Güiza'yı tek bırakma

Christoph Daum, “Baskı kuramıyoruz” diyor. Baskı kurmak için hücumda hareketli ve top tutan oyuncu gerekir. Hücumda Güiza’yı yalnız bırakırsan baskı kuramazsın.

Haberin Devamı

YARIN Antalyaspor maçındayım. Alex cezalı.. Fenerbahçe’nin hücumda oynatacağı oyuncu sayısı kısıtlı. Ama Daum’un bilmesi ya da görmesi gereken bir şey var. O da Fenerbahçe’nin oyun tarzı.
Lille maçına defansif bir kadroyla çıkmasına kimse kızmadı. Çünkü eldeki oyuncu sayısı belliydi. Üstelik tur için böyle bir taktik geçerli olabilirdi. Ama yapılan oyun değişiklikleri fiyaskoydu. Özellikle yorulan Alex’in hem Bursa hem Lille maçlarında sahada 90 dakika kalması çok şey götürdü takımdan. Alex’in büyük oyuncu olması başka, Alex’in dokunulmaz olması başka.. Alex asla Fenerbahçe’den değerli değil. Maç kazanılacaksa Alex de çıkar Emre de..
Arda çıktı            
Rijkaard’ın Arda’yı oyundan aldığı Kasımpaşa maçında takımın nasıl farka gittiğini gördük. Çünkü Arda ilk golü atmış ve çok yorulmuştu. Rijkaard aynı şeyleri Elano için de yaptı.
Brezilya Milli Takımı’nda oynaması, iyi oynamadığı maçlarda 90 dakika sahada kalmasını gerektirmiyor.. Oysa Alex’in dokunulmazlığı var.. Ve ben elimde kalemim olduğu sürece, dünyanın her köşesinde her türlü ortamda maç izlemiş bir kişi olarak buna karşı çıkacağım..
Daum’un bundan sonra yapması gereken oyunu öne taşımak. “Baskı kuramıyoruz” diyor Daum. Baskı kurmak için hücumda hareketli ve top tutan oyuncu gerekir. Güiza’yı yalnız bırakırsan baskı kuramazsın.. Alex yorulur, atılan toplara koşamazsa baskı kuramazsın. Emre’yi bir ileride bir geride at gibi koşturursan son 10 dakika almak zorunda kalırsın..
Çift forvetle oynamalı
Fenerbahçe Alex’in olmayacağı iki maçta çift forvetle oynamalı, Deivid sağdan bindirmeler yapmalı, Emre öne çıkmalı, Baroni ön liberoda tek oynamalı, Bilica çabuk Necati ile değil hava toplarında etkili Veysel’le eşleşmeli..
Unutmadan.. Bir de kanatlar var.. İleri birlikte çıkan kanatlar.. Gökhan Gönül çıkıyorsa Santos geride kalmalı.. Ters kademe yapılırken 50 metre depar atacak konumda durulmamalı.. Ve bir de medyada yazan Daum-Kocaman konuşmuyor yazılarına kulaklar kapanmalı..
O zaman takım tekrar eski havayı yakalar.. Şampiyon olmasa da o formanın ağırlığına yakışan futbolu oynar..

Haberin Devamı

BiZiM ÇOCUKLAR

Haberin Devamı

HIDDINK’in Honduras maçı sonrası Mahmut Özgener’i SMS’le kutladığını, Oğuz Çetin’den de rapor aldığını Hürriyet’te okudunuz. Bunlar güzel gelişmeler. Ancak maçtan sonra medyanın hemen tamamında, birkaç yazar hariç, sanki takımı Hiddink seçmiş ve hazırlamış havası vardı. Galibiyet bile ona armağan edildi.. Oysa teknik sorumlu olarak Oğuz Çetin seçimi yaptı, taktiği oluşturdu. Büyük ihtimalle Hiddink’e de maç öncesi olanları anlatmıştır. Ama sahaya sürülen onbir onun eseriydi.
Biz kendi insanımızı yükseltmeyi pek sevmeyiz. Aslında severiz de içimizden çıkan, düzgün yaşantı sahibi, iki dil bilen, üniversite mezunu, Milli Takım’a kaptanlık yapmış, özel hayatında tek bir yanlışı bulunmayan, imparator lakaplı bir kişiyi Milli Takım’ın başına layık görmeyiz.
Çetin’i desteklemeliyiz
Almanlar Klinsmann gidince yerine yardımcısı Löw’ü geçirir, “Vay be, büyük olay” deriz.. Hollanda Van Basten’a güvenir. Middlesborough küme düşse de teknik adam değiştirmez.. Rusya kendini Dünya Kupası’na taşıyamayan Hiddink’e “kal” diye öneri götürür. Biliyorum ki Oğuz, Hiddink döneminde de öne çıkmamak için dikkat edecektir. Ama Hiddink, Oğuz’u iyi tanır. Onun için yardımcı olarak seçimini o yönde yaptı. Onun muhteşem futbol zekasından ve taktik bilgisinden yararlanmak isteyecektir. Ama artık ülkece Oğuz Çetin’i daha üst noktalar için desteklemeliyiz. Metin Tekin’i desteklemeliyiz.. Tugay’a, Aykut’a, Rıza’ya, Ertuğrul’a, Tolunay’a, Şenol Güneş’e, Reha’ya gerekenden fazla sabır göstermeliyiz..
Yeni dönemde kendi çocuklarını yiyen bir ülke olmaktansa yeni imparatorlar yetiştiren bir ülke olmalıyız.. O zaman finallere gitmenin değil, o finallerde final oynamanın hesaplarını yaparız.

Haberin Devamı

Artık hepimiz Maroussiliyiz

THY’nin spora yönelik yatırımları devam ediyor. Son derece akıllı bir planlama ile devam eden adımlardan sonuncusu Yunan ekibi Maroussi ile atıldı. Euroleauge’de Yunanistan’ı temsil eden Maroussi’nin sponsoru olan THY yakın zamanda bu ligin resmi sponsorlarından biri olursa hiç şaşırmam. Barcelona ile başlayan, M.United ile devam eden büyük kulüpler anlaşmalarına yeni bir halka da A.Madrid ile atılmak üzere. Geçen ay THY Genel Müdürü Temel Kotil’e, “Barcelona ile anlaşma yaptıktan sonra R.Madrid’e de teklif götürür müsünüz? Bunu yaparsanız Barca bozulmaz mı?” diye sormuştum. O da bana, “Bize yarar sağlayacak her anlaşmaya açığız” demişti.
Yunan takımıyla yapılan anlaşma sonrası açıkçası bu ışığı gördüm ve çok mutlu oldum. Yıllar boyu birbirine düşmanca bakan iki ülkenin birçok anlanda yakınlaşmaya başlamasının en belirgin örneğiydi bu sponsorluk anlaşması.. Tekrar tebrikler..

Yazarın Tüm Yazıları