Kafka romanı mı Kurtlar Vadisi dizisi mi

Haberin Devamı

BEYKOZ’DA BİR YALI

Yönetmenin “kamera” demesiyle birlikte çekim başlar.
Kamera, ağır bir tempoda yalının dıştan görünüşünü kaydeder, caddeye açılan arka kapısına doğru yönelir ve kapının hemen karşısında park etmiş duran beyaz bir sivil araca odaklanır.
Ve senaryonun akışına göre hareket başlar. Çubuklu istikametinden gelen bir başka araç görünür. Yalıya doğru yaklaşmaya başlar.
Birden kendimizi karşıdan gelen aracın içinde buluruz. Aracın içindeki şahıslar yalının çevresini kolaçan ederken beyaz aracı fark ederler. Biri, saatine takılı mini kamerayla aracın fotoğrafını çeker, plakası cepheden görünecek şekilde.
Sonradan, resmi kayıtlardan plakanın ait bulunduğu kurumu öğrendiklerinde, büyük bir şok yaşayacaklardır.

ÜNLÜ İŞADAMI POLİSTEN YARDIM İSTEYİNCE

Kapının karşısında beklemekte olan araç İstanbul Emniyeti’nin İstihbarat Şubesi’ne aittir. Onun fotoğrafını çeken görevlilerin bulunduğu araç da İstanbul Emniyeti’ne kayıtlıdır ama İstihbarat’a değil, Mali Şube’ye...
İstihbarat’a bağlı polislerin orada bulunmasının nedeni şudur: Yalıda oturan ünlü işadamı, bir süredir izlendiğini hissetmekte, bunun tedirginliğini yaşamaktadır. Kendisini kimin izlediğini bilmemektedir. Mafyadan şüphelenmektedir. Nüfuzlu bazı kişiler üzerinden Emniyet’ten ricacı olur kendisine yardımcı olmaları için. İstihbarat Şubesi bunun için devreye girer.
Ünlü işadamı, kaçakçılık, karapara aklama ve rüşvet iddiaları nedeniyle Mali Şube’nin de hedefinde olan bir şüphelidir.
Mali Şube ile İstihbarat birden işadamının yalısı önünde kafa kafaya gelirler.
Sahne biter.

ÇAĞLAYAN ADLİYESİ KORİDORLARI

Yolsuzluk soruşturmasını yürüten Savcı, ünlü işadamı hakkında aylardır Mali Şube ile birlikte yürüttüğü soruşturmanın şüphelinin kulağına gittiği ve önlem almasına yol açtığını öğrenir.
Duyumlar işadamına bilginin Emniyet İstihbarat Şube’den sızdırıldığı yolundadır. Savcı, soruşturma açmaya karar verir. İstihbarat Şube Müdürü’nü “soruşturmayı sızdırmak” suçlamasıyla ifadeye çağırır.
Savcının istihbaratçıyı ifadeye çağırması gerilimin birden yükselmesine yol açar.
Sahne Savcı’nın yazısını alan kuryenin Çağlayan Adliyesi’nden ayrılmasıyla biter.

EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ BİNASI

Kamera Fatih Vatan Caddesi’ndeki İl Emniyet Müdürlüğü binasına çevrilir. İstihbarat Şube Müdürü, Savcı’dan yazıyı alınca soluğu görevine yeni başlamış olan Emniyet Müdürü’nün odasında alır.
Müdür, kente kısa bir süre önce Başbakan’ın resmi uçağı ANA ile intikal ederek gösterişli bir başlangıç yapmıştır ve Müdürünü Savcı’ya kurban vermemekte kararlıdır.
“Hangi suçlama ve delillerle çağırdığınız tam olarak anlaşılamadı. Bu çağrınız mevzuata aykırı” diyerek reddeder Savcı’nın başvurusunu Emniyet Müdürü.
Emniyet’in karşı yazısını götüren kurye binadan çıkarken fonda belli belirsiz Emniyet’e girişleri yasaklanan gazetecilerin kalem bırakma eylemi görülür.

FİNAL SAHNESİ

Doğrusunu söylemek gerekirse sonraki sahnelerde filmin akışı içinden çıkılmaz bir hal alır. Örneğin, bir başka savcı, çok sayıda işadamı ve bürokratı gözaltına almak için hâkimden karar çıkarır ama polis bu hâkim kararını uygulamaz. Savcı, bunun üzerine kentin Valisi ve Emniyet Müdürü hakkında soruşturma açar. Bu arada, İstihbarat Şubesi hakkında soruşturma açan diğer Savcı hakkında da Ankara’da bir soruşturma açıldığı ortaya çıkar.
Daha sonraki günlerde işler daha da karışır. Çünkü kimse kimsenin emrini dinlememekte, herkes birbiri hakkında devamlı soruşturma açmaktadır.
Soruşturma açma işi o noktaya gelir ki, sonuçta Çağlayan Adliyesi ve İstanbul Emniyeti karşılıklı soruşturmalar yüzünden kilitleniverir.
Kamera, odalara sığmayıp koridorlara taşmaya başlayan soruşturma evrakına odaklanır. Hâkimler, savcılar, polisler koridorda ancak evrakın üzerinden atlayarak yürüyebilmektedirler artık.
Yönetmenin aslında senariste en çok kızdığı nokta da budur. Çünkü filmin akışını da kilitlemiştir.
“Stop” der.
İsterseniz bir Kafka romanı yerine ya da ‘Kurtlar Vadisi’ dizisinden bir bölüm gibi de okuyabilirsiniz.

Haberin Devamı

Not: Dünkü yazımızın en son cümlesinde istifa eden Çevre Bakanı Erdoğan Bayraktar’dan aktarılan “Soruşturma dosyasında var olan ve onaylanan imar planlarının büyük bir bölümü Sayın Başbakan’ın onayıyla yapıldı” şeklindeki ifadenin en sonundaki bölümün doğrusu “Sayın Başbakan’ın talimatıyla yapıldı” olacaktır. Düzeltir, özür dileriz. S.E.

Yazarın Tüm Yazıları