Özel hastaneler batık bankalara dönüşmesin

A.F. adlı doktor yazıyor:

BEN de birçok doktor gibi AKP hükümetinin mağduruyum. Önce apar topar uzmanlık sınavına girdik, sonra da jet hızıyla Doğu’ya gönderildik.

15 yıllık hekimim, mecburi hizmetimi 2 yıl yaptım; eşim-çocuklarım İstanbul’da olmasına rağmen... En büyük hayalim uzmanlıktan sonra eğitimime devam etmekti. Benle birlikte birçok arkadaşım da istifa etti, kalanlar da şimdi istifaya zorlanıyor. Özel sektörde 5.5 ay çalışıp ayrıldım, 15 gündür işsiz bir çocuk doktoruyum. Özel sektörde ödemeler düzenli yapılmıyor, emeğiniz sömürülüyor. Son duyumlarımıza göre bakanın bir danışmanının ve 7 milletvekilin (belki daha fazla) özel hastanesi olduğu, bu hastanelere ucuz hekim sağlamak olduğu yönünde duyumlar aldık.

Sağlık hizmeti özel sektöre verildiğinde devlet daha fazla sömürülecek, hastalara gereksiz tahlil ve müdahale yapılacak, özel hastaneler kasasını daha çok dolduracaktır. Tıpkı banka batıkları gibi birkaç yıl sonra özel hastane batıkları oluşacak.

23 Nisan

Bir nazlı kuşa benzer çocuk dediğin.

Ev ister, ekmek ister,

Öpülüp okşanmak ister.

Cahit KÜLEBİ

TÜRKİYE Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfı’ndan: Dileriz ki bütün çocuklar hep gülsün; tüm 23 Nisan’ları aynı keyif ve mutlulukla yaşasınlar... Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramınız kutlu olsun. www.cocukkoyleri.org

TRT’yi anlayamıyorum

TRT’ye... 1) Çanakkale Zaferi’nin 90. yılı münasebetiyle 18.3.2005’de TRT2’de yayınlanan Avustralya, Yeni Zelanda, İrlanda ve Galler televizyonları ile TRT ortak yapımı ‘Çanakkale Geçilemedi’ (Revealing Gallipoli) belgeseli 25 Nisan’da tüm dünya TV’lerinde gösterime giriyor. Türkiye’de sessiz sedasız, hiçbir tanıtım yapılmadan yayınlanan bu belgesele acaba TRT yöneticileri neden itibar etmediler? Zeytinburnu Belediyesi’nin Çanakkale belgeselini TRT1’de tekrar yayınlamak acaba doğru, güvenilir ve tarafsız yayıncılık mıdır? 2) Dumlupınar denizaltı faciasının 50. yılı dolayısıyla yayını düşünülen ‘Son Söz Vatan Sağolsun’ belgeseli hangi yöneticinin itirazı ile 3-4 Nisan akşamları yayınlanmadı? 2004 TGC Sedat Simavi ödüllerinde övgüye değer bulunan bu yapım acaba para değil, vatan için ölenlere ithaf edildiği için mi beğenilmedi? Savaş KARAKAŞ

‘Ranta’ dozer

SSK’ya bağlı Vakıf Gureba’nın, Sağlık Bakanlığı’na devri sırasında Başhekim Nedim Samancı’nın, hastanenin otoparkını, iki kantinini ve çiçekçisini, SSK ve Vakıflar Genel Müdürlüklerinin izni olmadan, ihalesiz-ilansız olarak TMS Gıda, İnşaat Turizm Ltd.Şti adlı firmaya kiralamıştı. Herşey kılıfına uydurulmuş; hastane bünyesinde kurulan SSK Spor Derneği, hastanenin devrinden sonra ‘hükmi şahsiyeti’ olmamasına rağmen işletmeci ile yapılan ‘rant amaçlı’ sözleşmelerin, vergi dairesi ve belediyede verilen kira sözleşmelerinin farklı olduğu ortaya çıkmıştı.

