’Kaderim bir kenarda unutulmakmış’ yazısına yorumlar

6 Ocak cumartesi günkü yazımda kültürlü bir genç hanımın yakınmalarını okuduk. Eşi için her türlü fedakárlığı yapıyormuş. Güzellikse güzellik, istekli olmaksa istekli... Ama eşi ona karşılık vermiyor.

Onu ihmal ediyor... Bu genç okurum da yakınıyor haklı olarak... Bu genç hanıma gelin birlikte akıl verelim, demiştim. Meğer, aynı şeyleri yaşayan ne de çok okurum varmış. Güzel güzel fikirlerinizi de yazmışsınız. Birkaçını yayınlıyorum yerim elverdiğince.

Kocanız ya bir erkekle beraberse!

Okuyucunuzun öyküsünü üzülerek okudum. Ne yazık ki bu hanım çok önemli bir yanılgıya düşmüş, ’kendi olmaktan vazgeçerek’ sevgiyi ayakta tutabileceğine inanmış. Oysa emin olun bu, sevgiyi kaybetmenin en garantili yoludur. Üniversitede başlayan, başarılı öğrencilik yıllarından beri devam eden bu ilişkide, erkek kariyer basamaklarını tırmanırken, kadın evde oturup, onun için kremler sürüp, baştan çıkarıcı olmaya çalışmayı seçmiş. Ayakları üzerinde durmayı, kendine yetmeyi, kendine saygı duymayı başaramayan her kadın gibi kocasının gözünden düşmüş, kadınlığından, çocuk arzusundan bile vazgeçmiş. Aklım almıyor, akıllı, güzel, eğitimli bir kadın kendine bunları neden layık görür? "Kendime güveniyorum, hayatında kimse olmadığına eminim", derken bence çok yanılıyor. Genç bir erkek aylarca sevişmeden yaşayamaz, mutlaka biriyle beraber. Bir kadınla olmadığına eminmiş; bir erkekle beraber olmadığından da mı emin? Evli olup da eşcinsel ilişki sürdüren birçok erkek var. Belki de en yakın arkadaşı, iş arkadaşı, her gün görüştüğü biri. Benim naçizane önerim dokuz yıllık bu ilişkiye acilen nokta koymaktır. Muhakkak bir işte çalışmalı, bakımlı ve güzel olmayı sürdürmeli, bahsettiği ilgi alanlarını, hobilerini bırakmamalı. Yoksa yıllar hızla geçer, eşi kendi hayatını yaşar, gün gelir çeker gider, bu güzel hanım da hayatım ziyan oldu diye başını taşlara vurur. 

Rumuz: Gül

Yaşı 50 dolaylarında olsa andropoz diyeceğim ama...

Genelde biliriz ki, evlendikten sonra kadınlar kendilerine bakmamaya başlarlar, eski günlerde olduğu gibi kendilerine çok özen göstermezler, biraz da bundan dolayı erkekler artık çekici gelmeyen karılarına sırtlarını döner, dışarıda bir arayış içine girerler. Ancak bu okurunun durumu bu anlattıklarımdan oldukça farklı; zira okurun kendini güzel bulduğunu, kendine baktığını söylüyor. Ama buna rağmen eşi onu cinsel anlamda istemiyor. Yaşları 50’lerde olsa erkek Andropozda, yeni heyecanlar yaşamak istiyor, derdim. Bu hanım daha 30’unu bile doldurmamış. Kısacası erkeği için her şeyi yapan bir kadın neden geri çevrilir? Benim de aklıma seninle aynı şey geldi ablam: Bir başka kadının varlığı! Tabii eğer bir sorunu yoksa. Bence oturup esaslı bir şekilde konuşmaları gerekiyor. Bir erkek cinsel ilişkiden neden kaçar? Ya bir hastalığı, bir psikolojik sorunu olabilir, ya da bir başkasının varlığı söz konusudur. 

Rumuz :Selim Ö.

Yıllar önceki kendi feryadımı okur gibi oldum

Bir ah!, rumuzlu okuyucunun feryadını okudum ve yıllar önceki kendi feryadımı tekrar yaşadım. Pek çok konuda mücadele vererek bir yuva kurulması, sonrasında böyle bir feryat, insanın yüreğinin kabul etmeyeceği bir acı. Hele de ortada ne bedensel ne de ruhsal bir eksiklik yokken... Okurunuzu anlıyorum, acısını hissediyorum. Ben de nedenler aradım, konuşmaya çalıştım, yeri geldi tartıştım ama bir sonuç alamadım. Ve beş yıl önce ayrıldım; üç yaşında kızımla birlikte kendi dünyamda yaşamaya çalışıyorum. Yine de insan zaman zaman yalnızlığı sevgisizliği hissediyor. Kendi yaşadıklarımı da göz önüne alarak okurunuza tavsiyem, bu ilişki bu şekilde çok daha fazla gitmez; giderse de bütün hayatı her anlamda umutsuzluklarla geçer. Bir an önce eşini karşısına alıp konuşmalı, çözüm bulunamıyorsa daha fazla uzatmadan medenice ayrılıp, kendi hayatlarını devam ettirmeliler. n Rumuz: Yunus

Kaderciliği bırakıp yaşamaya başlasın

O genç hanımla, yaşlarımız uyuşmasa da, hemen hemen aynı sorunu yaşamış olmamız şaşırtıcı. Lütfen ona söyleyin, bu aşk dediği çıkmazdan vazgeçip kendini kurtarsın. Kurtarsın, diyorum çünkü nedense bu senaryo hiç değişmiyor. Çok sevdim, kariyerimi, geleceğimi düşünmedim. Karşılığında ne mi oldu? Benim yaptığım fedakárlıkları yapmayan birine kapılıp, gittim. Bu hanım bilmeli ki sadece ve sadece ’Ben ve hayatım’ demeyi bilmediği için tüm bu yaşadıkları başına gelmiş. Eğer bunu diyebilseydi, ilişkide önce kendisine değer verebilseydi, inanın ki bu duruma düşmezdi. Ne yazık ki karşımızdaki ister kadın ister erkek olsun fedakárlık aramıyor. İş bulamadığından bahsetmiş ve evde her açıdan çürüdüğünden.

Eşi, onun bu katlandığı eziyetlere katlanmayan, kariyer sahibi bir başka hanım ile birliktedir belki. Güzellik değil mühim olan. Asıl önemli olan kariyer ve ün, en azından onun eşi gibi mevki hırsı içindeki biri için. Bu kadarını söylemek beni üzüyor: Ama aşk dediği gerçek olsaydı o kadar sıkıntıdan sonra eşi ona kol kanat gererdi. Hayatını böyle devam ettirmek istiyorsa ne ala. İstemiyorsa, uyanır ve dönüp bakar hayatına "Ne yapayım da mutlu olayım" der ve o insana bunu anlatır. Anlamazsa da ’hoşçakal’ der. Kolay olmaz belki ama en azından geri kalan hayatını kurtarır. Şükretsin ki çocuğu olmamış...

Dünyada bu hanımın güzel duygularını hak eden daha iyi erkekler varken bu perişan vazgeçmişliği önce kendine sonra hayata nankörlüktür. Kaderciliği bırakıp yeniden yaşamaya başlasın. Kader bizim seçimlerimizden oluşur. Belli ki uyanma vakti gelmiş; öyleyse onu uyandırın da kaderindeki gerçek aşka kavuşma şansını yakalasın daha geç olmadan... Rumuz:Melodi
Yazarın Tüm Yazıları