Psikiyatrik problemde estetik ameliyata vize yok!

Günümüzde gerek iş, gerekse özel hayatta dış görünümün önemi büyük.

Yüzünde ya da bedeninde bir kusuru olan kişiler için estetik cerrahi büyük bir nimet. Çünkü yapılan küçük bir değişiklik, hayatı pozitif etkileyebiliyor. Ama estetik ameliyatlarda doyumsuz olanlar da var. Haklı hiçbir gerekçesi olmadığı halde tekrar tekrar ameliyat olmak isteyenlerin sorunu ise ancak psikiyatride çözülüyor.

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Oğuz Çetinkale, estetik ameliyat için gelip, olmayacak istekte bulunanları zaman zaman psikiyatrik konsültasyona gönderdiklerini vurguluyor:

"Yeni boşanmış ya da boşanma aşamasında olan biri gelip ’estetik ameliyat olmak istiyorum’ diyor. Sosyal durumunu bilmiyorsunuz ama gerginliğinden, ifadelerinden, neyi istediğini ifade etmekte yaşadığı güçlükten, başka problemlerin var olduğunu algılayabiliyorsunuz."

Prof.Dr. Oğuz Çetinkale, söz konusu kişilere gerçekten bu ameliyatı isteyip istemediklerini düşünmeleri için belli bir zaman verdiklerini belirtiyor. Pek çok kişinin bu zaman zarfında fikrinin değiştiğini anlatan Çetinkale, ısrar edenleri ise psikiyatrik yardım için gönderdiklerini vurguluyor:

"Kişi başlangıçta ilk hekimi deniyor. Hekim ameliyatı reddediyor. O zaman ikinci bir hekim arayışı başlıyor. Psikiyatri hekimlerinden yardım istiyoruz bu noktada: Kişi bu isteğinde haklı mı? Bu isteği altta yatan başka bir nedene bağlı olarak mı ortaya çıkıyor?"

Cildin hücresel yenilenme reçetesi

İsviçreli biyolog ve kozmetikçiler tarafından 1994’te yaratılan La Colline markası, günümüzde cilt yaşlanması konusunda uzman markalardan biri... Gözle görülür yaşlanma belirtilerini önlemek için çalışan araştırmacı ve biyologlar, hücre metabolizması alanındaki deneyimlerini yeni ürünlerinde ortaya koyuyorlar. La Colline’in yaşlılıkla savaşan yeni ürün serisi için Paris’teydik...

Metabolizmayı harekete geçirerek cilt yaşlanmasını yavaşlatan yeni bir hücresel terapiyi kendi ürünleri içinde de kullanabileceklerini keşfeden La Colline araştırmacıları, şimdilerde bu keşiflerini dünyayla paylaşmanın heyecanını yaşıyor.

Cildin yaşlanan dokusuna enerji veren etkili bir kompleks olan ve aktif içeriklerden oluştuğu söylenen "CMA Complex"in, hücrelere oksijen gitmesine yardımcı olduğu, hücresel yenilenmeyi desteklediği, cilt tonundaki farklılıkları dengelediği ve nem kapasitesini geliştirdiği iddia ediliyor.

Nilüfer Pazvantoğlu,

La Colline Genel Müdürü Frederique Picard’dan Paris’te marka

hakkında bilgi aldı.


Cildi yaşlandıran tüm

etkenlerle savaşıyor

Ürünler, aşağıdaki içerikler sayesinde zamansız yaşlanmaya karşı savaşıyor, cildi sıkılaştırıyor, nemlendiriyor ve pürüzsüzleştiriyor.

Bitkisel proteinler (glikoprotein ve soya proteinleri)

RNA (Ribonükleik asit)

Bitkisel DNA

Hyalüronik asit

Keçiboynuzu ağacından elde edilen reçine

Seramitler

Güçlü bitkisel bileşenler

La Colline ürünlerinde, CMA Complex’in yanı sıra bu güçlü kompleksi daha da güçlendirmek ve geliştirmek için seçilmiş gül, adaçayı, sarı kantaron, cadı fındığı, su teresi, tarçın, lavanta, meristem, öksürükotu, ardıç, ebegümeci ve jojoba yağı gibi nemli bitkisel özler de yer alıyor.

Beden disformik hastaları estetik cerrahların da

kapısını çalıyor

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Musa Tosun, "Beden disformik sendromu" olan hastaların hayali bir kusurla estetik cerrahlara gittiğini vurguluyor.

Prof. Musa Tosun, beden disformik hastalarında estetik operasyonların yeterli olmayacağını, psikolojik destek gerekeceğini anlatıyor: "Beden disformik hastaları ameliyat ederek düzeltemezsiniz. Ancak psikiyatrik bir tedavi, psikoterapi uygulamaları ile düzelebilirler. ’Hasta bundan şikayetçi, düzeltiriz olup biter’ yaklaşımı çok yanlıştır. Mutlaka bir psikiyatri uzmanı ile (özellikle bu konularla ilintili bir psikiyatri uzmanı ile), hatta bir ekiple tedavisi sürdürülürse sonuç alınır. Ancak bu durumu algılamak her zaman kolay değil."

Tosun, beden disformik bozukluğu olanların maalesef en son aşamada psikiyatri uzmanına geldiğini de sözlerine ekliyor: "Önce hedef seçtikleri sorunu çözecek uzmana gidiyorlar. Mesela bir plastik cerraha, cildiye uzmanına, bazen de dahiliye uzmanına... Orada uzman tarafından durumu fark edilirse psikiyatriye yönlendiriliyor. Çoğu zaman da bu yönlendirmeye hastalarımız tepki veriyor, ’Ne alakası var, ben deli miyim?’ diye karşı çıkıyorlar. ’Psikiyatristte ne işim var’ diyenler oluyor. Çok dolaşıp, çok uğraşıp sonuç alamadıkları zaman bize gelmeyi kabul edenler de çıkıyor bazen..."
Yazarın Tüm Yazıları