Mucit-Star’ı tek geçerim arkadaş

El becerisi konusunda kocaman bir sıfır olduğumu söyleyebilirim. Bugüne kadar ampul takmak/sökmek, çivi çakmak, parçaların eksiksiz olması durumunda Ikea’dan alınmış basit eşyayı monte etmek ve Latif’le (Demirci) Gümüşlük Akademisi’nde yaptığımız masalar dışında belirli bir başarım yok.

Oysa ben de her erkek gibi bir yerimi doğrama, delme tehlikesi taşıyan aletleri severim.

Elektrik bağlantısı bulunan matkabı "Viyuuuuuv-nıvızzz-nıznıznızz!" sesini elde edene kadar çalıştırıp durdurmaya dayanamam, ortalıkta bir çekiç ve çivi gördüğümde çekici parmağa denk getirip acıdan bukalemun gibi renk değiştirene kadar uğraşırım vesaire...

*

Ancak yeteneksiz olduğum alanlarda rahat hareket eden insanları kıskanmak gibi kötü bir huyum yoktur. ’Makgayvır Abi’ seviyesinde alet edavat kullanan insanlara saygı duyarım.

Çocukken TRT’nin yayınladığı programlarda bütün yaşıtlarım mukavvayı katır kutur keserken, yapıştırıcıyı kendi üstünden çok hedeflediği noktalara sürebilir ve neticede saçma, kullanışsız olsa da bir kalemlik elde edebilirken, ben genellikle minik kaoslar yaratırdım.

Ortaokul yıllarında yaptığım ve bence bir tasarım harikası olan kontrplak saksı koruyucu, arkadaşlarım tarafından hálá hatırlatılır mesela.

İddialarına göre saksı koruyucuyu korumak için gangster-rap yıldızlarınınki gibi ayrı korumalar tutmam gerekiyormuş! Pöh!

*

Gırgır’daki Zihni Sinir’in buluşçu kimliğinden çok etkilenmiş ama yetenek açısından eli kolu bağlı bir insan olarak çok acılar çekmiştim. Yani sevgili okur, anla beni...

"Keşifler ve İcatlar Ansiklopedisi’ni hatmetmiş, bir şeyler üretmenin, hele fonksiyonel bir alet icat etmenin çok serinkanlı bir hareket olduğunu düşünen bu fakir, neticede yeteneksizliğine mahkûm bir şekilde devam ediyor hayatına...

*

"Vay benim yeteneksizliğim!" noktasına saplanmamda, yakın zamanda ortaya çıkan iki yarışma etkili oldu.

Merak etmeyin Sirk-Star’a katılıp burnumun üzerinde denizayısı çevirmeye filan özenmiş değilim... Gönül telimi titreten yarışmalar, biri Kanal D’de, diğeri NTV’de yayınlanan "Mucit-Star" yarışmaları.

Çarşamba geceyarısından sonra başlayan "Bizim Mucitler"i, 03.30’a kadar gözümü kırpmadan seyrettim. Televizyon işinden anlamam ama bence daha erken yayınlanması gerekiyor bu şahane yarışmanın.

Abbas Güçlü’nün yönettiği ve ilk bölge elemesi ODTÜ’de yapılan "Bizim Mucitler"i hayranlıkla seyrettim. Malum sebeplerden kaynaklanan kıskançlığımı bastırdım ve hepsi pırıl pırıl insanlar olan mucitleri takdir hisleriyle dinledim.

Kimi ulusal güvenliği, kimi eğlence dünyasını, kimi çeltik kabuklarını sıkıştırarak paketlemek gibi basit algılanan güç bir problemi düşünerek yola çıkmış.

*

Bakan Hilmi Güler, ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Oral Akbulut, yarışmanın destekçisi ATO’nun Başkanı Sinan Aygün ve Uğur Dündar’dan oluşan ilk jüri (Akbulut ve Aygün sabit, diğer üyeler değişecek), sınırlarımızın veya petrol boru hattının güvenliğini sağlamak amacıyla tasarlanmış projeyi birinci seçti.

Bölge elemesi birincisi 10 bin YTL kazandı ama esas finali kazanan 150 bin YTL kazanacak. NTV’nin yarışmasının ödülü de 100 bin YTL.

Yarışmacılara SMS yollamak suretiyle oy da verilebiliyor.

*

Ben oyumu çeltik kabuğunu presleyerek paket yapan makineyi tasarlayan ve nakliyat başta olmak üzere pek çok alanda kár eden çiftçi Mustafa Başer’e verdim.

Kendini "Çeltik kabuğunu sıkıştırma ve paketleme makinesinin buluşçusuyum" diyerek tanıtan ve makinesini gururla anlattıktan sonra "İnsanlığa ve dünyamıza hayırlı olsun" diyerek noktalayan Mastafa Başer dereceye giremedi ne yazık ki.

Ortaya bir problem koyan ve o problemi çözmek için kafa patlatan insanları seviyorum...

Bir de ben becerikli olabilseydim!..

Bit pazarı ve nur meselesi

Britanya’nın işe yarar müzik dergilerinden Mojo’nun Nisan 2007 sayısını okuyorum. Kapak konusu Iggy & The Stooges’ın yıllar sonra buluşup albüm yapmalarından hareketle Iggy Pop Abi.

Fakat dergi sadece Iggy & The Stooges’ın "birleşme müjdesini" duyurmakla kalmıyor. Hazırlanan habere göre önümüzdeki dönem müzik aleminin meteorolojik durumu sağanak nur yağışlı bit pazarı şeklinde olacak.

Sting 25 yıl aradan sonra bir sabah "Andy ve Stewart’ı aramalıym" diyerek uyanmış: Yani The Police toparlanıyor. Mayıs ayının son günlerinde turneye çıkıyorlar. 1980’lerin hisli ve melodik şarkılar üreten topluluğu Crowded House, bir dönemin mühim ekibi The Jesus and Mary Chain, 7 yıldır kendini özleten Rage Against The Machine, yine aynı süreçte ortadan çekilen Smashing Pumpkins ve James de dönüş hazırlıklarını tamamlayanlar arasında.

Fakat en renkli birleşme kesinlikle Van Halen’ınki olacak. David Lee Roth, Eddie Van Halen ve Alex Van Halen 23 yıl sonra (1984!) beraber müzik yapacak. Bas gitarda Michael Anthony’nin yerine, Eddie Van Halen’ın oğlu Wolfgang var değişiklik olarak. David Lee Roth "Chemical Brothers gibi mi takılsak?" filan diyormuş.

Dur bakalım, çok eğleneceğiz galiba...
Yazarın Tüm Yazıları