Kasada poposuyla ödeme yapan görürseniz şaşırmayın

Garanti Bankası’nın getirdiği yenilklere, eğlenceli hizmet anlayışına bayılıyorum.

Bana sorarsanız Türkiye’nin en genç ve dinamik imaja sahip bankası. Sürekli yeni birşeyler çıkarıyorlar. Üstelik bazıları sadece Türkiye değil, dünya için bile yeni.

Son 1 aydır Bonus Trink kredi kartını test ediyorum. Hani reklamlarından köpek tarafından kovalanan çıplak adam var ya, o.

Trink’in 3 çeşidi var. Sticker, anahtarlık ve kol saati. Bende sticker ve kol saati şeklindeki trinkler var. Sticker’ı cep telefonumun arkasına yapıştırdım, etiket gibi birşey. Kol saati, haliyle kolumda duruyor. Önce sticker’ı almıştım denemek için. O kadar hoşuma gitti ki, kol saati için de başvurdum.

Trink, OGS sistemi ile bildiğimiz kredi kartının karışımı gibi bir şey. Anlaşmalı dükkanların kasalarında, üzerinde PayPass yazan ayrı pos makineleri var. Trink’inizi bu makineye yaklaştırdığınız an küçük bir bip sesi çıkıyor, o kadar. Ödemeyi yaptınız, gitti.

Harcamanız 35 liraya kadarsa, imza atmak zorunda değilsiniz. Elinizi kolunuzu sallayarak olay yerinden uzaklaşıyorsunuz. 35 liranın üstüne çıktığınızda imza atmanız gerekiyor.

Garanti Bankası’nın bu tip yeniliklerden sorumlu olan ekibiyle sohbet ederken öğrendim; Master Card’ın Trink sistemini ABD’den sonra kullanılan ikinci ülkeymişiz. Hatta sticker teknolojisi dünyada tek. Onu bizimkiler yapmış.

Hayli kabarık "hayatta en sevmediğim şeyler" listemin üst sıralarında, markette bir yandan kasadan geçen şeyleri poşete doldurup bir yandan da çantada cüzdan arama ve içinden para veya kredi kartı çıkarma, ödemeyi yaptıktan sonra yerine geri koyma eziyeti gelir. Hele de arkamda bekleyenler varsa. Sıkıntılanıyorum, darlanıyorum, ter basıyor. Trink’lendiğimden beri, böyle dertlerim kalmadı. Ama tabii bu sefer de her marketten alışveriş yapamaz oldum.

Trink’in tek kötü yanı, henüz her yerde geçmiyor olması. Gerçi 1700 noktada var şu anda, çoğu da zincir markalar. Ama insan istiyor ki, mahallenin bakkalında bile geçsin. Hayatı çok kolaylaştırıyor çünkü. Oysa market olarak Carrefour Express ve Maxi’lerde geçiyor. Burger King, Starbucks, KFC, Pizza Hut, Kırıntı restoranları, Cinebonus sinemaları, Toyzz Shop mağazaları, Coca Cola otomatları, İDO gişeleri, Akmerkez ve TAV otoparkı, Remzi ve D&R kitabevleri, Atatürk Havalimanı restoranları Trink kullanabildiğiniz yerler arasında.

Samsun ve Çanakkale’de otobüs bileti yerine geçiyor. Akbil gibi kullanılıyor yani. 200 kadar otobüse sistemi yerleştirmişler. Yakında Erzurum, Çorum ve Tekirdağ da Trink otobüslere sahip olacak. Bir de Boğaz köprülerinde kullanılması planlanıyor diye duydum.

Geçenlerde bir arkadaşım dehşet içinde yanıma geldi; "Dün adamın biri markette poposuyla ödeme yaptı" diye. Evet, Trink çıktığından beri dükkanlarda böyle acayip sahnelere rastlanıyor. Anahtarlık veya sticker Trink alanlar, anahtarlığı veya sticker’ın yapışık olduğu cep telefonunu pantolonlarının arka cebine koyuyorlar. Kasada da çıkarmaya üşenip, pantolonun arka cebini makineye yaklaştırıyorlar. Artık kelimenin tam anlamıyla poposuyla para harcayanlar var yani.

Kol saati şeklindeki Trink’im 4 gün önce geldi. Denemek için hemen bir Starbucks’a gidip kahve söyledim. Kasadaki görevli nasıl ödemek istersiniz diye sordu, "Kol saatimle" dedim. Komik!

Saat dünyanın en estetik şeyi değil ama kötü de değil. Siyah plastik bir kayışı, metal çerçeveli kadranı var.

Basit durmuyor. Daha çok erkek saatine benziyor. Fakat Swatch’la görüşmeler sürüyormuş. Hem çeşit artacak, hem de daha iyi saatler olacak.

Saatimi gören arkadaşlar büyük tezahürat yaptılar. Herkesin aklına gelen şey aynı oldu: Keşke bütün barlarda Trink kullanılabilse.

Düşünsenize yanınıza çanta, cüzdan almak zorunda değilsiniz. Ya pantolon cebine telefon koyacak, ya da kolunuza saat takacaksınız. İçtim sarhoş oldum, çantayı kimbilir nerede unuttum, gitti kredi kartları, kim şimdi iptal ettirecek onları derdi yok. Zaten bankaya en fazla talep kol saati için gelmiş.

Ama tabii cep telefonunu veya saati çaldırırsanız yandınız. 35’in üzerine çıkmadığı sürece çalan kişi siz iptal ettirene kadar dilediği gibi harcama yapabilir.

Şu anda Türkiye’de 60 bin kişinin Bonus Trink’i var. İlk sene kart ücreti alınmıyor. İkinci sene saat için 50, sticker ve anahtarlık için 15 lira ödüyorsunuz.

Benim küçük hediyelik dükkanım

Alışveriş merkezlerindeki zincir mağazalardan sıkıldığınız olur mu, her yerde aynı şeylerin satıldığını düşündüğünüz...

Benim böyle zamanlarda gittiğim birkaç küçük dükkan var. Hakikaten dükkan ama. Küçük, tek, saklı, farklı... Atölye Mariposa örneğin. Cihangir’de, Şimşirci Sokak’ta. Önünde hep eski bir bebek arabası durur. Sahipleri aynı zevkleri paylaşan dört kadın; Sibel Bere, Didem Arayıcı, Banu Öneş ve Burcu Denizer.

Amelie filmini sevenler Mariposa’yı da sever. En iyi öyle tarif edebilirim. Dantelli elbiseler, işlemeli yastık ve nevresim takımları, çiçekli fincan takımları, masal evlerinden çıkmış gibi tek koltuklar, pasta servisleri, şarap karafları bulabilirsiniz. Ön taraf mağaza, arka taraf atölye. Aslı Kerimol ile Esin Durmaz’ın takı ve aksesuvar markası Sardunya’nın melekli, kedili, çöp adamlı kolyeleri de burada satılıyor.

Atölye Mariposa her gün saat 10.30-21.00 arası açık. Cihangir sakinlerinden sadece kahve içmek için uğrayanlar bile oluyor. Huzurlu bir yer, kimse tepenizde dikilmiyor. Başka bir hediye arıyorsanız mutlaka uğrayın derim.
Yazarın Tüm Yazıları