Hayri Çetinkaya: Borsa parasızlıktan 16 bini aşamadı

Hayri ÇETİNKAYA
Haberin Devamı

Para girişinin olmaması yüzünden borsa dün sabah denediği 16 bin puan üzerinde tutunamadı. Güne alımlarla başlayan ve ilk dakikalarda 16 bin 165 puana kadar çıkan borsa, satışların ağır basması yüzünden günü 231 puan kayıpla, 15 bin 598 puandan tamamladı.

Hisseler ortalama yüzde 1.4 oranında değer kaybetti. İşlem hacmi de, 500 trilyon liranın üzerindeki seyrini korudu. Birinci seansta 298 trilyon ve ikinci seansta da 223.5 trilyon lira olmak üzere dün toplam işlem hacmi 521.7 trilyon lira düzeyinde gerçekleşti.

Borsada çıkışı destekleyecek yeni beklenti olmayışı, taze para girişini de önlüyor. Tasarruf sahiplerinin, mevcut fiyatlardan İMKB'den alım yapmak yerine yeni halka arzlara yöneldiği belirtiliyor.

Bono piyasasında da oranlar önceki günkü seviyesinin biraz altına indi. En fazla işlem gören 21 Şubat 2001 vadeli tahvilin faizi yüzde 0.6 oranında gerileyerek yüzde 40.2 düzeyine indi.

Gecelik oranlarda ise küçük çaplı yükseliş dikkati çekti. Sabah saatlerinde yüzde 31'den işlem gören gecelik oranlar, öğleden sonra biraz yükseldi ve yüzde 34.5 düzeyine çıktı.

Koç'un yerli yaklaşımı

KOÇ Grubu yöneticileri, şeffaflık toplantılarının üçüncüsünü dün Nakkaştepe'deki holding merkezinde gerçekleştirdi. Toplantıda Koç Grubu'nun tepe yöneticileri, Temel Atay, Nevzat Tüfekçioğlu ve Cengiz Solakoğlu, 2000 yılında toplam 683 milyon dolarlık yatırım yapacaklarını açıkladılar.

Açıklamalarında, Koç Grubu'nun otomotivde de yatırımlarını önümüzdeki dönemde de artırarak sürdüreceğini vurgulayan Atay, sadece Tofaş için 201 milyon dolarlık yatırım planladıklarını söyledi. Otomotivde son dönemde yaşanan, ithalat furyasını hatırlattığımızda Temel Atay biraz ‘korumacı’ çıktı.

Otomotiv sanayiini ABD'nin bile özelikle Japonlara karşı koruduğunu hatırlatan Atay, yerli sanayiiye bakışını da bir anısını ile anlatmaya çalıştı:

‘‘Büyük otoparklar, hep ithal otomobillerle dolu. Bir gün bir arkadaşım, okulunu yeni bitiren oğlu için otomotiv firmalarında çalışmak üzere iş istedi. Arabasının markasını sordum. Japon olduğunu söyledi. Eşi de Avrupalı bir otomobil kullanıyormuş.’’

Atay, bu örneği verdi, ama işe alınacak kişilerde kullandıkları arabanın markasının belirleyici olmadığını da sözlerine ekledi.

Yazarın Tüm Yazıları