Meclis garsonunun ilginç ama gerçekçi yanıtı

BEN Tayyip Bey’in enflasyonuna inanmıyorum. İlan edilen rakamlar elekten geçirilerek inceden inceye ayarlanmış rakamlar olduğu için...

Bu rakamlar, manav tezgáhları, bakkal rafları ve mağaza vitrinleriyle ciddi bir şekilde çelişiyor.

Tayyip Bey’in tarihe geçen "sadaka dönemi"nde açlık ve yoksulluk sınırları altında yaşayan insan sayısı ile ilgili rakamlar da palavra.

Gerçek sayı ilan edilenin iki katıdır.

İşsizlik de öyle. İlan edildiği gibi yüzde 10 civarında değil, en az yüzde 20’lerde.

Halkın arasında dolaşan herkes insanların ne kadar mutsuz ve çaresiz olduğunu hemen anlıyor.

AKP’ye oy verenler de artık kendilerinden olduğuna inandıkları için oy verdikleri insanların başkalaştığını görüyor.

Hepsinin altına cipler çektiğinin, pahalı elbiseler giydiğinin, pahalı kravatlar, eşarplar taktıklarının, marka saatler kullandıklarının, lüks evlere taşındıklarının farkında.

Kendisinin ise biraz daha yoksullaştığının, sadakaya muhtaç edildiğinin farkında...

* * *

Tayyip Bey’in kriz bile umurunda değil.

Cem Boyner’in söyledikleri doğru.

İnsanlar evdeki tencereyi kaynatmak için çırpınıp duruyor.

Seks meks düşünecek halde değiller.

Tahtakale’deki dostlardan gelen sinyaller Cem Boyner’i doğruluyor.

Tahtakale’de Viagra ve benzeri mamullerin satışları patlamış.

Erkekler sadece kendileri için değil, kadınların seks iştahını da alevlendiren, adını aklımda tutamadığım bazı ilaçları da alıyorlarmış.

Yine dostların verdikleri bilgiye göre bu tip ilaçların satışı hep kriz dönemlerinde zirve yaparmış.

Türkiye olağanüstü günler yaşıyor.

Gözle görülen şudur: AKP artık Türkiye’yi "YÖNETEMİYOR..."

* * *

Geçenlerde Vatan Gazetesi Meclis lokantasının ünlü fiyat listesini yayınladı.

Çorbalar 50 YKr, et yemekleri 3 YTL, balıklar 4 YTL, pilav 50 YKR, sebzeler 1 YTL, salatalar 50 YKr, ayran 50 YKr, muhallebi 1 YTL, komposto 50 YKr...

Bu fiyatlar olur mu? Faturalar millete ödetildiği için bal gibi oluyor işte.

Meclis lokantasının fiyatlarını ilk yazanlardan biri, 1960’lı yıllarda milletvekili olan Çetin Altan’dır.

Bunları yazdığı için milletvekilleri Çetin Altan’a çok kızmışlardı.

İki-üç yıl önce Oktay Ekşi ile Ankara’ya gitmiştik. Her gazeteci gibi bizim de yolumuz Meclis’e düştü.

Meclis lokantasında yemek yedik. Anımsadığım kadarıyla 4 kişiydik.

Yemek bitince Oktay Ekşi, "En büyüğünüz benim, kimse itiraz etmesin hesabı ben ödeyeceğim" dedi.

Ben hesabın ne geleceğini tahmin ettiğim için biraz sonra Oktay Ekşi’nin şaşıracağını, hatta garsonu bu kadar az hesap getirdiği için sorgulayacağını biliyordum.

Hesap geldi. Oktay Ekşi hesaba baktı. Gözlüklerini çıkarıp bir kez daha baktı.

Sonra bana dönüp baktı. Benim güldüğümü görünce garsona "Sen şaka yapıyorsun herhalde?" diye sordu.

Garson nüktedan... Gayet sakin yanıtladı: "Hayır efendim şaka yapmıyorum. Buranın fiyatları böyledir. Millet verir, burası da yer."
Yazarın Tüm Yazıları