Kokpit







Uğur CEBECİ
Haberin Devamı

Uçakların biletsiz yolcuları

Fareler ve sıçanlar uçakların bir numaralı biletsiz yolcuları. Dünyanın her yanında kapısı açık bir uçak bulduklarında hemen içeri giriyorlar. Özellikle uçaklardaki mutfak bölümlerine sinen yemek kokuları onlara çok cazip geliyor.

Havayolu şirketlerinin hazırladığı raporlara göre fare ve sıçan gibi kemirgenler uçuş emniyetini ciddi boyutlarda tehdit ediyor. Kabloları kemirerek kısa devre oluşması ve elektronik sistemlerin devre dışı kalmasına neden olan bu hayvanlar havayollarına her yıl milyonlarca dolar zarar veriyor. Son yıllarda bu tür şikayetleri sık sık aldıklarını belirten uçak imalatçıları, sorunların giderilmesi için havayolu şirketlerine yeni öneriler sunuyorlar.

Kemirgen hayvanların verdiği en büyük zararların başında uçak sistemlerinin önemli kısmını oluşturan elektronik sistemlerin kablolarının kemirilmesi geliyor. Kabloların izolasyonunda kullanılan malzemelerin kokusu özellikle fare ve sıçanların büyük ilgisini çekiyor.

Kemirilen ve hasarlanan kablolar, sistemlerin kısa devre yapmasına ya da bir anda kapanmasına neden olabiliyor. Bakım sırasında kablo arızalarının bulunması ve tamiri de uzun zaman alıyor. Bu tür kemirgenlerin yanısıra uçaklara giren biletsiz yolcular arasında yılanlar, kurbağalar, küçük kuşlar ve hatta kediler de var.

KABİNDE PANİK

Bu hayvanlar uçuş sırasında kabinde veya kokpitte ortaya çıktıklarında panik ve korkuya yolaçıyor. Özellikle yılanlar uçaklara yerleştiklerinde kolay kolay bulunmuyorlar. Bu hayvanlardan bazıları uçak içinde yaptıkları yuvalarında çok uzun süre yaşıyorlar.

Havalimanları, pistler arasındaki yeşillikler, ikram şirketlerinin mutfaklarından yayılan kokular, uçaklardan alınan içleri yemek artığı dolu çöpler nedeniyle hayvanların karargah kurmaları için cazip bir yer oluyor.

Bu tür 'kaçak' yolcular uçaklara genellikle gece yatıları veya uzun süre yerde kalması sırasında giriyor. İnsandan ürken bu tür hayvanlar uçaklara girerken gece ve sessiz anları tercih ediyor.

Favori giriş yerlerinin başında açık bırakılan yolcu ve kargo kapıları geliyor. Bunları bakım için açılan kapaklar ve iniş takımları izliyor. Kimi hayvan uçağın içine yuva yapıyor. Uçağa yüklenen kargoya veya bavulların içine konulan yiyeceklerin kokusunu alarak onları bulmaya çalışıyor.

KEDİNİN UZUN UÇUŞU

Kaçak biletsiz yolcular arasında bazen kedilere de rastlanıyor. Ancak uçakta bir kedinin varlığı kalkıştan sonra ortaya çıkınca iş kolay. Kabin memurları kabine giren kediyi bir parça yemek uzatarak kandırıp yakalıyorlar. İnişten sonra da o ülkenin karantina görevlileri kediyi teslim alıyorlar. Bugüne kadar en uzun yolculuğu Avusturya Sidney'den Los Angelas'a yapan bir kedi ise yakalandıktan sonra aynen geldiği ülkeye iade edildi.

Airbus Endüstri'nin 1997 yılının ortalarına kadar işletmecilere verilen uçak bakım kitabında içeri giren hayvanlara karşı uçağın 'methil bromid' adı verilen kimyasal madde ile ilaçlanmasını tavsiye ediyordu.

Ancak yapılan araştırmalar sonrasında bu tür ilaçların kabin ve kargo duvarlarının içindeki izolasyona zarar verdiği ve uçağın karmaşık elektronik cihazlarını etkilediği ortaya çıktı. Methil bromid'in zararlı etkileri ve tüm dünyada toksit spreylerin kullanımının yasaklanması nedeniyle Airbus bu uygulamayı 1997'de kaldırdı. Avrupalı imalatçı zararlı hayvanlarla mücadele için yeni yollar aramaya başladı. Bu yeni madde aynı zamanda kolay uygulanabilir, zehirsiz ve ucuz olmalıydı. Uzun çalışmalar sonrasında karbondioksite (CO2) karar verildi.

