Kimmiş yalancı!

BİRKAÇ gün önce ‘Beyzbol sopasıyla fair play’ diye yazdım.

Galatasaray Kulübü’nü temsilen Ribery’ye giden Galatasaray Sportif Direktörü Bülent Tulun, Özhan Canaydın’ın ortağı Hayım Fresko, beraberlerinde gelen eski menajer Picot’nun Ribery’e beyzbol sopasıyla saldırmasına engel olamamışlar ve büyük bir rezalet patlamıştı.

Vatan Gazetesi’nin spor sayfası da olayı yazmıştı.

Ben de oradan alıntı yaparak yönetimi eleştirmiştim.

Galatasaray yönetimi Vatan’ın haberine ve ondan daha fazla benim eleştirime bozulmuştu.

Başkan Canaydın, Vatan’ın spor müdürü İbrahim Seten’i aramış ve ‘Yalan yazıyorsunuz. Sonra Fatih Altaylı da bizi parçalıyor’ diyerek bizi yalancılıkla suçlamıştı.

Galatasaray’da üç yıldır yöneticilik yapan ama Başkan’ın şakşakçılığından başka iş yaptığı görülmeyen Şükrü Ergün ise Galatasaraylıların internet sitelerinde bana hakaretler yağdırmış, yalancı olduğumu söylemişti.

Allah tarafından Galatasaray kamuoyu kimin yalancı olduğunu biliyordu ama yine de ‘belgeli gerçekleri’, ‘gerçek yalancıların’ suratına vurmak şarttı.

Vatan Gazetesi spor müdür yardımcısını Fransa’ya yolladı. Gökmen Özdemir kardeşim Ribery ile konuştu.

Beyzbol sopalı saldırının Fransız jandarması tarafından kaleme alınmış tutanaklarını, Ribery’nin şikáyet dilekçesini aldı getirdi.

Gerçekler ‘gerçek yalancıların’ suratına tokat gibi patladı.

Bunca rezalet ve başarısızlıktan sonra Özhan Canaydın ve ‘ekibi’ o koltukta oturmayı hangi yüzle sürdürüyorlar, doğrusu merak ediyorum.

Fatih Terim kabul etmez

BEN bu satırları yazarken henüz görüşme gerçekleşmemişti ama dün Futbol Federasyonu Başkanı Levent Bıçakcı’nın Milli Takımlar Teknik Direktörü Ersun Yanal’ı görevden alacağı söyleniyordu.

Yerine düşünülen isim ise gazetelere göre ‘Fatih Terim’di.

Bence Terim tercihi son derece doğru. Milli takımların başına geçirilebilecek iki yerli hocadan biri Terim, diğeri ise Denizli.

Ancak bence Terim bu görevi kabul etmeyecek.

Çünkü ben bu konuyu Terim’le iki gün önce konuştum.

Aslına bakarsanız Federasyon Başkanı Bıçakcı, Terim’i çoktandır düşünüyor.

Göreve geldiği ilk günlerde Bıçakcı ile konuştuk. Yanal’ın bu işi götürecek kapasitede olmadığını söyledi. ‘Yerine kimi düşünüyorsun?’ diye sordum.

‘Terim’ dedi. Ancak kafasında değişik bir plan vardı.

Yanal’ı görevden almayacak ama üzerine Genel Koordinatör olarak Terim’i getirecekti.

‘Bunu Fatih Hoca ile bir konuşsana’ dedi.

Terim’i aradım ve düşünceyi aktardım. Güldü. ‘Komik olmasınlar. Olur mu böyle şey’ dedi.

Ancak bu teklif kendisine yine de yapıldı. Terim kabul etmedi.

Konu kapandı.

Ancak son 1 aydır Terim adı yine gündemdeydi.

Pazartesi akşamı Fatih Hoca ile buluştuk. ‘Milli takım için sana gelecekler. Ne yapacaksın?’ diye sordum.

‘Beni tanıyorsun. Prensibimi biliyorsun. Bir takımın başında bir hoca varken, ben o takımla konuşmam. Ersun Hoca orada olduğu müddetçe bu konuyu görüşmek için randevu bile vermem’ dedi.

‘Ersun Hoca’yı yolladıktan sonra gelirlerse görüşür müsün?’ diye sordum.

‘Bak adaş’ dedi, ‘Milli Takım’ın başına Ersun’u getirdikleri zaman da ben buradaydım. Kimse bizi düşünmedi. Hatta Haluk Ulusoy sonradan bir açıklama yapıp yukardan istemediler diyerek göndermelerde bulundu. O yukardaki kim bilmiyorum ama ben istenmediğim yerde hayatım boyunca olmadım. Allah’a şükür buna ihtiyacımız da yok.’

‘Ama bu milli görev’
diye ısrar ettim.

‘Benim ağzımdan söz bir kere çıkar’ dedi. ‘Hatırlıyor musun, Galatasaray’dan ayrılırken bir toplantı yaptım. Orada bir daha Türkiye’de takım çalıştırmam dedim. Bir muhabir arkadaş buna milli takım dahil mi diye sordu evet dedim. Ben sözümü yutmam’ diye ekledi.

‘Ama bu milli takım’ diye ısrar ettim.

‘Ben sana milli takımı çalıştıracak 50 hoca adı sayarım. Merak etme milli takım hocasız kalmaz’ dedi.

20 küsur yıldır tanıdığım Terim kararlıydı.

Ama bence milli takım için tek seçenek o.

Keşke bu kadar kararlı olmasaydı.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

İyi giden bir işe çomak sokmanın hiçbir zaman daha iyi bir gidişle sonuçlanmadığını anladığımız zaman.
Yazarın Tüm Yazıları