‘Skandal’ı, ‘Gureba’da bu rant kime’ (7.4.2005) yazımızla gündeme taşımıştık. O sabah Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu arayarak durumu yaratanlar hakkında ağır bir söz sarfetmiş, ‘Size teşekkür ederim. Şimdi üç müfettiş görevlendiriyorum’ diyerek olaya elkoymuştu.

Vakıflar idaresi de olayı teftişe verirken, ayrıca uyarması sonucu AKP’li Fatih Belediyesi, ruhsatsız-izinsiz olduğu için bunları mühürledi, önceki gün de dozerle yerle bir etti.

Ve Sağlık Bakanlığı’nın genelgesi doğrultusunda, 10 dönümlük otopark alanı ücretsiz hale getirildi. (Rantı ayda yaklaşık 250-300 milyar) Ayrıca yazımızı ihbar kabul eden Fatih C. Savcılığı soruşturma açararak, Başhekim Nedim Samancı ve Hastane Müdürü Kadir Altaş’ı sorguladı.

AKP İstanbul teşkilatından arayan bir kişi ‘Bu rantı yaratanların suçlu olup olmadıklarına müfettişler ve yargı karar vereceklerdir’ dedi. Başhekim Samancı’nın bütün bu olanlara karşın ‘Benim arkam siyaseten sağlam, bunlar birer dedikodudan ibaret’ dediği ileri sürülürken; bu arada elden ele dolaşan ‘rant’ içerikli bir kasetin AKP Kadınlar Kolu İl Başkanı Ayfer Yaman’a verildiği konuşuluyor.

Omuzu çıktığında Tayyip Erdoğan’a da ‘şifa’ veren Gureba’da AKP döneminde bu ‘kırmızı mühür’ yemesi sonucu ortaya çıkan keşmekeşlik yakışıyor mu?

Kurucu Bezmi Alem Valide Sultan’ın bedduası şimdiye kadar çok insanı savurdu.

‘Balkan soykırımı’

ANNE
tarafım 93 Harbi’nden (1877-78 Osmanlı-Rus Harbi) sonra Balkanlar’dan Trakya’ya göç etmiş. Bu tarihten sonra göçlerin dalga dalga sürdüğü özellikle 1913 Balkan Harbi’nde İstanbul sokaklarının muhacirlerin hazin görünümleriyle kaplandığı bilinmektedir.

O dönemde hastalıklar ve Bulgar çetelerinin mezalimi nedeniyle hayatını kaybeden Balkan Türklerinin sayısının 2-3 milyonu bulduğu belirtiliyor. Türkler vakurdur, acılarını sessizce içlerinde yaşarlar. O günlere ilişkin acılarını gösteriye dönüştürmeyi akıllarından bile geçirmemişlerdir.

Soykırım çığlıkları atanlara hatırlatırım.

Prof. Nadir PAKSOY

23 Nisan ve çevre

TRAKYA Bölgesi’nden ‘Ergene çocukları’ imzalı ile gelen faksta ‘çevreden dersler’ var: Ülkemizin kurucusu, önderimiz Atatürk’ün bize bıraktığı 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, cumhuriyetimizin geleceği açısından çok önemlidir. Adı üzerinde, bayramlar sağlıklı ve mutlu olduğumuz (toprak, su, hava) temiz bir çevrede yaşıyorsak anlamlıdır.

Ancak; bizler Ergene çocukları, Trakya’daki yoğun kirlilikle iç içe yaşamak zorunda kalıyoruz. Bölgemizdeki verimli tarım topraklarına aşırı sayıda yapılan arıtmasız fabrikalardan, evsel atıklardan ve tarımda kullanılan ilaçlardan yoğun bir şekilde etkileniyoruz.

Lütfen içme sularımızı koruyun!.

Toprak Yasası’nı çıkarın, onu sahipsiz bırakmayın!

Trakya Alt Çevre Planı’nı ciddiye alın!

Bizleri koruyun, geleceğinize sahip çıkın!

