Fazıl Say, Dede Efendi ve Aşık Veysel

Doğan HIZLAN
Haberin Devamı

Aya İrini'nin kutsal tavanında artık, Fazıl Say'ın tuşlarından çıkan sesler de yankılanacak. Kutsal mekanın ses antolojisinde, iyi bir sayfası var. Azizler, azizeler onu huşu içinde dinleyecekler. Dünyevi ve uhrevi kavramlarının zaman zaman buluştuğuna inanacaklar.

Aya İrini'de Fazıl Say'dan J.S.Bach'ı dinlerken, bütün dünyadan soyutlanıp sadece müzik var diyorum. Fazıl Say, yeni kuşaktan bir piyanist ve besteci. Yazıyı yazarken de, Fransa'da kapak konusu olan Mozart Sonatları'nı CD çalarıma koydum.

Her iddialı icracı ve besteci, mukayeseden zaferle çıkmayı arzular, tutkuların en yücesidir bu onlar için. Çünkü mukeyese, bir meydan okumadır, dinleyiciye bırakmaktır kararı.

Say kendine güvenen, müziğinin niteliğine inanan bir sanatçı. Sevmemin nedenlerinden biri de bu.

Önce, J.Brahms'ın Paganini Varyasyonları'nı çaldı, ardından da Paganini Varyasyonlar'ını caz stilinde seslendirdi. Klasik lezzetle caz lezzetini aynı notalarda duyurabildi.

Fazıl Say'ı övmeyi ben müzik eleştirmenlerine bırakıyorum.

Bir sanatçının bir başka sanatçıyı övmesi benim de övgümü kazanır.

Say, ikinci bölümün başında, piyanist Kamuran Gündemirin öğrencisi,- Say da onunu öğrencisidir - şimdi Almanya'da yaşayan piyanist Emre Elivar'ı sahneye çağırdı. Elivar, Beethoven'in Apassionata'sından bir bölümü seslendirdi.

Sanatçının sanatçıyı övmesi...

***

Say, konserde Yeni Bir Gülnihal'i çaldı, Dede Efendi'nin anısına.Çeşitli icralardan, aranjmanlardan dinlediğim bu besteyi, özgünlüğünü bozmadan, ana karakterine halel getirmeden, çeşitlendirerek icra etti.

Yine Bir Gülnihal'i inanıyorum ki, klasik Türk musikisi icrasına kulakları alışkın olanlar da, klasik batı müziğini dinleyenler de ortak bir zevk paydasında buluştu.

Salondaki alkış, dinleyicilerin çıkarken birbirine anlattıkları izlenimler bu tesbitimi doğruluyordu.

Áşık Veysel de otantik kabuğu muhafaza edilerek icra edildi. Yadırgmadım, yenilikle otantiklik uyum içindeydiler.

Klasik müzikçilerin bu tür denemelerini beğeniyorum, belli bir işlevi yerine getirdiklerine de inanıyorum.

Yeni bir ses rengiyle dinleyicisi çoğalıyor, kapladığı alanın yüzölçümü artıyor.

Klasikçilerin bu tür çalışmaları gündemde, icraları çok satılıyor.

Bazı eleştirmenler; popla klasiğin buluşmasından bir deyim üretmişler. Popsical. Ben de Fazıl Say'ın Dede Efendi'si ve Aşık Veysel'i için jazzsical deyimini kullanabilirim.

***

SAY'ın sahnede söylediği bir sözü bütün dinleyenlere sunuyorum:

‘‘Konsere gelinmez, dinlenilir.’’

Fazıl Say'ı da mutlaka dinlemek için gelin, emeğinize de, çabanıza da değer, çünkü müziği hem biliyor, hem çok seviyor.













Yazarın Tüm Yazıları