Kıbrıs Türkü plan için ne düşünüyor

LEFKOŞA-Kıbrıs Türklerinin ilk önderi Dr. Fazıl Küçük adının verildiği ünlü geniş bulvarın iki yanını, havanın da güzel olmasından ötürü ana-babalar çoluk çocuklarıyla doldurmuş.

Çocuklar, ellerinde kırmızı-beyaz balonlarla bayram yaşıyorlar. Biz şeref tribünündeyiz. İstiklal Marşı ve yaşlı gözlerle izlediğimiz o askeri geçitler... Balkanlar'dan gelecek saldırıya karşı bir kolordu ve tümenin yerleştirildiği ‘‘müstahkem mevki'' Çorlu'da hangi GMC, hangi top tüfek ve uçak geçiyorsa hepsi burada... O zamanki uçaklar tek pervaneli eğitim uçaklarıydı, dünkü geçenler ise ‘‘Türk Yıldızları’’... Girne Limanı'nda Türk savaş gemileri ziyaret ediliyor.

KKTC'nin resmen devlet oluşunun 19. yıldönümü törenleri kutlanıyor. Düşünün, Kıbrıs Harekátı'nın gerçekleştiği 1974'te doğan bir genç bugün 28 yaşında... Kıbrıs bugün daha çok konuşuluyor.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök iki günden beri KKTC'de... Rauf Denktaş sağlık nedeniyle ilk kez bir kurtuluş töreninde bulunamıyor. Bugün Türkiye üzerinden Ada'ya dönecek Denktaş için büyük bir karşılama töreni yapılacak. Bundan birkaç saat sonra da Recep Tayyip Erdoğan Lefkoşa'ya, Denktaş'a gecikmiş de olsa ‘‘geçmiş olsun’’ demeye gelecek; bir yerde gönül alacak.

Denktaş'ın, Erdoğan'a bugüne kadar bilmediği önemli şeyler anlatacağını herkes bekliyor. Töreni beklenmedik sayıda medya mensubu izliyordu; Rum kesiminden izinle geçen 9 gazeteci de vardı. Tankların geçişini meraklı gözlerle izlediler. Gür sesli bir öğretmenin okuduğu şiirlerin anlamını sordular tanıdıkları gazetecilere... Lefkoşa'nın hemen her binası eşit boyutta Türk ve KKTC bayraklarıyla süslenmişti.

ECEVİT'İN UYARISI

BM
Genel Sekreteri Annan'ın Kıbrıs planını konuşuyor tribündekiler. Biz onlara ne olur diyoruz; hemen herkes bir sakınca aktarıyor bize.

Şeref tribününde Başbakan Derviş Eroğlu sakin; Denktaş gelmeden pek açık konuşmak istemiyor. Denktaş'a vekálet eden Meclis Başkanı Vehbi Zeki Serter, tarihi bu günde biraz heyecanlı.

Kıbrıs işlerinden sorumlu Devlet Bakanı Tayyibe Gülek, Ecevit'in bir bakanı olarak ‘‘Türkiye'nin milli politikası bellidir’’ diyor. Dışişleri Bakanı Prof. Şükrü Sina Gürel gibi Erdoğan'ın Kıbrıs politikasını eleştirip 'hıyanet' suçlamasında bulunmadı ama bir endişesini daha 'nazik' ama diplomatik bir üslupla dile getirdi. Siyasi çevrelerden alınan bilgilere göre, Ecevit, KKTC hükümetine Kıbrıs konusunda hassas noktaları bir notla iletmiş; neler yapılması gerektiğinin altını bir kez daha çizmiş...

TOPRAK KONUSUNDA ENDİŞELER

Asıl konuya girmemiz gerekiyor; Annan'ın barış planına... Toplumda ilk günkü olumlu hava ‘‘göç’’ nedeniyle endişeye dönüşmüş. Çünkü bizim anayasa konusunda itirazımızın olmadığı gibi Rumların da toprak konusunda karşı çıkışının olmaması dikkat çekiyor. Türk tarafının toprakların oransal olarak bölünmesine bir itirazı yok. Ancak BM'nin dağıttığı iki haritadaki sınırları, ta Türk tarafındaki askeri ve stratejik noktaların içine kadar giriyor. Girne ve Magosa kıyılarına ‘‘ince ayarlı’’ geçişler veriliyor. Türkiye'nin milyon dolarlar harcadığı, örneğin Magosa-Lefkoşa karayolu birkaç Rum noktası tarafından kesilmiş olacak taslak haritalarında. Magosa Limanı aynı 30 Temmuz 1974'teki gibi kuşatılıyor. Adanın en önemli su kaynaklarının bulunduğu Güzelyurt'taki tarım bölgesinin Rumlara bırakılması bir başka isyan oluyor. Buraya Rumların verilmesi halinde güneyden 12 bin kişinin yerleştirilmesi öngörülüyor. KKTC'nin eski İskán Bakanı İsmet Kotak, Rum kesiminden 60 bin kişinin Türk tarafına göç ettirilmesi halinde bir yıl sonra yine kanlı olayların görülebileceğini iddia ediyor. Daha başka... AB'den gelecek fonlarla Rumların yatırım ve kamu harcamalarını kendi vatandaşlarına dönük kullanması da bir başka endişe kaynağı olarak anlatılıyor.

