Hepimiz idam ediliyoruz

YAŞAMINDA hiç görmediği yargıcın cenazesini taşıyor. Derin bir saygıyla.

Sadece kardeşiyle ilgili verilen idam kararına karşı çıktığı için değil. Aynı zamanda yargıcın meslek yaşamı boyunca, idam kararları karşısında gösterdiği tutuma saygı olmak üzere. Kendi özel kayıtlarına sessizce düştüğü borcu ödemek üzere.

Deniz Gezmiş idama mahkum oluyor. Yargıçlardan Nihat Saçlıoğlu, önüne gelen başka davalarda olduğu gibi, Deniz’in, Hüseyin’in ve Yusuf’un idam kararına da karşı oy kullanıyor.

Saçlıoğlu birkaç yıl önce aramızdan ayrılıyor.

Cenazesini taşıyanlar arasında Bora Gezmiş de var, Deniz’in ağabeyi.

Gözyaşlarımı tutamıyorum.

Gezmiş ve Saçlıoğlu Ailesi ilk kez cenazede karşılaşıyor. O yargıcın oğlu, edebiyat dünyasının yakından tanıdığı isim. Yazar Mehmet Saçlıoğlu.

Ben belgesel diye buna derim.

DUYGU YÜKLÜ

Önceki gece Nebil Özgentürk ve arkadaşları aralarında benim de bulunduğum bir grup gazeteciye, duygu yüklü saatler yaşatıyor.

Masada TV’lerdeki dizi kirliliğinden sıyrılıp, düzgün senaryosu, oyunu ve çekimiyle milyonlarca insanı TV başına kilitleyen Hatırla Sevgili ekibi. Yönetmen Ümmü Burhan, senarist Nilgün Öneş, genel yönetmen Tomris Giritlioğlu.

Nebil Özgentürk’ün deyimiyle, "kahraman kadınlar". Belgesel gibi, ince elenip sık dokunması gereken bir yapıma dürüst imza atan kadınlar. Onlar para karşılığında bir kişi ya da grubu yüceltmek adına belgesel yapmıyor. Belgesel adı altında tüccarlığa prim vermiyor. Belgesel tüccarları çoktan afişe oluyor.

Ama, bu kahraman kadınlar, onlar, Türkiye’nin belleğini geri getiriyor, gri alanları temizliyor. İzleyenleri ayna karşısına oturtuyor, kişisel bilançolarıyla yüzleşmek üzere.

Bu gibi belgesellerde duygu yükü ağır basıyor. Duygu şart, yaratıcılığın itici gücü. Ortaya çıkan ürünle birlikte başlayan yabancılaşma, bizi gerçeklerle yüz yüze getiriyor. O gerçekler, yeni bir duygu seli.

HATIRA DEFTERİ

İşte, önceki akşam tam öyle.

Sohbetle başlayan akşamda, bir belgeselin dokuzuncu bölümünü izliyoruz. Dün akşam CNN Türk’te yayınlanan bölümünü. Türkiye’nin Hatıra Defteri.

Nebil Özgentürk’ün belgeseli, Türkiye’nin Hatıra Defteri 1923-2008 yıllarını kapsıyor. 105 tane, 4 dakikalık gerçek öyküler. Her biri insana ok gibi saplanıyor.

Biz, o defterin iki sayfasını izliyoruz. Türkiye’nin Hatıra Defteri sonuna eklenen iki öyküyü. Deniz Gezmiş bölümü, Babalar ve Oğullar ile Aşk Olsun Çocuk.

Deniz Gezmiş’in yakalanışı,Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’la birlikte mahkeme süreci ve idam.

Gözyaşlarımı tutamıyorum. Masadakilerin tamamı gibi.

Babalar ve Oğullar bölümünde, Bora Gezmiş’in yargıç Nihat Saçlıoğlu’nun cenazesini taşıdığı an. Mehmet Saçlıoğlu ile cenazede karşılaşması. Birbirini ilk kez gören iki insan. Birbirini çok iyi tanıyan iki insan. Babalar ve Oğullar.

Masamızda Bora Gezmiş, hepimizin ortasında oturuyor.

Bora Bey kardeşinin idam sahnesini daha fazla izleyemiyor. Gözlerini kuruladığı mendil sırılsıklam. Masadan kalkıyor, dışarıya atıyor kendini.

Hepimiz dışarıya atıyoruz kendimizi.

Hepimiz idam ediliyoruz.

Cenazeyi hepimiz taşıyoruz.
Yazarın Tüm Yazıları