Böyle gelmiş, böyle gitmesin!

Trakya’daki ova köyleri ağaçlandırılsın!

Sen katılmazsan bir eksiğiz!

Ergene’mizi geri istiyoruz!’

Soykırım çığlıkçılarına

ANNE
tarafım 93 Harbi’nden (1877-78 Osmanlı-Rus Harbi) sonra Balkanlar’dan Trakya’ya göç etmiş. Bu tarihten sonra göçlerin dalga dalga sürdüğü özellikle 1913 Balkan Harbi’nde İstanbul sokaklarının muhacirlerin hazin görünümleriyle kaplandığı bilinmektedir.

O dönemde hastalıklar ve Bulgar çetelerinin mezalimi nedeniyle hayatını kaybeden Balkan Türklerinin sayısının 2-3 milyonu bulduğu belirtiliyor. Türkler vakurdur, acılarını sessizce içlerinde yaşarlar. O günlere ilişkin acılarını gösteriye dönüştürmeyi akıllarından bile geçirmemişlerdir.

Soykırım çğlıkları atanlara hatırlatırım.

Prof. Nadir PAKSOY

Yoksullaşan mühendis

BAYINDIRLIK
Bakanlığı bünyesinde çalışan mühendislerin maaşlarının düştüğünden ve mühendislerin emrinde çalışan işçilerin aldığı maaştan bahsetmişsiniz. Hükümet daha önceki hükümetler gibi maalesef bu kanayan yaraya parmak basamadılar. Trilyonluk hakedişlere imza atan mühendisler yoksulluk sınırı altındaki maaşa imza atmakta, sonra da bakanlar gazete ve TV’lerde şov yapmaktadırlar, ‘Rüşvetle mücadele edeceğiz’ diye... Neyin mücadelesini yapacaksın... Adalet sağlanır, çalışmanın hakkı, yüksek öğrenim yapanların hakkı yerine getirilir, ondan sonra memurdan hesap sorulur. Ülke kalkınmasında her taşın altında imzası bulunan mühendisler bugün yoksulluğa itilmektedir.

Celalettin KAYA

GÜNÜN SÖZÜ

(Meclis’te TÜBİTAK Yasası’nın değişikliği teklifi görüşmelerinde) ‘YÖK Yasası’na biz muhalefet ettiğimizde dinlemediniz ama Silahlı Kuvvetler muhalefet ettiğinde dinlediniz.’

(CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce)

Biliyor musunuz

ADI son günlerde arıtma tesislerinin Riva deresine akıtılılması ile çevre kirliliği yaratılması olayı; enerji yolsuzluğundan tutuklu bulunan işadamı İbrahim Selçuk, Azerbaycanlı işadamı Aslan Turancı ve AKP Genel Sekreteri İdris Naim Şahin ile geçen aralık ayında Akmerkez’deki Paper Moon’da yedikleri ‘dost yemeği’ ile gündeme gelen İSKİ Genel Müdürü Dursun Ali Çodur’un Beykoz Acarlar Sitesi’de villa aldığının İSKİ koridorlarında konuşulduğunu...

Mesaj panosu

HARBİYE Askeri Müze’
de bugün 13.00’te yapılacak ‘Ulusal Egemenlik’ konulu toplantının konuşmacıları; Prof. Coşkun Özdemir, Prof. Necla Arat, Bedri Baykam, Osman Özbek, Prof. Türkel Minibaş, Ümit Zileli.

MEHMET Ağar-Nuri Bayar; ikisi de Türkiye sevdalısı; el ele verin; Bayar-Menderes gibi... Misyonu bugünlere taşıyan büyük devlet adamı Demirel-Cindoruk-Sezgin, hatasıyla sevabıyla Çiller... 14 Mayıs Büyük Kongremize yol gösterin, ele ele, Türkiye için tek ses, tek nefes olalım. Bir olalım, diri olalım, iri olalım ve DYP’yi iktidar yapalım.

Necmettin SÖNMEZ
Yazarın Tüm Yazıları