Kolej üniforması mı serbest kıyafet mi?

Haberin Devamı

Okullarda kılık kıyafet yönetmeliğinin değiştiğine dair haberleri okuduğumda aklıma Saint Joseph’li yıllarım geldi.
Bizim dönemimizde cuma günleri klasik “kolej üniforması” dışında bir kıyafetle okula gitmemiz mümkündü.
Son yıllarda yayılan “Casual Friday” yani Cuma günleri serbest giyim fikrini demek ki biz 70’lerin sonunda uygulamışız.
Belki de o yüzden benim favori günüm cumadır; cumaları tek geçerim, pazartesileri ise hiç sevemedim.
Çocukluğumdan beri pazar akşamüstünden itibaren içime garip hüzün çöker. Yani herkes gibi ben de pazartesi sendromunu yaşayanlardan biriyim.

O günlerin fotoğrafları aklımda; çünkü zaman zaman fotoğraf arşivime girer anılarımı tazelerim.
Cuma fotoğraflarında ceketlerimizi atmışız, spor kazaklar giymişiz, gri pantolon yerine de gömlek ve kazağa uygun pantolonları tercih etmişiz.
Tabii bugün olsa daha renkli giyinirdik bu kesin...
Takım elbise giymeyi çok sevmeme rağmen galiba “Casual” günlerin sayısının artması gerektiğine daha fazla inanmaya başladım.
Neyse...
Fotoğraflarda disiplini bozacak bir görüntü yok, okulun genel havasını etkileyecek bir kıyafet tarzı yok. Gömleklerin kolları kıvrık değil, kazaklar öyle rasgele sırta atılmış değil.
Zaten Saint Joseph’in o tatlı sert disiplini içerisinde farklı bir şey yapmak da mümkün değildi galiba...
Yine de cumalar okulda daha renkli, daha neşeli geçerdi.
Bunda cumaları biraz daha rahat giyinmenin etkisini yok sayamayız.
Hatırlıyorum; hepimizin korktuğu ama bir o kadar da sevdiği, saydığı Türk Başmüdürümüz Cemal Aygen’e bu konuyu açmıştık.
Yani “Casual Friday”ın, rahat giyim günlerinin artırılıp artırılamayacağını...
Yüzündeki ifadeyi de, söylediklerini de unutmak mümkün değildi.
“Giyinebilenler için güzel ya giyinemeyenler, üzerine başına alamayanlar. O arkadaşlarınızı hiç düşündünüz mü; olanı, olmayanı biliyor musunuz? Ne dediğimi yıllar sonra anlarsınız...”

Haberin Devamı

Cemal hoca müthiş bir adamdı; o sert duruşunun arkasında samimi, içten, sevgi dolu bir insan olduğunu bilirdik. Kocaman bir yüreği olduğunu da...
O sözlerin ne demek olduğunu anlamak için yıllar geçmesine gerek kalmadı.
Aslında Cemal Hoca’ya bu öneri getirdiğimiz ve reddedildiği dakika anlamıştık.
Olanla olmayan, giyebilenle giyemeyenin ne tür zorluklar çekebileceğini o an anlamıştık.
“Cuma günleri” bize özel olarak kaldı, çünkü bir başka okulda bu uygulama olmadığı için bu ayrıcalığın keyfini mezun oluncaya kadar çıkardık.

Haberin Devamı

Yeni yönetmeliğe göre artık okullarda kılık kıyafet serbest ama belirli koşullar var. Öğrenciler vücut hatlarını belli eden şort, tayt gibi kıyafetler ile diz üstü etek, derin yırtmaçlı etek, kısa pantolon, kolsuz tişört ve kolsuz gömlek giyemeyecek. Miş...
Bir sürü detay daha var.
Akıllara “Türban da serbest mi?” sorusu geliyor.
Gün boyunca gelen mesajlar, telefonlar bunun üzerineydi.
Milli Eğitim Bakanlığı bürokratları; kız öğrencilerin, imam-hatip ortaokul ve liseleri ile çok programlı liselerin imam-hatip programlarında tüm derslerde, ortaokul ve liselerde ise seçmeli Kur’an-ı Kerim derslerinde başlarını örtebileceğini söylemişler.

Hayatım boyunca yasaklara hep karşı geldim. İnsanların diledikleri gibi davranmalarını teşvik ettim, fikir özgürlüğünün olmazsa olmazlığını savundum.
Ama Saint Joseph’teki Türk Okul Müdürümüz Cemal Aygen’in sözlerini de hiç unutmadım.

Yazarın Tüm Yazıları