günlük hayatımıza getirdiği en güzel, en hayat kolaylaştıran yeniliklerden biri.

Haberin Devamı

Yelp geldi, hoşgeldi

Bu değişim tam olarak ne zaman oldu? derseniz... Sosyal medyanın şehir hayatını değiştirmeye ve dönüştürmeye başladığı yıl olarak 2004’ü telaffuz etmek gerekir. Yani “Kullanıcı yorumlarından oluşan bir şehir rehberi” olarak tanımlanabilecek Yelp’in San Francisco’da kurulduğu tarih...

Hikayesi kısa ve öz, kurucu başkan Jeremy Stoppelman, bir diş hekimi arıyor, “Niçin aradığım bir hizmetin bilgisine internetten ulaşabileceğim bir sistem yok?” diyor ve sitenin temelleri atılmış oluyor.

Ve günlük hayatımızdaki değişim-dönüşüm başlıyor.

Yelp, kullanıcı yorumları ile büyüyen bir niteliğe sahip. Bugüne 33 milyondan fazla yorum yazılmış yelp.com’da. Günlük ziyaretçi sayısı bu sene itibariyle 80 milyonu aşıyor.

Tarihi gezi yerlerinden hastanelere, kafelerden çilingirlere, parklardan kuaförlere, şehirde hizmet aldığınız herkesle, her nokta ile ilgili adres bilgisi ve kullanıcı yorumları bulmak mümkün.Aplikasyonları da hayat kolaylaştırıyor.

Mesela; nerede ne var, araştırmadan gittiğiniz bir şehirdesiniz diyelim.

Aplikasyonu açıyorsunuz ve etrafınızda ne var ne yoksa ekranınızda, gerçek kullanıcı yorumlarıyla birlikte beliriveriyor.

Gezilecek yerler, restoranlar, hastane, eczane, güzellik merkezleri... Bir şehirde ne ararsanız.

İki sene önce yazmıştım, “Bize Yelp lazım” diye. Güzel haber geçen hafta geldi, site nihayet geçen perşembe itibariyle, Türkiye’de de faaliyete geçti.
(www.yelp.com.tr)

Tabii internet kullanımından bizden kat kat geride olan ülkelerde dahi faaliyetini sürdürürken Türkiye’yi biraz geç keşfettiğini söylemek şart...

Yelp’in Yeni Pazarlardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Miriam Warren, geçen hafta Türkiye’deydi. Türkiye’ye girişlerinin sebebi olarak, internet kullanımında en hızlı büyüyen ülkelerden biri olmamızı gösteriyor. Bu haberle birlikte, Türkiye, Yelp’i kullanan 20. ülke oldu.

Hem şehir sakinleri, hem de turistler için her zaman güncel, şaşmaz bir online rehber Yelp...

Ne diyelim, memlekete hayırlı uğurlu olsun.

Yazarın Tüm Yazıları