Kuzey Irak ve AKP’nin hal-i pür melali

SEÇİME giden Türkiye’de siyasi arenada AKP açık ara önde gidiyor.

Ancak, son 2 yıldır ısrarla yazdığım gibi AKP’nin "Kuzey Irak politikası" yok.

Bu kadar önemli bir meselede politikası olmayan AKP’nin ayağına taş dolanması ihtimali de her geçen gün katlanarak artıyor.

* * *

AKP’nin "Kuzey Irak politikası" olmadığı sadece şu iki haberde açıkça gözüküyor:

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bir gün diyor ki:

"Bizim muhatabımız oradaki Kürt liderler değildir, Irak’ın merkezi hükümetidir. Ben merkezi hükümetin cumhurbaşkanıyla da başbakanıyla da görüştüm. Bunun dışındaki bir kabile reisi ile ben görüşemem. Görüşmesi gereken olursa onlara ’git görüş’ de deriz, bunu da yaparız (ama) ben görüşemem, Barzani veya bir başkası..." (Milliyet-07.06.07)

Aynı Başbakan, çok değil 4 ay önce de demişti ki:

"Kuzey Irak’taki bölgesel Kürt hükümetiyle ilişkileri geliştirecek adımlar atılabilir. Neden olmasın. Yeter ki bu yakınlaşma huzur getirsin, barış getirsin, olumlu gelişmelere yol açsın. Eğer atacağımız her adım bizim için huzur getirecekse, onlar için huzur getirecekse biz buna her zaman varız." (Hürriyet-15.02.07)

* * *

En "can alıcı" meselesinde ne yapacağını, hatta ne diyeceğini bilmeyen Başbakan’ı çok fena sıkıştırıyorlar. Aylardır bir senaryoyu tekrar tekrar vurguladım. En son 30.05.2007 tarihinde, Ankara-Ulus’taki kalleş saldırının ardından yine bu senaryoyu yazmıştım:

"Menfur saldırılar tırmanarak artar. Herkesin sabrı daha da beter taşar. ABD, Kuzey Irak’ta sınırımıza yığınak yapmaya devam eder. Sonunda Genelkurmay hükümetten Kuzey Irak’a müdahale etmek üzere izin istemek zorunda kalır. CHP ve parlamentoda temsil edilen diğer partiler TBMM’ye ’yeni tezkere’ gelirse destekleyeceklerini açıkça ilan ederler. Ancak, AKP’de 80-90 Doğu ve Güneydoğu kökenli milletvekili tezkereye açıkça karşı çıkarlar.

Tezkere TBMM’ye gelirse ret oyu kullanacaklarını ilan ederler.

Böyle bir gelişme karşında AKP ne duruma düşer, hayal edebiliyor musunuz?" (Hürriyet- "Bir iç mesele olarak Kuzey Irak!")

* * *

Hükümetin önünde sadece iki seçenek var:

1) Ya, sınır ötesi operasyon için TBMM’den tezkere çıkaracak.

2) Ya da, gerekçelerini açıklayarak sınır ötesi operasyona ihtiyaç olmadığını açıkça ilan edecek.

* * *

AKP’nin, Kürt kökenli milletvekilleri dışında, şimdi de küskünleri karşısına aldığı bir dönemde sınır ötesi operasyon için TBMM’den karar çıkarması çok zor.

Öte yanda, sınır ötesi operasyonun fayda-maliyet analizine girildiğinde operasyonun götürüsünün getirisinden çok daha yüksek olacağı da açıktır.

Kimse, 1998’da Suriye’ye verilen gözdağından da dem vurmasın. O zaman ABD yanımızda idi, şimdi karşımızda. AB yanımızda idi, şimdi karşımızda duracaklar. Eğer, bazı TV programcılarının iddia ettiği gibi Barzani’yi derdest etmeyi düşünen askerler var ise (ben var olduklarına inanmıyorum, bence programcı hayal kuruyor) bunlar zır cahil maceraperesttirler. Sakın ha CHP lideri bu zırvalara kulak vermesin!

* * *

Öte yanda, ortada sayıları her gün artan şehitlerimiz var. Azan terör var, bizi Kuzey Irak çukuruna sokmaya çalışan PKK var! Abdullah Gül demiş ki: "Her şeyi göze aldık!"

Ben de Gül’e soruyorum: Her şeyden kastınız nedir?

Başbakan’ın şehit cenazelerine bile gidemediği bir ortamda ne demek istediğiniz anlaşılmıyor!
Yazarın Tüm Yazıları