Fatih Hilmioğlu’nun nesini mi savunuyorum

İNÖNÜ Üniversitesi eski Rektörü Prof. Fatih Hilmioğlu ile hayatımda hiç karşılaşmadım.

Haberin Devamı

Tanımam etmem kendisini...
Kendime yakın da bulmam.
Tam tersi...
Alabildiğine uzak bulurum.

Rektörlük yaptığı dönemde iflah olmaz bir başörtüsü düşmanıydı Hilmioğlu...
Başörtülü öğrencileri jandarma marifetiyle üniversiteden kovalardı.
Başörtülü öğrencileri okula almaz, ondan sonra da alay eder gibi “Üniversitemizde türban sorunu kalmamıştır” şeklinde açıklamalar yapardı.

Devran değişti:
Fatih Hilmioğlu bugünün baş mazlumu oldu.
Hem de ne mazlum!
Hakkında bir hüküm verilmediği halde dört yıldır içeride tutuluyor.
Bin türlü hastalıkla pençeleştiği halde “kaçacak” ya da “delil karartacak” diye doğru dürüst tedavi edilmesine izin verilmiyor.
İnsafsız, hukuksuz, vicdansız, haksız bir muamelenin pençesinde inletiliyor.
Kanserle pençeleştiği halde akıl hastanesine sevk ediliyor.
Dün yazmıştım:
Adam resmen faili belli bir cinayetin kurbanı olacak.

Haberin Devamı

Şöyle bir bakıyorum da...
“Merhamet” sözcüğünün en fazla vurgulandığı bir öğretinin takipçileri olduklarını öne sürenlerin bütün bu zalimlikler karşısında tüyleri bile kıpırdamıyor.
Bırakın tüylerinin kıpırdamasını...
Lisanıhal ile...
“Oh olsun” diyorlar.
“Eden bulur” diyorlar.
“Bize az çektirmemişti” diyorlar.
Hatta “Yazıktır, cinayettir, haksızlıktır” falan diyene dönüp, “Onun gibi bir zalimi savunmak sana mı düştü” diyorlar.
Kısacası...
Yeryüzünün en ilkel duygularından biri olan intikam duygusu her taraflarını kaplamış durumda.
Bu yüzden apaçık bir zulme seyirci kalıyorlar.

Sonuçta ne oluyor?
Şu oluyor:
Yapılan bir haksızlığa, daha büyük bir haksızlıkla karşılık vererek...
Asla yatışmaz bir kindarlığın pençesinde...
İntikam hissiyle yüreklerini soğutarak...
Hem dörtdörtlük bir ilkelliğe imza atıyorlar, hem de inandıklarını söyledikleri değerleri çiğniyorlar.

Haydi Tatlıses

İBRAHİM Tatlıses, “işadamı” şapkasıyla MÜSİAD’a üyelik için başvurmuş.
MÜSİAD da “Sen bize uymazsın” diyerek kendisini geri çevirmiş.

İbrahim Tatlıses’in yerinde olsam...
Hemen “ÖZ-MÜSİAD” ya da “AK-MÜSİAD” diye bir dernek kurar, yapılacak ilk genel kurula Başbakan’ı ve bakanları davet eder, MÜSİAD içindeki huzursuzları kendi derneğime çeker ve kaleyi bölerek fethederdim.

Haberin Devamı

Tarık Akan vs. Kadir İnanır

TARIK Akan sekterdir, Kadir İnanır kalenderdir.
Tarık Akan ulusalcı kanattandır, Kadir İnanır sol kanattandır.
Tarık Akan Ferit’likten gelmektedir, Kadir İnanır Tatar Razaman’lıktan...
Tarık Akan “Bu olmaz” diye kapı kapı dolaşmaya kararlıdır, Kadir İnanır “Bu olacak” diye kapı kapı dolaşmaya kararlıdır.
Tarık Akan tatsız bir öfkenin pençesindedir, Kadir İnanır tatlı bir öfkenin pençesinde...
Tarık Akan bir “Tarıkizm” oluşturamamıştır, Kadir İnanır “Kadirizm”i ilmek ilmek dokumuştur.
Tarık Akan ideolojiktir, Kadir İnanır vicdankoliktir.

Kamuda türban için 10 milyon imza

 KAMUDA türbana sonuna kadar ‘Evet’ diyorum.
Hatta bu konuda geç bile kalındığını düşünüyorum.
Fakat buna rağmen...
Memur-Sen’in yaptığı “Kamuda türban için 10 milyon imza” kampanyasına mesafeliyim.

