Laikliğe giden yol

“TÜRKİYE Devleti’nin dini İslam’dır” cümlesinin Anayasa metninden resmen çıkarılmasının yıldönümü olan 10 Nisan tarihi ülkemizin içerisinden geçmekte olduğu zorlu süreç itibarıyla dikkatle hatırlanması ve hatırlatılması gereken bir tarihtir.

Haberin Devamı

Ulu Önder Atatürk dinle dünya işlerinin ve özellikle de dinle politikanın kesinlikle birbirinden ayrılmasını öngörmüş, “Din ve mezhep, herkesin vicdanına kalmış bir iştir. Hiç kimse hiç kimseyi; ne bir din ne de bir mezhep kabulüne zorlayabilir. Din ve mezhep, hiçbir zaman politikaya alet edilemez” demiştir.

Laiklik, Türkiye’de halkın ümmetçilikten ulusçuluğa, kulluktan yurttaşlığa, bağnazlıktan çağdaşlığa yönelişinde yaşanılan sürecin teminatı ve simgesidir.

Laiklik, devlet yönetiminde bütün yasaların, kuralların ve yöntemlerin, bilimsel ve teknik bulgularla çağdaş uygarlığın sağladığı verilere ve dünya gereksinmelerine göre yapılması ve uygulanması ilkesidir.

Oya Tümer’in bu yazısının altına, bu sürece nasıl gelindiğini sıralayalım:

DEVLETİN LAİKLEŞTİRİLMESİ


-  Samsun’a çıkış. Amasya kararları, Erzurum, Sivas kongreleri ile ulusun kendi kaderini kendisinin belirlemesi ilkesinin vurgulanması.
-  23 Nisan 1920’de Meclis’in açılması. “Egemenlik kayıtsız şartsız ulusundur” ilkesinin kurtuluşun ve kuruluşun simgesi olması.
-  20 Ocak 1921 Anayasası’nın kabulü.
-  1 Kasım 1921 Saltanat’ın kaldırılması.
-  29 Ekim 1923 Cumhuriyet’in ilanı.
-  3 Mart 1924 Hilafet’in kaldırılması.
-  20 Nisan 1924 Anayasası’nın kabulü.
-  10 Nisan 1928 Anayasa’dan Türkiye Devleti’nin ‘Dini İslam’dır’ hükmünün çıkarılması.
-  5 Şubat 1937 Anayasa’da değişiklik yapılarak Türkiye Devletinin cumhuriyetçi, milliyetçi, halkçı, devletçi, laik ve inkılapçı olduğu hükmünün Anayasa’ya konulması.

HUKUKUN LAİKLEŞTİRİLMESİ


-  8 Nisan 1924 Şer’i mahkemelerinin kaldırılması.
-  30 Kasım 1925 Tekke ve zaviyelerin kapatılması
-  17 Şubat 1926 Türk Medeni Kanunu’nun kabulü.
-  22 Nisan 1926 Borçlar Kanunu’nun hazırlanması.
-  24 Kasım 1929 İcra, iflas kanunlarının kabulü.
-  15 Mayıs 1929 Deniz Ticaret Kanunu’nun kabulü.
-  5 Aralık 1934 Kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesi.

EĞİTİMİN LAİKLEŞTİRİLMESİ

-  3 Mart 1924 Tevhid-i Tedrisat (Öğretimin Birleştirilmesi) Kanunu
-  5 Kasım 1925 Ankara Hukuk Fakültesi’nin açılması.
-  26 Aralık 1925 Uluslararası takvim ve saatin kabul edilmesi.
-  24 Mayıs 1928 Latin rakamlarının kabulü.
-  1 Kasım 1928 Latin alfabesinin kabulü.
-  10 Haziran 1933 Maarif Teşkilatı Hakkındaki Kanun’un kabulü.
-  1 Ağustos 1933 Üniversiteler Kanununun çıkarılması, Darülfûnun’un kaldırılması. İstanbul Üniversitesi’nin kurulması.

Din ve vicdan hürriyetini korumak laikliği ayakta tutmakla mümkündür.

Laiklik günü kutlu olsun.

Haberin Devamı

Eken de, biçen de yok yemede ortak Osmanlı...

