Neyse halin çıksın falın

Obradovic, Eurolegue’i ana hedef ilan edip playoff’a kadar lig maçlarını ihmal edilebilir ama bilmediği bir şey var: Burası Türkiye yok öyle. İç-dış fark etmeksizin maçlarda salonlar tıka basa doluyor. Taraftarın aklı ‘ince’ hesaba ermez. Her dem başarı ister. ‘Obrakadabra’nın büyüsü bozulmasın ister. ’Yunanistan Ligi’nde iki takım vardı ve sert maçlar oynamıyorlardı. Bizim lig ustaya ters gelir’ diyenlerin ağzına sakız vermesin. Bu hafta Barca daha sonra CSKA deplasmanlarına cepte 5 ve 26 sayı farkla gidiyor. Grup birinciliğini kaptırmamak için ekstra konsantrasyon gerekiyor.
Ataman, ‘Tek patron benim’ demeye neden gerek duydu anlamadım ama bu söylem ‘Tek sorumlu’ olmayı da beraberinde getirir. Hücum inisiyatifini onun becerisine bırakıp sonra ‘Arroyo’nun saha liderliğinden’ yüksünmemek lazım. Siena maçında 2 sayı öndeyken son topu şansa bırakıp Heckett’i son üçlükte boş bırakmak büyük hataydı. Böylesi son dakika gafları yaparlarsa burada oynanacak Olimpiakos maçı hüsran olur. Onlar 6-0’la grup liderliğini garantilediler. Grup 2.liğimiz haftaya oynayacağımız Malaga maçıyla direkt ilintili.

Silkelen Oktay

Önce Real Madrid hezimeti arkasından Armani’ye 14 sayılık fark avantajını 4 dakikada 14-0’lık seriyle kaptırarak yenilmek Anadolu Efes severleri ‘tarifsiz keder’lere gark etti. Tarifi çok açık aslında; Koç Oktay Mahmuti, esas mesleği eczacılıkta olduğu gibi, hala maçın seyrini değiştirmenin ilaç/oyuncu değiştirmek olduğunu sanıyor.