İki ucu pis değnek

BEN Hülya Avşar'ı çok severim. Çok da akıllı bulurum. Allah vergisi güzelliğinin getirileriyle durumu idare etme yolunu seçmediği için de çok takdir ederim.

16-17 senedir tanışırız. İşten güçten çok sık görüşemesek de başımız sıkıştığında birbirimizi arayacak kadar yakınızdır.

En son geçen hafta Kaya'yla boşanmanın eşiğine geldikleri gün konuştuk. Neler konuştuğumuzu anlatacak değilim. Ama evlilik konusunda bir kez daha yazmak için ilham verdiğini söyleyebilirim.

***

Çocuklu evliliklerde çiftler istedikleri zaman evliliği bitirebilirler mi? Daha doğrusu bitirmeliler mi?

Alın size cevabı hem evet hem hayır olan bir soru.

Allah kimseyi bu duruma düşürmesin deyip konuyu kapatmak en iyisi ama olmaz tabii. Mecburen biraz daha ilerleyeceğiz.

Hayır, çocuk sahibi çiftler öyle kolayca ayrılıvermemeli.

Tabii ki adamın, kadının üstünde sigara söndürdüğü ya da kadının dostuyla bir olup kocasını zehirlemeye kalkıştığı evliliklerden söz etmiyorum. Benim dediğim, zamanaşımına uğradığından tatsızlaşmış evlilikler.

Heyecan bitti, o halde evlilik de bitsin!

Arkadaşlar, heyecanın biteceği iki kere ikinin dört etmesi gibi bildiğiniz bir şey değil miydi? Var mı başka türlüsü? Gördünüz mü, duydunuz mu?

Karar anında iyice düşünecektiniz.

Nedir karar anı?

Çocuk yapmaya karar verdiğiniz an.

İnce eleyip sık dokumanız gerekmez miydi? Zira çocuk yapmak, insanın bir ölçüde kendinden vazgeçmesi demek değil midir?

Ana babaların sıkılma lüksü olmalı mıdır?

Yarın çocuğunuz boşanmış ana babanın çocuğu olmasından kaynaklanan bir sorunla karşınıza çıktığında ne halt edeceksiniz?

Ha, ‘‘Saldım çayıra Mevla'm kayıra’’ diyenlerdenseniz, bir şey söyleyemem.

***

Evet, çocuğa rağmen çiftler istedikleri zaman ayrılabilmelidirler.

Bu dünyaya bir kere geliniyor. Çocuğu için bile olsa kimse kendi hayatından vazgeçmemelidir.

Kendini mutsuz, bastırılmış, kıstırılmış hisseden ana babanın çocuğuna hayrı dokunur mu?

Evlendiniz diye bütün duygularınıza, isteklerinize nokta koyamazsınız ki. Siz koysanız onlar anlamaz, dinlemez.

Sonra bir gün çocuklar büyüyüp kendi yoluna gittiğinde sizin için iş işten geçmiş olacak, biliyorsunuz değil mi? Mutsuz, hırçın ihtiyarlar olarak pencereden sokağı seyredersiniz artık.

***

Netice olarak...

Netice yok gördüğünüz gibi.

İki ucu pis değnek var.

Yoksa ben aptal mıydım, evlenip çocuk doğurmayı bilmez miydim?

İki arada bir derede kalmamak için ‘‘tekámül etmemiş kadın’’ olarak kalmayı seçtim. Doğurmamış kadını ‘‘tekámül etmemiş kadın’’ olarak nitelendirenler var, bilmem duydunuz mu? Bir ara bu konuya da bakarız.

‘‘Bugünkü gibi mi?’’ dediğinizi duyar gibiyim. Teessüf ederim.


MIŞ-MUŞ


Tayyip Erdoğan'ın eşi her akşam başka bir gecekonduda iftar yapıyormuş.

Haydi Türkiye'm şov başlıyor!

*

Mersin'de kız isteme kursu açılmış.

İstanbul'da kursa mursa gerek yok, kızlar istemeden geliyorlar.

*

Tansu Çiller, ‘‘Sorumlu benim’’ demiş.

Sorumsuzluğun sonu sorumluluktur.
Yazarın Tüm Yazıları