Ucuz, kolay bulunur ve rahat uygulanabilir olan CO2 yoluyla kemirgenler ve sürüngenlerin oksijensiz bırakılarak yok edilmesi yöntemi için önce test yapıldı.

İlk test Airbus Endüstri tarafından Ağustos 1999'da A319 tipi yolcu uçağı üzerinde gerçekleştirildi. Test öncesinde uçağın çeşitli bölümlerine CO2 okuma cihazları konuldu. Özel noktalardan CO2 verilmeye başlandı. Bir kaç dakika içinde yapılan ölçümlerde uçaktaki karbondioksit yoğunluğunun yüzde 90'a kadar çıktığı gözlemlendi.

Daha önce zoologların yaptığı bilimsel testlerde kemirgenleri öldürmek için CO2'nin yüzde 60 oranında ve 6 dakika süre ile uygulanmasının yeterli olduğunu belirten Airbus yetkilileri, kendi yaptıkları denemelerde hayvan kullanılmadığını söylediler.

Airbus Endüstri testleri tamamlandıktan sonra uçak kullanım kitaplarında gerekli değişikler yapıldı. Sistem kullanılmaya ilk olarak A320 ailesinde Mayıs 2000'de başladı. Bunu Haziran 2000'de A330 ve A340'lar izledi. A300 ve A310'lar üzerindeki teknik çalışmalar tamamlandıktan sonra ilk uygulamanın 2001 yılının ilk yarısında başlaması planlanıyor.

AVLAMA KURALLARI

Uçaktaki davetsiz misafirleri kovmak için öncelikle uçağın tüm kapı ve kargo kapaklarının kapatılması gerekiyor. Daha sonra uçağın gövde altında bulunan iki yerinden CO2 tankları özel hortumlarıyla bağlanıyor. Ayrıca kokpitin üstünde bulunan bölüme ayrı CO2 veriliyor. Bu işlemi karbondioksit basımı izliyor.

Gazın 150 bar basınçla gövdeye verilmesi gerekiyor. Bu işlem sırasında CO2'nin sıcaklığı gövdeye giriş sırasında 15 derece civarında oluyor. Airbus Endüstri'nin imalattaki en küçük uçağı olan A319 için 600 kilogram karbondioksit basılması yeterli. Gövde uzadıkça ve kabin büyüdükçe gereken CO2 miktarı da artıyor.

Örneğin A310'lar için 1700, A300'ler için 2000 kilogram karbondioksit gerekiyor. Avrupalı imalatçının uzun menzilli iki motorlu A330'ları 2400, THY'nin de kullandığı 4 motorlu A340'ları için de kabine 2500 kilogram karbondioksit verilmesi gerekiyor.

Kemirgenler ve sürüngenler için çok etkili olan karbondioksit, böcekleri öldürmekte o kadar etkili değil. Bu nedenle böceklerin öldürülmesi için CO2'in yanında böcek zehirinin de kullanılması tavsiye ediliyor. Ancak Airbus, zehirli hapların kesinlikle kullanılmamasını öneriyor. Temizlik personelinin unutabileceği bir hap çocuk yolcu tarafından yenme riski taşıyor.

Şafak ASPARUK

Bindiğiniz bir uçakta koltuğun altından geçen fare görürseniz hiç şaşırmayın. Havayolu şirketleri bu biletsiz yolcularla yıllardır mücadele ediyorlar. Havalimanlarında bekleme sırasında bir yolunu bulup uçaklara giren, fare, yılan gibi hayvanlar bazen onlarca sefere gidip geliyorlar. Bir çok havayolu şirketi uçakların beklemesi sırasında fare ve yılanların, tropikal yerlerde böceklerin içeri sızmaması için uçaklarının kapısını kapatıyor. Ama yine de onlar bir fırsatını bulup içeri sızıyorlar. Uçuş sırasında bir farenin ortaya çıkması yolcular arasında panik yaratıyor.

Terminalde scooter

Bugünlerde Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali içinde yanınızdan takım elbiseyle scooter'a binmiş görevliler geçerse sakın şaşırmayın.

Terminal işletmecisi TAV, personelin daha hızlı hareketini sağlamak üzere scooter adı verilen yeni nesil tornetlerden satın aldı.

