Karşı kıyıdan verilen ilan

8 Temmuz 2011 cuma günü, Hürriyet Ege’nin sekizinci sayfasında küçük bir ilan yayınlandı.

Belki bazılarınız farkına vardı, kesti bir kenara koydu. Bazılarınız da bakıp geçti.
Daha önce de yazmıştım.
Ben çok dikkatli bir reklam okuruyum.
Hatta gazetedeki köşe yazıları ve haberlere ayırdığım kadar ilanlara da vakit ayırırım.
Çünkü ilan demek; aslında haber demektir.
Satır aralarında çok şey vardır.
Her mesaj farklıdır.
Ve gelişmeler, alışkanlıklar, trendler, tüketicinin istekleri, ekonominin gidişatı hep bu mesajların içinde gizlidir.
8 Temmuz’daki ilan o gazetenin içinde hemen farkındalık yaratıyordu. İlanlar daha sonra da sürdü.
İlanı veren Psaropoula Tavernası’ydı.
Sevimli Yunan adası Leros’ta bulunan bu ünlü restoran, Hürriyet Ege’ye ilan vermişti.
İlan metni de şöyleydi.
“Psaropoula Tavernası Apostolis Leros... Nefis lezzetler için karşı kıyıya bekleriz...”
Web adresi ve telefon numarası...
Leros’a daha önce gittim ve yakın zamanda yine gidersem ilk işim Psaropoula Tavernası’na gidip güzel bir yemek olacak.
Hatta gitmeden önce ,“İlanınızı gördüm; şu akşam için rezervasyon yaptırmak istiyorum” diye telefon da açabilirim.
* * *
Komşu son günlerde sıkıntılı günler yaşıyor. Yunanistan belki de tarihinin en kötü kriziyle karşı karşıya... Atina temsilcimiz Yorgo Kırbaki’yle her konuştuğumuzda bir hatırlatmada bulunuyor.
“Yunanlıların morali bozuk... Türkiye’den başka bunu düzeltecek, tersine çevirecek başka bir ülke yok. Bizi buralarda yalnız bırakmayın” diyor.
Bu ilan da gösteriyor ki, adalarda hava eskisi gibi değil...
Ekonomide iyiye gidiş de yakın bir gelecekte gözükmüyor.
Neyse...
Hürriyet Ege’de çıkan bu ilanı bir pazar yazımda tam yazmayı düşünürken, Hürriyet’in icra kurulu üyesi Ahmet Dalman aradı.
Geçenlerde bir günlüğüne Leros’a gittiklerini, adayı çok sevdiklerini ve güzel bir restoranda yemek yediklerini söyledi.
Ve ekledi:
“Restoranın sahibi Türk olduğumuzu öğrenince bizle sohbete başladı. Konuşmanın en keyifli yerinde de ne iş yaptığımızı sordu. Ben, ‘Hürriyet’te çalışıyorum’ deyince... Bir koşu gitti, içeriden aldığı Hürriyet Ege’yi getirdi. Gazeteye verdiği ilanı gösterdi...”
Leros, sakin ve huzurlu bir Yunan adası...
Keyifli bir yemek yeniyorsa; adanın en güzel restoranının sahibi Türkiye’den övgüyle bahsediyor ve elinde bir Türk gazetesini getirip gösteriyorsa...
Herhalde o gece çok daha güzel geçmiştir.
* * *
Ahmet Dalman, ilanın işlerine yarayıp yaramadığını sormuş.
Psaropoula Tavernası’nın sahibi çok mutlu olduklarını, ilanda verilen telefon numarasını onlarca kişinin arayıp rezervasyon yaptırdığını söylemiş.
Sizi bilmem ama ben de adalara her gittiğimde kendimi iyi hissediyorum.
Bir yerde kendini yabancı hissetmemek müthiş bir duygu...
Sizi anlayan, en azından alışkanlıkları ortak, kullandığı dil bir olmasa da, geçmişi birbirine çok yakın insanlarla aynı ortamda nefes almak benim hoşuma gidiyor.
Dediğim gibi...
Leros’a daha önce iki defa gitmiştim.
Bir üçüncüsünde Psaropoula Tavernası’na gidip...
“Karşı kıyıdan geliyorum” diyeceğim.
Yazarın Tüm Yazıları