Ferai Tınç: Ölümleri durdurmak






Ferai TINÇ
Haberin Devamı

NEDEN durmuyor? Talimatla ölmek bu kadar kolay mı? Üstelik bu artık sembolik bir eylem değil. Toplu ölümler yaşanıyor.

Örgüt mörgüt pazarlık düşünülecek zaman değil.

Bu sorunu kendi başımıza vakit kaybetmeden çözmezsek, değil zorlukları aşacak, adım atacak halimiz kalmayacak.

16. maddeyi değiştirince, Adalet Bakanlığı ‘Üstüme düşeni yaptım’ rahatlığı içine girdi.

Değişen madde, keşke değişmeseydi dedirtiyor insana.

Hukukçulara göre değişiklik ‘tecrit’ kavramını dışlamıyor.

Tecritten kurtulabilmenin koşullarını belirliyor.

Değişiklik, hükümlülerin bir araya gelişlerini, yani ortak mekán kullanımını, ancak cezaevi tarafından düzenlenecek faaliyetlerle sınırlıyor.

Örneğin, Adalet Bakanlığı ile Diyanet arasında bir anlaşma var, hükümlülere din dersleri verilecek. Bu programa katılmak istemezseniz, kendi odanız dışına çıkamıyorsunuz.

Ayrıca şöyle bir şerh konmuş 16. madde ‘Programların süresi ve katılacak hükümlülerin sayısı, her programın özelliği, güvenlik koşulları ve kurumun olanakları dikkate alınarak belirlenir.’

Yani tam bir muğlaklık!

* * *

OTEL basan silahlı kişilerle görüşüp pazarlık etmede sakınca görmeyen hükümet, ölüm oruçlarındakiler ile ‘Biz teröristlerle görüşmeyiz’ gerekçesini ileri sürerek tartışmaya girmiyor.

Çelişki var, ama bu yaklaşımı kabul etsek bile esası ‘tecrit’ durumunun kaldırılması olan bir talebe verilecek yanıt 16. madde değişikliği değil.

Cezaevleri, esir kampı zihniyetiyle yönetilemez.

Kaldı ki böyle bir yaklaşım, cezanın ne caydırıcılık, ne ıslah ne de kamunun korunması amaçlarına hizmet eder.

Şu anda, F tipi cezaevlerinde terör eylemlerini örgütleyenlerle, bildiri dağıttıkları ya da afiş yapıştırdıkları için gözaltına alınanlar dışarıda aynı kadere mahkûm.

Yetkililer herkesi aynı kefeye koyup kamuoyuna ‘terörist’ diye takdim ediyor.

Teröristler olay çıkartıyor.

Teröristler açlık grevi yapıyor.

Teröristler ölüyor.

Kamu vicdanını ölümlere duyarsızlaştırmak için yapılıyor.

Ama hukuk devleti, adalet kavramları paramparça ediliyormuş, kimse umursamıyor.

Olan bitene gözlerini kapatıp susanların, işin ucu kendilerine dokunduklarında hak ve hukuk savunucusu kesilmeleri hiçbir sonuç vermiyor. Nedeni bu.

Zamanında ses çıkartmamaları.

* * *

BİLİYORSUNUZ, şu anda F tipi cezaevlerinde beraat etmiş olmalarına rağmen hálá serbest bırakılmayan insanlar var.

O ünlü hayat kurtar-ma-ma operasyonları sırasındaki direnişe katıldıkları gerekçesiyle açılan davalar nedeniyle içerdeler.

Direnişe katılıp katılmadıkları hiç önemli değil. Onlar toplu davanın sanıkları.

Ne yapacak bu insanlar? Nasıl seslerini duyuracaklar?

Ellerindeki tek olanak açlık grevi, ölüm orucu.

Bu anlayış, terörle mücadele edebilecek bir anlayış değil.

En sıradan insanı bile zorla terörist yapar bu yaklaşım.

Bu çok acil. Telekom'un özelleştirilmesi, yolsuzlukların üzerine gidilmesi kadar.

Sorunlarımızı kendimiz çözelim.

Yazarın Tüm Yazıları