‘Muhteşem Yüzyıl’dan Türkiye’nin ‘yumuşak gücü’ne

DÜN Hürriyet’te en çok dikkatimi çeken haber, magazine ayrılan ikinci sayfadaydı ve “THY çıkardı, Emirates aldı” başlığını taşıyordu.

Haberin Devamı

Habere göre, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Muhteşem Yüzyıl’ dizisine yönelttiği eleştirilerin ardından, THY uçak içi eğlence sisteminde yer alan bu diziyi yayından çıkarmış. Buna karşılık, THY’nin kararının hemen ertesinde Birleşik Arap Emirlikleri’nin Dubai merkezli havayolu şirketi “Emirates Airlines”, ‘Muhteşem Yüzyıl’ın ilk 12 bölümünü yapımcı şirketten satın almış, uçuşlarında eğlence programında göstermek üzere.

* * *

Şu geldiğimiz noktaya bakın. Gökyüzünde uçan ve kuyruğunda “Emirates” yazan bir uçak görürseniz, biliniz ki içindeki yolcular Halit Ergenç ve Meryem Uzerli’nin başrollerini oynadığı ünlü diziyi izleyebilir.

Ama o uçağın kuyruğunda THY simgesi varsa, biliniz ki, yolcuların ‘Muhteşem Yüzyıl’ı izlemeleri men edilmiştir, her ne kadar bu havayolunun dünyanın dört bir köşesindeki tanıtımlarında küresellik mesajı veren “Globally Yours” (Küresel Olarak Hizmetinizdeyiz) yazsa da...

Evet, çağımızın global gerçekliğinde bu ülkede olan her şey artık “Küresel olarak bilginizdeyiz” çevrimi üzerinden bütün dünyanın dikkatine geliyor. Başbakan Erdoğan’ın ‘Muhteşem Yüzyıl’ dizisi aleyhine yürütmekte olduğu kampanya da buna dahil. Başbakan’ın bu diziyle ilgili çıkışları dış dünyada da ciddi bir şekilde yankılanıyor. Önümüzdeki dönemde Türkiye ile ilgili değerlendirmelerde ‘Muhteşem Yüzyıl’ın bir demokrasi kriteri olarak karşımıza çıkacağını söylemek abartma olmaz.

* * *

Haberin Devamı

Bu konuda daha şimdiden pek çok haber ve yorum çıktı. Ancak bunlar içinde beni en çok etkileyeni, uluslararası Reuters Ajansı’nın yazarı David Rohde’un kaleme aldığı yazı oldu.

Rohde herhangi bir gazeteci değil. Amerika’nın en saygın gazetecilik ödülü Pulitzer’i iki kez kazanmış. İlk Pulitzer ödülünü The Christian Science Monitor adına çalıştığı dönemde 1995 yılında Bosna’da Sırpların Srebrenica’da gerçekleştirdiği soykırımı dünyaya kanıtlarıyla duyurduğu haberleriyle almış. Aynı yıl New York Times’a geçen Rohde, bu ödüle 2008’de ikinci kez layık görülmüş.

Rohde’un Reuters’taki son yazısı, Başbakan Erdoğan’ın ‘Muhteşem Yüzyıl’ dizisine dönük taarruzlarını konu alıyor. “Türkiye’de Erdoğan farklı görüşlere saygı göstermiyor” başlığını taşıyan yazı, “Başbakan Erdoğan, Arap Baharı sonrası Ortadoğu’ya önderlik yapacak yerde, gereksiz bir hoşgörüsüzlüğün üzücü bir yeni standardını ortaya koyuyor” cümlesiyle açılıyor.

* * *

Haberin Devamı

İlginç bir nokta, Rohde’un geçen ilkbaharda Türkiye’ye yaptığı gezi sırasında ‘Muhteşem Yüzyıl’ın yönetmen ve oyuncularıyla da mülakat yapmış olması. Amerikalı gazetecinin ‘Muhteşem Yüzyıl’ ve diğer Türk dizilerini bu kadar önemsemesinin nedeni, “Bu dizilerin süratle değişen bir bölgede yeni roller, yeni kahramanlar ve yeni kültürel normlar yaratmasıdır.”

Bu dizileri, Türkiye’nin bölgedeki yumuşak gücünün en önemli unsurlarından biri olarak görüyor Rohde, ancak Erdoğan’ın davranışının “Ortadoğu için hayati bir zamanda özensiz bir örnek oluşturduğunu” belirtiyor. Amerikalı yazara göre, bu dönemde “Ortadoğu’da farklı görüşler, tartışma ve kendini ifade edebilme için daha çok hoşgörü olması gerekiyor, daha azı değil.”

Rohde, yazısının sonunda Obama yönetimini de kuvvetle eleştiriyor: “Obama yönetimi Erdoğan’ı desteklemeye devam ediyor. Ancak onun hareketleri kendisini bölge için doğru değil yanlış model haline getiriyor. Beyaz Saray da bunu artık teslim etmelidir.”

Gerçekten de Türkiye’nin kendisini ilgiyle izleyen bölge halklarına ilham verebilmesi, ancak hoşgörüye, farklılıklara tahammüle dayanan gerçek bir demokrasi olma yönünde yol almasıyla mümkündür. Bu doğrultuyu gölgeleyen davranışlar, Türkiye’nin bölgeye karşı üzerine düşen tarihi rolü oynayabilme yeteneğini de sınırlayacaktır.

Neyse ki, Emirates gibi seçenekler de var...

Yazarın Tüm Yazıları