Kınalı keklikler!

HÜLYA Avşar bir sinema ve TV yıldızı... Magazin dünyasının en renkli isimlerinden biri... Bazen öyle laflar ediyor ki, cuk diye yerine oturuyor, taşı kurnazca gediğine koyuyor.

Avşar, Türk Max TV’de yaptığı programda konuk ettiği Profesör Erol Manisalı’ya sordu:

"Bana hiç ödül vermediler hocam... Acaba ben de Türkiye’yi kötüleyen bir film mi yapsam?"

Profesör Erol Manisalı Hülya Avşar’ı onaylayarak:

"Evet, işte o zaman ödülü alırsınız" dedi.

Emperyalizmin kazancından pay almak için, onun istediklerini vermek gerekiyor. Türkiye’ye onların penceresinden bakanlar ödülü ve bol parayı kazanıyor. Rejimine karşı çıkacaksın, kendi ulusunu küçük görüp aşağılayacaksın, milletini soykırımcı bir katil güruhu sayarak yabancı çıkarlarını savunacaksın. O zaman ödüller peş peşe yağar!

Profesör Erol Manisalı:

"Yabancı güçler sizi iktidara taşırlar, şirketlerinde yan işler verirler, Nobel’i bile layık görürüler. Yeter ki hizmet edin, sömürgecilere karşı çıkmayın" diyor.

Hülya Avşar’ın iğneli sözleri ve Profesör Erol Manisalı’nın dolambaçsız cevabı, emperyalizmin bilinen çirkin yüzünü bir kere daha anlatmış oldu.

Yazar Mehmet Özet’in "Kınalı Keklik" adlı ilginç bir kitabı var.

Kınalı keklik, sevimli bir kuştur. Dağlarda uçar, yeşillikler arasında öter, melodik bir sesi vardır, zevkle dinlenir, fakat...

Kınalı kekliğin ilginç bir hikáyesi var. Kitapta anlatılan öykü şöyle:

Osmanlı döneminde, adamın biri kuş satın almak, için bir dükkána girer, dükkándaki kuşların ve kekliklerin fiyatını sorar.

Rengárenk kuşların güzeli çirkini, ucuzu pahalısı vardır. Fakat en pahalısı kınalı kekliktir.

Dükkán sahibi, kafesteki bir kınalı keklik için diğer kekliklerden çok daha fazla fiyat ister. Hemen hemen üç misli...

Adam hayretle bunun nedenini sorar. Satıcı:

"Bu cinsin çok önemli bir özelliği vardır" der...

"Nedir bu önemli özellik?"

"Bu bir tuzak kuşudur. Kınalı keklik ötünce dağdaki bütün keklikler onun çevresinde toplanır. Avcılar da, ona bir şey yapmadan, diğer keklikleri kolayca vurur. Bu yüzden kınalı keklik pahalıdır."

Adam, kekliği satın alır ve dışarı çıkıp dükkánın önünde hemen kafasını koparır. Satıcı ve çevredekiler şaşırmış bir halde bunun sebebini sorarlar:

"Çok para verdiğin halde neden bu zavallı kuşu öldürdün?"

Adam, yüzünde beliren acı bir ifadeyle:

"Kınalı keklik, kendi ırkından olan kekliklerin, avcılar tarafından vurulmasına yardımcı oluyor. Bu kuş zavallı değil, haindir! Başka keklikler ölmesin diye onun boynunu kopardım" der.

* * *

Ülkemiz ne yazık ki böyle kınalı kekliklerle dolu.

Bunların arasında ünlüsü ünsüzü, her cinsi var.

Yalnız Türkiye’de değil, bugüne kadar çeşitli ülkelerde kınalı keklikler gibi şakıyıp, çevrelerine sempatizanlar topladıktan sonra yabancı çıkarlarına hizmet eden bazı yazarlar Nobel Ödülü bile almadı mı?

Düşmanını bilmeyen, tehlikeleri görmeyen uluslar kolayca düşer!

Bu kınalı kekliklerden sakınmak, melodik seslerine kanmamak gerek!
Yazarın Tüm Yazıları