Scooterlar sayesinde teknik personel terminalin bir ucundan diğerine çok kısa zamanda ulaşabiliyor.

Geçen ay 25 adet scooter satın aldıklarını belirten Dış Hatlar Terminali Otoritesi Sani Şener yolculardan olumlu tepki gösterdiklerini söyleyerek 'Terminalimizin alanı çok geniş. Scooter kullanan personel hem gideceği yere çabuk ulaşmanın yanı sıra yolculara terminalin modern yüzünü gösteriyor. dedi.

Bir kaç yıl önce Amerika'da ortaya çıkan scooter'lara özellikle gençler büyük ilgi gösteriyor.

Alüminyum gövdesi nedeniyle çok hafif olan scooter’lar katlanarak rahatlıkla elde taşınabiliyor.

Elektrikle çalışan motorlu modelleri de bulunan scooter'lar arka tekerleğindeki fren mekanizması sayesinde çok kısa mesafelerde durabiliyor.

Tolga ÖZBEK

Öger havayolu kuruyor

Almanya'nın büyük tur operatörlerinden Öger Tur havayolu şirketi kurmak için harekete geçti. Yıllarca uçak kiralayarak Türkiye'deki charter yani tarifesiz havayolu şirketlerinin en büyük müşterilerinden olan Öger Tur'un sektördeki kriz nedeniyle küçülen havayollarının kapasiteyi karşılayamaması sonucu kendi şirketini kurmaya karar verdiği belirtildi.

Ekspress Havayolları adı verilen şirketin Antalya merkezli olması planlanıyor. Havayolu şirketinin filosu Alman charter şirketi LTU'dan alınacak 2 adet Boeing 757-200 ve bir adet Boeing 737-400'den oluşacak. Şirket ağırlıklı olarak Almanya-Antalya arasında yolcu taşıyacak. Uçakların Ekspress Havayolları'na teslim edilmesinden sonra haziran ayının ilk günlerinde seferlerin başlaması planlanıyor.

Katar’dan sürpriz A380 siparişi

Katar Havayolları dünyanın en büyük yolcu uçağı olan A380'e verdiği siparişlerle tüm havacılık sektörünü şaşırttı. Koltuk kapasiteleri 550 olan A380'leri Katar Havayolları'nın nasıl işleteceği tartışılırken şirket Avrupalı imalatçı Airbus'ın dev uçağını kullanacak olan dokuzuncu havayolu oldu. İkisi kesin ikisi de opsiyon yani kesin siparişe çevrilebilir toplam 4 adet A380 siparişi veren Katar Havayolları'na uçaklar 2007 yılının sonunda teslim edilecek. Son siparişlerle birlikte A380 Süper Jumbo uçaklarındaki sipariş listesi 66'sı kesin, 54'ü de opsiyon 110 uçağa ulaştı.

Şirket ayrıca Airbus ile yaptığı anlaşma doğrultusunda A380'lerle birlikte filosuna beşi kesin üçü de opsiyon toplam 8 adet iki motorlu A330-200 katacak. Halen Katar Havayolları'nın filosunda 6 adet A320 ve 7 adet de A300-600R ile Katar Emiri tarafından kullanılan ve içi özel iş jeti olarak tasarlanmış birer adet A340 ve A319CJ bulunuyor.

İlk A340-600 uçuşa hazır

Avrupalı imalatçının yeni nesil A340 modellerinden A340-600 20 Mart'ta şirketin merkezi Toulouse'da yapılacak törenle fabrikadan çıkartılacak. Uçağın yer testlerini yapmasından sonra mayıs ayında ilk uçuşunu gerçekleştirmesi bekleniyor.

Tasarım çalışmalarına 1996 yılında başlanan A340-600, üç sınıfta 380 yolcu taşıyabiliyor. Gövdesi klasik A340'lara oranla 10.8 metre daha uzun. Uçağın menzili ise 13 bin 875 kilometre. Üretimdeki A340 serilerine göre çok daha kuvvetli Rolls Royce imalatı Trent 553 serisi motorlara sahip olan A340-600, yeni kanat tasarımıyla yüksek performans sunuyor. Toplam 130 sipariş alan A340-600'ün müşterileri arasında Lufthansa, Swissair, Emirates ve Virgin Atlantic gibi havayolu şirketleri bulunuyor.

Yazarın Tüm Yazıları