Kazananlar ve kaybedenler!

İZMİR’de yarış kızışıyor!

AKP adaylarını açıkladı. Yol almaya başladı.

CHP ise "tamam" gibi.

Ufak tefek eksikler var, ama liste MYK’dan geçti.

Büyük mücadeleler oldu. Ne kulisler!

Ne kapışmalar! Ne bağırış - çağırış! Ne tepki!

İki günden beri telefonlarım susmuyor. Gece, gündüz. Hatta gece yarısı.

Ağızlar dolusu sözcük.

Çoğunda sitem, çoğunda tepki!

"Ben garip" dinlemede.

Biraz "kulislerin efendileri"ne kulak verelim mi?

Gerçekten de zorlu geçti İzmir’deki aday belirleme süreci.

Aziz Kocaoğlu’nun "olmaz"ları vardı: İl Başkanı Kemal Karataş ve Güzelbahçe Belediye Başkanı Ertan Avkıran.

"Bunlarla olmaz" dedi. Kapışmıştı, karşılıklı tartışmıştı, "Ya ben, ya o" demişti. Bir de istedikleri vardı:

"Urla Belediye Başkanı Selçuk Karaosmanoğlu, Bornova Belediye Başkanı Sırrı Aydoğan, Konak Belediye Başkanı Muzaffer Tunçağ".

"Olmaz"lar "oldu", olması istenenler, olmadı!

Sonra, Bornova için "Nevzat Kavalar", Karabağlar için Şehmus Kayapınar dendi. Onlar da olmadı!

Aziz Kocaoğlu "isteklerinde kaybetti"!

"İzmir’in patronu" MYK Üyesi M. Ali Susam kaç isimde istekliydi: Esnaf Odası Başkanı Zekeriya Mutlu Balçova’ya, Necati İmam Buca’ya, Nevzat Kavalar Bornova’ya.

Olmadı! Üç isim de Deniz Baykal’dan veto yedi!

Kaybettiler!

Ya İl Başkanı Kemal Karataş?

Sessiz ve derinden gitti, amacına ulaştı.

Önce en önemli ilçeyi aldı, sonra istemediği isimleri sildirtti!

Kocaoğlu’ndan, Susam’dan, hatta Önder Sav’dan gelen isimleri "çizdirdi".

Kazandı! Zorlu bir mücadeleden başarı ile çıktı.

Ya diğer kazananlar?

Uzun yıllar belediye başkanlığı yaptığı Urla’ya Mustafa Aras’ı; Kocaoğlu ve mevcut belediye bşkanlığı gücüne rağmen koyduran Bülent Baratalı.

Bileğinin hakkı ile göreve gelenler: Hasan Karabağ, Kamil Okyay Sındır, Ercan Tati, Sıtkı Kürüm.

Bakalım kulisler ne olaylara gebe!

Farklı olanları görmek gerekmez mi?

İzmir’de belediye başkan adayları sahneye çıktı bile.

Aman Allah’ım; neler vaat ediliyor neler!

Konya’ya deniz götüreceğini söyleyen Necmettin Erbakan’ın kulakları çınlasın!

Söylenenlerin bazıları Hoca’yı bile yarı yolda bırakır türden!

Neyse ki; halk her şeyin farkında.

Bir de akıllı uslu insanlar var.

Gerçek anlamda ilçelerine, beldelerine bir şeyler katmaya çalışanlar.

Eğitimleri, vizyonları, sosyal statüleri, deneyim ve becerileri ile.

Bunların başında gelen isimlerden biri de; Selim Gökdemir.

Siyaset deneyimi deseniz; AKP Grup Başkanvekili olarak başarılı. İş, yönetim ve eğitim deseniz; yetenekleri kanıtlanmış, başarısı tescillenmiş.

Mütevazı kimliği ile de sevilen bir isim. Az konuşuyor, çok iş yapıyor. Üretken ve bilgili.

Bayraklı için de büyük hayalleri var. İzmir’in yıldızı bir Bayraklı! Ne güzel. Geçmiş dönemde işadamı kimliği ile Bayraklı da başlattığı bazı projeler de onun için bir şans. Bayraklı halkı ile güzel bir diyaloğu var. Ben hemen hatırlattım; "3 iş yaparsanız, 50 iş olur. Politika böyle bir şey" diye. Selim Gökdemir kendine özgü samimi tavrı ile espriyi patlattı:

"Daha şimdiden Bayraklı’nın yarısı onun diyorlarmış. Bayraklı’nın yarısı benimse seçim çantada keklik demektir. Ama benim asıl iddiam şu: Bayraklı’yı hak ettiği gelişmişlik düzeyine taşıyacağım. Katılımcı, çağdaş ve üretken bir belediyecilik oluşturacağım. İşte bunun için de yaptıklarım elbette yapacaklarımın teminatı."

Doğru söze ne denir!
Yazarın Tüm Yazıları