Haberin Devamı

VERGİDE ilk 100 açıklandı... Bu mükellefler arasında, Sayın Başbakan Erdoğan’ı binlerce kişilik genel kurullarında alkışa garkeden, buraları AKP siyasetinin gösteri alanı haline getiren meslek birliklerinin üyesi kaç işadamı var?

Yaklaşık sekiz yıldır, belediye ve kamu ihalelerini alan değerli işadamlarından kaç tanesi, devlete vergi verme sıralamasında ilk 100’e girmiş; kamuoyu bilgilendirmeli... Tasfiye halindeki şirketin sahibi ikinci sırada vergi vermiş, Aydın Doğan dünya ölçeğinde vergi cezasına muhatap olmuş şirketlerin büyük hissedarı olarak ilk sırada vergi vermiş, hem iddiaya göre en büyük “vergi usulsüzlüğünü ve/veya kaçakçılığını!” yapmış hem de en büyük vergiyi ödeyerek şampiyon olmuş.

Sanat emekçileri bile ilk 100’de yerlerini almışlar, diğerleri nerede? İktidar şakşakçılığı yaparken devletine de vergini vereceksin ki gerçek vatandaş olabilesin, kazandığın parayı afiyet-i helal ve sıhhat içerisinde yiyebilesin.

Bu arkadaşlar, Osmanlıya çok öykünüyorlar. Anadolu’nun halk ozanları, ayarsız durumlarda Osmanlı’ya şöyle seslenmiş:
“Şalvarı şaltak Osmanlı, eğeri kaltak Osmanlı, eken de yok, biçen de yok, yemede ortak Osmanlı...”           
S.Ö.

Haberin Devamı

Biliyor musunuz

- TAVAK Vakfı Başkanı Prof. Faruk Şen’in SkyTürk’te İdris Akyüz’ün 22.10’daki Ombudsman programında ‘Dışarıdan Türkiye nasıl gözüküyor?’ sorusuna yanıt vereceğini...

- 10 Aralık Hareketi’nin, Osmanbey’deki Ramaza Plaza’da bugün 14.00’de ‘Kutuplaşma, eğilimine karşı önyargısız bir tartışma’ konulu panelde Prof. Burhan Şenatalar (Moderatör), Prof. Sibel İnceoğlu, Prof. İbrahim Kabaoğlu ve Dr. Rıza Türmen’in konuşacaklarını

- DP Büyükçekme örgütünün, Atatürk Kültür Merkezi’nde bugün 17.00’de ‘Açılımlar ve Türkiye’ konferansında Em. Albay Erdal Sarızeybek’in konuşacağını...
-  GAZETECİ yazar Nurgün Erdinç’in Erenköy Kazasker’deki Şiraze Kitabevi’nde ‘Tanrı ile Buluşmak’ adlı romanını imzalayacağını...

Haberin Devamı

İzmir’den Van’a

VAN’da CHP heyetine yapılan taşlı-yumurtalı saldırı sonrası; benzeri bir saldırının BDP’lilere yapılmasının ardından İzmir’in ne gavurluğunu, ne faşistliğini bırakan malum kalemler neden sus-pus acaba?

Yoksa soru şu mu: “Yazıp çizmeleri, hakarete varan laflar etmeleri için, karşılarında; cumhuriyetçi değerleri savunan, çağdaşlığı yaşam biçimi olarak benimsemiş, laikliği içselleştirmiş, Atatürk’le ve onun başta CHP olmak üzere, mirasıyla barışık bir şehir mi olması gerekiyor?”

Manzara karşısında acı duyuyorum.
Yaşar ALTINTARTI

YÖK kandırıyor

EĞİTİM İş Sendikası Genel Başkanı Yüksel Adıbelli açıklıyor:

“Yabancı uyruklu öğrencilere ve çift uyrukluyken TC uyruğunu bırakıp yabancı bir ülkede eğitiminin bir kısmını veya tamamını tamamlayan öğrencilere üniversiteye sınavsız giriş hakkı tanınması düzenlemelerinin iptali amacıyla Danıştay’a dava açtık.

AKP iktidarı ve tarikatların güdümünde olan YÖK, hukuku dolanmanın, halkımızı kandırmanın peşindedir. Eğitim-İş olarak hem yargıda hem de kamuoyu önünde YÖK’ün maskesini düşürmeye, oyunlarını bozmaya devam edeceğiz.” 

Yazarın Tüm Yazıları