SON SÖZ TÜRKİYE'NİN

Eşit kurumlar, eşit ortaklarla (Türk-Rum) yeni bir devlet, adı da ‘‘Kıbrıs’’... Çözüme ulaşmak için planın iki tarafça kabulü gerekiyor. Ancak Türk tarafının üzerine yoğunlaşan bir baskı var ve bu iki hafta içinde daha da artacak. 12 Aralık'ta yapılacak Kopenhag Zirvesi'ne kadar ilke kararının kabul edilmesinin, hem Denktaş'ın -ameliyatı tartışılıyor- hem de Ecevit'in hükümetten ayrılması sırasında istenmesi çok anlamlı bulunuyor. Ama son sözü ‘‘abi’’ Türkiye söyleyecek nihayette, serinkanlı ve ciddiyetle...

Ne diyorlar?


Referandum yapılsın

ANNAN'ın Kıbrıs konusundaki çözüm planı hakkında çok çeşitli değerlendirmelerle karşılaştık. Kıbrıs'taki siyasetçiler, bu planın beş yıldır Amerika tarafından hazırlanmakta olduğunu söylüyorlar. Kıbrıs'ın Türkiye tarafından ilhak edilmesi görüşünün de artık gündemden kalktığını söyleyenlerin yanında, bu planın akılcı şekilde tartışılıp hakkaniyetçe düzeltilmesi gerektiğini vurgulayanlar da epeyce çoktu.

Bu konudaki bazı görüşler şöyle:

Serdar Denktaş (Turizm ve Çalışma Bakanı): Türkiye ve Yunanistan, Kıbrıs'tan elini çekerse iki kesim beraber kalkınabilir. (Türk kesiminde milli gelir 2.500 dolarken, Rum kesiminde bu miktar 15 bin dolar civarında.)

Akile Gamze Hastunç (Lefkoşa'da yayıncı): Toprak sorunları iyileştikçe bizim için iyi bir şey olur. Dünya ilk günkü gibi değil. Hem bizimkiler, hem Rumlar son blöflerini oynuyorlar, ama anlaşmak zorundalar.

İ.R. (Esnaf): BM Genel Sekreteri, bize ya al ya da bırak yaklaşımını dayatırsa bundan bizler de Türkiye de rahatsız olur. Toprak dağılımında Rumlar, sanki Türk tarafının içini oyar gibi bir hava seziyorum. Dayatma olmaması için mantıklı bir süre de verilmeliydi.

Türkiye ve yurtdışında görev yapmış bir gazeteci: Herkes bir çözüm istiyor. Politikacılara çok görev düşüyor. Ancak Rumlara, üç beş Rum köyü için Karpaz bölgesi verilirse endişe olur, uzun sahil yarın kıta sahanlığı için sorun olabilir.

Mustafa Akender (Emekli): Bize bu planın ne getirdiği madde madde anlatılmalıdır. Siyasetçiler şimdiden birbirine girdiler. Biri planı övüyor, biri plan çok korkunç bir şey, sizi kovacaklar diyor. Bana göre, göç etmek ister misiniz diye sormak lazım; bunun için refarandum şart.

Mehmet Ayan (Radyocu): Dışardan gördüğüm kadarıyla Türkler hep göç etmişler; 1958'de, 63'te ve 74'te... Halkı sadece bu konuda endişeli gördüm. AB pasaportu taşımak, zenginleşmek onların zaten beklediği bir şey.

Evren Gürtunç (Otelci): Haritalar bence çok kötü değil. Daha iyimser yaklaşılsın, herkes konuşmasın.


DENGELİ BİR PLAN


Fatma El Issav (Lübnan An Nahar Gazetesi muhabiri): İki taraf için dengeli bir plan, ancak düzeltilecek yanları var. Bence burada yeni kurulacak devlet hiç önemli değil. Esas olan özgürlük, güvenlik ve serbest dolaşımdır. Taraflar iyi düşünüp karar verirlerse yılların sorunu çözümlenebilir. Her iki taraf bir şeyler verirse karşılıklarını alırlar.
Yazarın Tüm Yazıları