Louis Vuitton Kapalıçarşı’ya girsin mi?

Dünyanın en eski ve en büyük kapalı çarşısı olan 550 yıllık Kapalıçarşı çöküyor, ölüyor kimse dönüp bakmıyor.

Haberin Devamı

Libya’ya parlamento binası yaparak bölgeyle tarihi bağlarımızı güçlendirmeye çalışıyoruz ama elimizdeki tarih kafamıza çökecek farkında değiliz.
Haydarpaşa’yı yaktık, Kapalıçarşı’nın da yıkılmasını mı bekliyoruz?
Kapalıçarşı esnafı şu sıralar neyi konuşuyor biliyor musunuz?
Louis Vuitton, Kapalıçarşı’da mağaza açsın mı, açmasın mı...
Bir süre önce Vakko’nun girmesi çarşıdaki değişimin işaret fişeği olarak görülmüştü.
Şimdi dünyaca ünlü moda markası Louis Vuitton, mağaza açmak için Beyazıt girişine yakın yan yana iki büyük kuyumcu dükkanını gözüne kestirmiş durumda.
Louis Vuitton için ne olacak ki, milyon dolarsa milyon dolar, bastırıp alır dükkanları.
Peki ondan sonra Kapalıçarşı, eski Kapalıçarşı olur mu?
Louis Vuitton’un Kapalıçarşı’ya girmesi demek, peşinden Burberry, Gucci, Hermes, Prada gibi ünlü markaların gelmesi demek...
“Ne güzel Kapalıçarşı modern bir yüze kavuşur” diyen çıkabilir buna...
Ama günümüzde korunmuş otantik bir yüz, modern bir yüzden çok daha kıymetli hale gelmiştir.
Los Angeles’tan New York’a, Portekiz’den Kazakistan’a kadar dünyanın bütün büyük caddeleri birbirinin aynıdır. Avrupa’nın bütün büyük şehirleri birbirine benzer.
Hepsinde sözünü ettiğim mağazalar yan yana dizilir. Bizde de var... Nişantaşı Abdi İpekçi...
Hiçbirinde bir Kapalıçarşı bulamazsın ama...
Dünyada 5. Cadde’nin havasına yakın bir yer bulursun, Rodeo Drive’ın benzerini bulursun...
Ama Kapalıçarşı’nın benzerini bulamazsın. Kapalıçarşı tektir.
Şimdi o Kapalıçarşı’yı pazarlayalım mı, pazarlamayalım mı?
Kapalıçarşı dünyanın diğer caddelerine mi benzesin, tarihi havası ve dokusuyla korunsun mu?
Kapalıçarşı’daki dükkan sahibinin inisiyatifine bırakılmayacak kadar önemli bir konudur bu.
Hükümet el atmalıdır...
Hem kafamıza çökmeden restorasyonunu hem de geleceğini dizayn ederek Kapalıçarşı’yı koruma altına almalıdır.

Haberin Devamı

Hürrem’in kolyesi 95 bin dolar

Geçen cuma akşamı Kapalıçarşı’yı gezerken, Hürrem başta olmak üzere pek çok dizi karakterine mücevher veren Mete Boybeyi ile tanıştım.
O kadar uzun sohbet ettik ki, bekçilerin düdüğü olmasa çarşı üzerimize kapanacaktı. Çok şey öğrendim Mete Boybeyi’nden...
- Mahmutpaşa girişindeki, eskiden Çukur Muhallebicisi’nin olduğu tarihi binayı 1970’lerde Boybeyi ailesi almış. 200 yıllık Çukur Muhallebisi’ni şimdi yeniden üretmeyi düşünüyorlar.
- Hürrem’in boynundaki yeşil zümrüdü yapan da onlar, 95 bin dolara satılıyor. Küpeleriyle birlikte 135 bin dolar. Bugüne kadar üç adet satılmış.
- “Muhteşem Yüzyıl”la davalık olduğu için şu sıralar o diziye mücevher vermiyor Bozbeyi... “Küçük Sırlar”, “Aşk-ı Memnu”, “Ezel”deki mücevherler de ondan. Şimdi “Kuzey Güney”in takı sponsoru.
- Dünyanın 82’nci zengini Meksikalı işadamı Alberto Bailleres’in eşi Dubai’de “Ezel”i izlerken Cansu Dere’nin takıları ve dizide kullanılan altın gözlüğe bayılmış. Daha sonra özel uçağını Meksika’dan İstanbul’a göndererek hem o takıyı hem de gözlüğü satın almış. “O kadar zenginler ama 100 doların pazarlığını bile çatır çatır yaptılar” diyor Mete Bozbeyi.
- Çukur’un üst katını aile müzesine dönüştürmüş. Büyük dedesinin yaptığı, Avrupa’dan topladığı 100-150 yıllık takılar var ki hepsi çok etkileyici...

Haberin Devamı

Altın Koza’dan...

Adana Altın Koza Film Festivali’nde ünlü oyunculardan kim var? Ben söyleyeyim... Hiç kimse... Popolarını kaldırıp gitmezler efendim. İncileri dökülür bizimkilerin.
Kendi filmini izlemeye gitmeyen, başkasının filmini izlemeye, festivali renklendirmeye gider mi hiç? Çünkü vizyon sahibi değiller.
Altın Koza’lar, Portakal’lar, ödül törenleri ne kadar konuşulursa, ne kadar haber olursa, sinema sektörü o kadar güçlü olur.
Bu da sonraki yıllarda herkese daha fazla para pul, şan şöhret olarak geri döner. Bugün haftada 100 bin lira kazanan dizi oyuncuları zannediyor ki hayat hep böyle devam edecek. Unutmayın, sinema sizin anavatanınızdır.
Biraz sevginizi gösterin.

Yazarın Tüm Yazıları