Gastronomik macera ülkesi: Sri Lanka

Sevgili okurlar... Bu hafta karşınıza dolu dolu bir Sri Lanka Turu ile geldim. Gördüklerimi, deneyimlediklerimi sizinle paylaşmak için sabırsızlanıyorum.Evet, geçtiğimiz haftalarda rotamı; filleri, tapınakları, çay ve baharat bahçeleri,tropik plajları ve bol baharatlı yemekleriyle beni etkisi altına alan Sri Lanka’ya çevirdim. Bu doğa harikası ülkeye seyahat etme şansım doğunca, size de kısa bir Sri Lanka rotası çıkardım.

Haberin Devamı

Hindistan’ın 31 kilometre güneyinde ve Hint Okyanusu’nda bulunan ada ülkesi Sri Lanka, küçük olmasına rağmen içinde muhteşem güzellikler barındıran ülkelerin başında geliyor. Ülke içinde gezilecek noktalara ise yerel taşıtlar ile kısa sürede ulaşılabiliyor. Sri Lanka’ya başkenti Kolombo’yaİstanbul’dan direkt ya da aktarmalı uçuşlar ile ulaşılabiliyor. Aktarmalı uçuşların birçoğu da Arap Yarımadası’ndaki ülkeler üzerinden gerçekleşiyor. Ben Kuveyt aktarmalı ve yaklaşık 11 saatlik bir uçuşla Kolombo’ya, yani Bandaranaike Uluslararası Havalimanı’na iniş yaptım. Ülkeyi keşfetmeye 25 dönümlük Hindistan cevizi arazisi olan Pinnawala ve 1975 yılında Pinnawala’da kurulan Fil Yetimhanesi ile başladım. Bu yetimhanede koruma altında tutulan fillerin, biberonla beslenirken etrafta serbestçe dolaşmaları adeta bir görsel şölen yaşattı. Burada nehir banyosu yapan filleri görme şansı elde etmekse bambaşka bir deneyim yaşamama sebep oldu.

Pinnawala’dan geçerken ikinci durağım Dambulla’ydı. Burada birçok tapınak, heykel ve kaleyi ziyaret edip, yerel halkın inançlarına ve kültürlerine yerinde tanık oldum. Tabii yemyeşil çay tarlaları ile kaplı Sri Lanka’ya gitmişken iyi çay bitkilerini keşfetmekten de geri durmadım. Üstelik geziesnasında bir çay fabrikasını ziyaret edip Seylan Çayı’nın üretim sürecini dahi görme şansı buldum. Seyahat etmenin en iyi yollarından biri de şüphesiz trenlerdir. Bu sebeple ülkeyi baştan başa görebilmek için Nuwara Eliya (Nona Oya) tren istasyonundan başlayan ve Kandy tren istasyonunda sona eren bir yolculuğa çıktım. Trenin camından heyecanlı bir keşfe ortak olurken, tam yedi saat süren yolculukta; bazen yağmur ormanlarında bazen çay tarlalarında muhteşem bir seyahat geçiriyorsunuz. Bu yolculuk, adını kesinlikle hayatım boyunca unutamayacağım anların başına yazdırmış olabilir. Yolunuz Sri Lanka’ya düşerse siz de bu seyahate boşuna “dünyanın en güzel tren yolculuğu” demediklerini anlayabilirsiniz.

Ülkenin dini inancını Hinduizm sosuna bulanmış Budizmolarak açıklayabilirim. Çok hijyenin hüküm sürdüğü bir ülke olduğunu söyleyemesem de Sri Lanka için “Hindistan’ın bir tık temiz hali” diyebilirim. İç savaştan yeni çıktıkları için bir turistik bölge sayılmıyorlar belki ama sıcak kanlı ve güleryüzlü insanları ile turizmde atılım yapmaları hiç de uzak görünmüyor.

Gelelim Sri Lanka mutfağına! Açıkçası beni çok da cezbettiği söylenemez. Sömürge ülkesi olması sebebiyle yemeklerinde Hint, Arap, Hollanda, Portekiz etkileri görülüyor. Budist kültürün etkisiyle de vejetaryen yemekleri çok, pek çok sebze ve meyve köri olarak pişiriliyor. Yine Budist yoğunluğusebebiyle bal kabağı, pancar ve zencefil gibi kök sebzelerin kullanımı da oldukça yaygın. Bu nedenle yemeklerin neredeyse tamamı bol acılı ve bol baharatlı hazırlanıyor. Sri Lanka’da yemeğinizi sipariş verirken “baharatsız” deseniz dahi, gelecek yemeğin tadının bizim alışkın olduğumuz normal seviye bir acıya denk geleceğini unutmayın. Gelelim diğer bir önemli konuya; yani pirince. Pirinç üretimi adanın başlıca geçim kaynaklarından biri. Bu nedenle ülkede çok yoğun bir karbonhidrat tüketimi hakim. Öyle ki kahvaltıda dahi acı biber ve sütlü pilav yiyorlar. Kısacası baharatlı yemekleri seviyor, karbonhidrat ağırlıklı beslenmeyi tercih ediyorsanız burada hiç zorluk çekmeyeceğinizi gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Neyse ki ben tropik meyveleri sevdiğim için çok da dertli tasalı bir seyahat geçirmedim.Hatta benim gibi meyvelerle gönül bağınız varsa siz de üç öğünü meyve türleriyle çıkarabilirsiniz. Bu arada sokak satıcılarından atıştırmalık olarak alabileceğiniz, meyve ile birlikte servis edilen “achcharu” denilen soslu bir zeytin türünü de deneyebilirsiniz.

Bu hafta yazıma konu olan tarif de Sri Lanka’da yerel halkla birlikte yapmayı deneyimlediğim, “Roti” olarak adlandırılan, Hindistan cevizi unu ile yağıyla yapılan ve gözlemeye benzer bir hamur işi olarak açıklayabileceğim bir ekmek olacak. Bu ekmeklerin içine tercihen et veya sebze konulabildiği gibi tatlı menüsünde de servis edilebiliyor. Tatlı versiyonu ise Hindistan cevizi rendesi, muz, çikolata ve bisküvi kombosu ile üçgen şekilde katlanarak, üzerine 1 top dondurma ve bal ilave edilerek sunulabiliyor. Özellikle kahvaltılarda servis edilen bu ekmek, tropik meyvelerle de buluşturup servis edilebiliyor.Sizin tercihinizi ise tamamen damak zevkinize bırakıyorum.

Haberin Devamı

Gastronomik macera ülkesi: Sri Lanka

Hindistan cevizi ekmeği

Malzemeler

Haberin Devamı

1 adet Hindistan cevizi
3 yemek kaşığı un
1 çay kaşığı tuz
1 çay bardağı su

Yapılışı

. Hindistan cevizini iki ayrı parçaya bölerek iç kısmını rendeleyin. Ardından derin bir kaseye alarak üzerine un ilave edin.
. Tuzu suda eritin ve karışımın üzerine azar azar dökün. Ele yapışan bir hamur elde edeceksiniz.
. Hamuru lapa gibi elinizle yuvarlayın ve muz yaprağının üzerinde bastırarak açın. Son olarak tavaya alıp arkalı önlü pişirin.

Keşfetmeniz dileğiyle…

Sorularınız, merak ettikleriniz ve diğer leziz tariflerime ulaşmak için beni Instagram’da @cheffyildiz hesabımdan takip edebilirsiniz.

 

Yazarın Tüm Yazıları