Güldünya erkekleri nasıldı

Geçen yılın 8 Mart’ında ünlü kadın solistler sahnedeydi, ailesi tarafından öldürülen ve artık bir sembol haline gelen Güldünya için.

Haberin Devamı

Ajda’sı, Sezen’i, Funda’sı, Aynur’u, Rojin’i...
Bu yıl da ülkenin önde gelen erkek solistleri pazartesi gecesi Lütfi Kırdar’da artık gelenekselleşen Güldünya konseri için sahne aldılar.
Peki gecede neler olup bitti? ışte çok özel notlar...
SıNıRLı TEO, şAHANE YEKTA KOPAN
? Yüksek Sadakat’ten sonra sahne alan Teoman hayli sinirliydi.
Öyle ki, ENBE Orkestrası’nın vokalistlerini kibar bir dille sahneden kovdu!
Hiç prova yapmadığını itiraf eden Teoman “geçerken uğramış gibiydi”.
O tam havaya giremeyince seyirciler de giremedi. Ama takım elbisesi her zamanki gibi çok şıktı. şarkısını dinlemekten çok takımının detaylarını incelediğimi itiraf etmeliyim.
? Gecenin sunucusu olarak NTV yüzlerinden Yekta Kopan’ın seçilmesi çok doğru bir tercihti. Kopan geceyi iyi yönetti, vurucu bilgiler verdi, akışı iyi sağladı.
Hatta bir ara sahneden inip teker teker seyircilere “Acil Yardım Hattı”nın broşürlerini bile dağıttı heyecanla.
Sahnede izlerken Kopan’ı, şöyle bir tespitleme de geldi aklıma.
Bilmem ne kadar katılırsınız?
Kopan bir tür, Mehmet Ali Erbil’in düzgün versiyonu gibi.
? Unutmadan; Yekta Kopan sahnede bir bilgi daha verdi. Meğer Ertuğrul Özkök, Ankara’daki öğrencilik dönemlerinde onun hocası olmuş.
ÜRKEK KEDı: CECELı
? Gecenin yıldızı Mustafa Ceceli’ydi. Bir anda herkes şarkılarına eşlik etmeye başladı, bol bol alkış aldı.
Ama şunu söylemem gerek; ürkek tavırları seyirciye sempatik gelse de, Ceceli’nin bir an önce “sahne dersi” alması gerekiyor.
Çünkü sahne hakimiyeti sıfır.
Sahnede nasıl duracağını, nasıl hareket edeceğini pek bilmiyor.
Kararsız ve hep ürkek bir kedi gibi adımlıyor sahneyi.
şimdilik bu amatör hali sempati topluyor, ama bir süre sonra sıkabilir.
ıKıZLER SAHNEDE:
YALIN VE KENAN
? Yalın ve Kenan Doğulu her zamanki gibiydiler. Profesyonel, derslerine iyi çalışmış, seyirciyi hemen avucunun içine alan...
ıkilinin “Ünzile” şarkısını beraber seslendirmeleri ise ilginç bir seyirlik oldu. Yan yana gelince iyiden iyiye ikiz gibi duran Kenan ve Yalın için “tek yumurta ikizleri”, “iki bıdık” gibi sempatik tasvirlemeler havada uçuştu.
ERKEK SOLıSTLERıN
MODASI
? Arka arkaya çıkan erkek solistler aynı zamanda erkek modasına dair fikirler de verdi seyirciye.
Teoman klasikçiydi. Özel diktirdiği dar kesim takım elbisesi, kravatı bence çok iyiydi. Yalın yenilikçiydi. Blazer esintili, modernize edilmiş ceketini çok beğendim.
Ceketin altına giydiği, şiddete karşı mesaj veren beyaz tişörtünü de...
Kenan Doğulu’nun beyaz sporları ise Tarkan’ı anımsattı.
Cihan Okan’ın spor ayakkabıları ise şıktı.
Takım elbisesine uymuştu.
Gecenin en hippi, en çocuksu erkeği Mirkelam oldu.  Yapma çiçek takılmış siyah silindir şapkası, uzaktan bakınca pijamayı andıran pantolonuyla filan Mirkelam, gecenin giyim konusundaki siyah beyaz ağırlığını fena halde kırmış oldu.
MıRKELAM’IN KONUşMASINI
ANLAMADIK
? Mirkelam demişken, Kargo’yla giriştiği yeni maceranın meyvesi olan şarkıları ilk kez dinledim o gece. Çok sevmedim, bana zorlama geldi.
Oysa Kargo’yla sahne almadan önce eski şarkılarını söyledi Mirkelam.
Hoşuna gitti herkesin.
Bu arada Mirkelam’ın, tıpkı bir zamanlar Ajda Pekkan’ın sahnede cümleleri birbirine bağlayamaması gibi, darmadağınık konuşması dikkat çekiciydi.
Nitekim ben konuşmasından hiçbir şey anlamadım.
? Ve Ferhat Göçer... Gecenin şık performanslarından birini sergiledi. Sezen Aksu’nun “Gidemem”ini çok iyi yorumladı. Ama hâlâ çok iyi giyinmiyor. Neden profesyonel yardım almıyor anlamıyorum. Israrla boyunu kısa, vücudunu geniş gösteren takımlar tercih ediyor.

Yürüyüş başladı!

Haberin Devamı

Son zamanlarda üzerimize üzerimize gelen şu ağır gündemi unutmak için eskisinden daha çok eğleniyor insanlar, mekanlar dolup taşıyor, çünkü yapacak başka bir şey yok demiştim.
Bundan bir hafta kadar önce yazdığım bir yazıda.
Ertuğrul Özkök bu yazıdan yola çıkarak bir “bıkkınlar yürüyüşü” başlattığını ilan etti cumartesi günü.
Bu yürüyüşün anahtar fiillerini de açıkladı: Eğlenmek, alay etmek ve dibine kadar vurmak...
Çünkü ağır gündemle iyiden iyiye kararan ruhumuzu aydınlatmanın yolları bunlardı.
Kesinlikle katılıyorum.
Karşı çıkanlar, hafife alanlar, bıyık altından gülenler olacaktır elbet.
Olsun, önemli olan onlarla da dalga geçmek, eğlenmek...
Bu arada “bıkkınlar yürüyüşü” tanımlamasına da bayıldım!
Herkesin ruh halini çok iyi yansıtmıyor mu?
O zaman yürüyüş -özüne uygun olarak gayet dağınık ve disiplinsiz- başlasın: Arkadaşlar hazır mıyız?

Yazarın Tüm Yazıları