Helal sana Ahmet Hakan

Bugün Ahmet’in Levent Kırca’nın yaptığı şuursuz konuşmayla ilgili yazısını okudum.

Haberin Devamı

Bayıldım. “İçindeki magandayı durduramadığın için yuh olsun” demiş, az bile demiş.
O kadar güzel haddini bildirmiş ki Kırca’ya, valla tebrik ediyorum Ahmet seni.
Nasıl bir şey ya yılların sanatçısı, bir zamanlar kalbimizde yer kazanmış olan bir adam nasıl böyle bir cümle kurar?
Hem de bir içki masasında değil, 5-10 erkek geyik yaparken değil;... Sanatçılar girişimi toplantısında, hükümete karşı bir konuşmada.
“Bu geceye geliyorsan bekleyeceksin, bla bla, benim de işim var; belki bir karı buldum, gidip onu düz.....” demiş.
Bir, beraber olduğun kadından utan.
İki, sanatçıları rezil ettiğin için sanatçılardan.
Şimdi hükümetten biri çıkıp da “bu mu sanatçılar girişimi?” dese, haksız mı olur?
Haberlerde bir başka konuşmasını izledim, orada da “Bazı sanatçılar çok dönek” dedi. Sezen Aksu, Halil Ergün Ali Poyrazoğlu için de “gıyaplarında yüzlerine tükürüyorum, bunlar benim için vatan hainidir” dedi.
Anlayacağınız adam söylediğinden pişman olup özür dileyeceği yerde coştukça coşuyor.
Not: Ben daha yazacaktım aslında ama editörüm aynı zamanda avukat, beni beladan kurtarmak için yazıyı bolca makaslamış.

Haberin Devamı

Keşke kıyamete kadar yaşasak

Sevdiğim çok sayıda insanın kanser olduğu haberi geldi bu hafta. Sonra düşündüm.
Yahu ne saçma, birçoğunuz düşünüp korktunuz geçen hafta.
Hâlâ korkanlar var, hatta ne zaman gelecek kıyamet diye hacı-hoca kapılarında bekleyenler.
Astrologlara, medyumlara gidenler.
21’i yanlış tarih, gerçeği şuymuş söylemlerine inananlar...
Yahu belli mi yarın başımıza ne geleceği?
Kanser olduğumuz ortaya çıkabilir bir anda.
Ya da en fenası en sevdiğimizin kanser olduğu ya da bir kazada öldüğü haberi gelebilir bu kiralık hayatta.
Allah korusun ama ya öyle bir şey olursa, bundan daha büyük kıyamet olur mu insan hayatında?

Ayıp valla

Tanınmış insanların adına orada burada hesap açanların psikolojik problemi olduğuna inananlardanım.
Hani tamam, eğleniyorlar belki ama bir süre sonra iş yaşam hakkımıza tecavüze giriyor.
Onunla da kalmıyor, başka insanlar tarafından tacize uğramamıza sebebiyet veriyor.
Benim adıma bir arkadaşlık sitesinde açılan hesaptan ötürü günlerdir çirkin e-postalar geliyor.
Benim o tip sitelerin hiçbirinde hesabım yok.
Facebook ve twitter hesaplarım da şunlar:
https://www.facebook.com/Ayse.Aral
https://twitter.com/aysearal

Haberin Devamı

Hayvancıklar

Hayvan sevmeyen, sevmezmiş insan.
Doğru ama bu demek değil ki herkes evinde bir hayvan beslemek, onunla koyun koyuna uyumak zorunluluğunda.
Onlara acıma duygusu beslemek, kapınızın önüne bir kâse su koymak, işkence ve şiddet uygulamamak da zaten hayvan sevmek demek.
Mesela ben. Şimdiye kadar kaç köpek besledim.
Ama son yıllarda alerjik oldum. Ne zaman birini ellesem şişiyorum.
Alerji dışında, bir sürü insan da korkuyor hayvanlardan, yapacak bir şey yok.
Ayrıca maddi olarak da bir hayvana bakmak, hele günümüz şartlarında oldukça zor.
Geçen gün yine bir köpekçik aldık... Bebek, daha 40 günlük.
Benim gözler etti kortizona talim. Geri versem; o da olacak iş değil. Kızımdan da yedim zılgıtı, damlalarla yaşıyorum bu aralar.
Bugün Ömür’ü (Gedik) okudum. Ömür’ün hayvanlara düşkünlüğü herkesçe malum. Kızmış Esra Ceyhan’a.
Arkadaşımı savunayım diye yazmıyorum bunu ama Esra hayvanları çok sever ve çok acır onlara.
Gülme sebebi... Adamın kedisini gömmek için koca bir arsa satın alması ve başına gidip dua okuması. Sonra gidip yeni bir kedi daha almış, bir hafta yaklaştırmamış yanına, sonunda Şirin koymuş adını. Anlayacağınız adamın davranışları pek de normal değil.
Bence durum trajikomik.
Mesela o adam keşke o arsanın bir yerine kadınlar için bir sığınma evi ya da çocuklar için bir okul yaptırsaydı. Hatta bir kedi barınağı yaptırsın oraya, gidip alnından öpeceğim.
Bence bir de böyle bakmak lazım olaya.

Yazarın Tüm Yazıları