Haberin Devamı

Durum elverişli olmadığı zamanda sesini hiç çıkarmayacaksın.
28 Şubat’ta kampanya yapmayacaksın.
2002’de yapmayacaksın, 2003’te yapmayacaksın, 2004’te yapmayacaksın...
2005’te, 2006’da, 2007’de, 2008’de, 2009’da, 2010’da, 2011’de yapmayacaksın...
Ne zamanki iktidar kendini bu konuda hafiften hazır hissedecek ve sen de başlayacaksın kampanyaya...

Memur-Sen’ciler kusura bakmasınlar ama bu yaptıklarına “sivil toplum örgütü faaliyeti” denmez, “hükümete zemin hazırlamak” denir.
Oysa sivil toplum örgütleri, devlete ve hükümete hiç bakmadan, en elverişsiz koşullarda haklarını delikanlıca talep ederler.
Sivil toplum örgütleri, “İktidar olduğumuzda bakarız” ya da “İktidarımız hazır olduğunda bir şeyler yaparız” demezler.
Maslahat gütmezler, hava koklamazlar, şartlara bakmazlar.
Her türlü riski omuzlayarak haklarını talep ederler.

Haberin Devamı

Hilmioğlu olayı ve beş basit ilke

BİR: Fatih Hilmioğlu’na yapılan zulme itiraz etmek, Fatih Hilmioğlu’nun geçmişte yaptıklarını onaylamak anlamına gelmez.
İKİ: Başörtüsü özgürlüğünü savunmak ile Fatih Hilmioğlu’na yapılan zulme karşı çıkmak birbiriyle çelişen tutumlar değil, birbirini tamamlayan tutumlardır.
ÜÇ: Bugün Fatih Hilmioğlu’na yapılanlara ses etmemek ile geçmişte Hilmioğlu’nun yaptıklarına ses etmemek arasında zerre fark yoktur.
DÖRT: Bugün Fatih Hilmioğlu için “Oh olsun” diyenler, yarın da Fatih Hilmioğlu’nun kendileri için “Oh olsun” demesine hazır olmalıdırlar.
BEŞ: Medeniyet ve insanlık, “Oh olsun” sürecinin başladığı yerde biter, son bulduğu yerde ise başlar.

Haberin Devamı

Bunları biliyor musunuz?

Eskiden...
Üç-beş başörtülü öğrencinin üniversiteye girme durumu söz konusu olduğunda ortalık ayağa kaldırıldı “Laiklik elden gidiyor” diye...

Şimdi ise...
Üç-beş Business Class yolcusunun içki içme durumu engelleniyor, “Muhafazakârlık elden gidecek” diye...MİLLİ Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın en sevdiği Edip Cansever şiirinin “Gelmiş Bulundum” adlı şiir olduğunu...
28 Şubat operasyon dalgalarının bazıları tarafından Ergin Saygun’u ziyaret fotoğrafına yanıt olarak algılandığını...
Bazı gazetelerin “İmralı’ya Gidecekler–Son Liste” şeklinde günlük bir köşeye yer vermeyi planladıklarını...
Bir İngiliz yayın organında Türkiye için “Daha güçlü, daha zengin ama daha eğlencesiz bir ülke” tanımının yapıldığını...
Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik’in ünlü şair Sezai Karakoç’u Cağaloğlu’ndaki mütevazı bürosunda ziyaret ettiğini...
“İçki içmeyi laiklik sanıyorlar” diye açıklama yapan Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu’nun “laik top atışları”nın hedefi haline geldiğini...
AK Parti’nin tüm teşkilatlarının “Sevgililer Günü”nden uzak durun denilerek tepelerden uyarıldığını...
Sinem Kobal ile Arda Turan’ın 14 Haziran’daki düğün töreninde nikâh şahitliğini Başbakan Erdoğan’ın yapacağını...
Biliyor musunuz?

Yaptım bir kıyaslama daha

Eskiden...
Üç-beş başörtülü öğrencinin üniversiteye girme durumu söz konusu olduğunda ortalık ayağa kaldırıldı “Laiklik elden gidiyor” diye...

Şimdi ise...
Üç-beş Business Class yolcusunun içki içme durumu engelleniyor, “Muhafazakârlık elden gidecek” diye...

Yazarın Tüm Yazıları