Hayvan katliamından hac haberlerine

EĞER 11 Eylül olmasaydı bu kadar ilgi gösterilir miydi bilemiyorum, ama hiçbir zaman hac bu yılki kadar geniş biçimde izlenmemişti.

Batı'nın, 'Hıristiyan'lığından çok, tuzu kuru içine kapanıklığından gelen ilgisizliği bu yıl tamamen ortadan kalktı.

CNN özel hac programı yaptı. 'Bir hayat yolculuğu hac' başlıklı programda, izleyicileri en çok büyüleyen yüz binlerce Müslümanın birlikte dua edişi, Allah'a yakarışları.

Bu sahneler her programda yinelendi. 11 Eylül'ün kapağını araladığı bir albüme bakarcasına yaklaştılar hacca. CNN'in siyah türbanlı sunucusu, 160 ülkeden gelen iki milyon Müslümanı tanımak ve tanıtmak için sokaklarda röportajlar yaptı.

İtalyan La Stampa Gazetesi hac haberini verirken, Şeyh Usame Abdullah Hayat'ın duaya 'Allahım İslam'a Müslümanlara şeref ve şan nasib eyle, Yahudi zorbaları yenilgiye uğrat' sözleriyle başladığını yazdı.

Washington Post, bir Suudi yetkilinin 'Burada, 2 milyon insanı silahsız polisler koruyor. Batı'da olsaydı, bu kadar kalabalık bir olay için yer yerinden oynardı' dediğini aktardı.

Avrupa ve Amerikan basını, bu yıl Mekke'ye, daha farklı bir yaklaşımla kulak kabarttı. İki milyon Müslüman'ın ibadetini izleyerek, aslında asırlardır iç içe yaşadığı ama anlamak zahmetine katlanmadığı bir dünyayı öğrenmeye çalıştı.

* * *

ÇEŞİTLİ renk, dil ve kültürün Müslümanları önce Arafat'a çıktılar. Sonra Müzdelife'de taş toplandı, Mina'da şeytan taşladılar ve bugün, kurban kesiyorlar.

11 Eylül, bu haccı da Kurban Bayramı'nı da farklı kıldı.

Silahsız polislerin ve El Kaide yanlılarının eylem yapmalarına fırsat vermemek üzere köşe bucağa yerleştirilen 1755 gizli kameranın kuşatmasında ruhlar arındırıldı.

Batı, Avrupa'nın ikinci dini durumundaki İslamiyeti yeniden keşfetmeye çalıştı. Bu birlikteliğin sorunları üzerine hiç düşünmediklerini fark ettiler.

Gettolara tıkıştırılan bir din kültürüne ait ikinci ve üçüncü nesil vatandaş olarak çıktı Avrupa'nın karşısına, sorunlarıyla birlikte.

Geçen hafta, Kuzey Ren Vestfalya Eğitim Bakanı, İstanbul'da kuruluş toplantısını yapan Türk-Alman Diyalog grubundaki konuşmada, Almanya'nın Müslüman vatandaşları konusunu gündeme getirdi. Onların çocuklarına okullarda din eğitimi dersi verilmesi gerektiğini söyledi ve 'Bu devletin sorumluluğudur. Din dersini devlet vermelidir' dedi. Oysa bir yıl öncesine kadar bu işi cemaatlere pas etmeye çalışıyor, Berlin'de çocukları Kaplancılara teslim etmeye hazırlanıyorlardı.

İslamiyeti bir kültür olarak anlayıp birlikte yaşamanın yollarını ararken, bu meselelerin üzerinde kafa yorarken Batı Türkiye'nin deneyimlerinin de farkına varıyor.

'Türkiye belirsizlikler içindeki İslam dünyasında demokrasi ve İslam'ın istikrar sentezidir' yorumu New York Times'a ait, ama geniş biçimde paylaşılıyor.

Bu yıla kadar Batı için Kurban Bayramı neydi? Apartmanların içine ite kaka sokulan inekler ve koyunların banyolarda boğazlanması.

Şimdi ise hac görüntüleri ile yansıtılıyor Kurban Bayramı.

* * *

BATI, 11 Eylül'den sonra Müslümanlığı tanımaya çalışıyor. Ama birbirini tanımanın doğru yolu önce kendini tanımaktan, kendi hatalarına karşı şeffaf olmaktan geçer. Nerede o, dürüst özeleştiri alışkanlığı? Henüz hiçbir yerde yok.

Bugün bayram. Güzel duygular günü. Olumluyu görüp, olumsuz karşısında kendini cesur hissetme günü.

Sevgili okuyucularım, hepinizin bayramını kutluyorum.
Yazarın Tüm Yazıları