Fatih Altaylı: Merak etmeyin, Bülent Bey Bakan Kırcı'yı bile sindirir

Fatih ALTAYLI
Haberin Devamı

Bülent Ecevit, affı içine sindiremediğini söylüyor.

Ve diyor ki, ‘‘Biz bir koalisyonuz. Uyumlu olabilmek için affın kapsamı biraz genişletildi. Benim de içime sinmeyen bölümler var.’’

Ne güzel laf değil mi?

Bülent Bey, Bülent Bey, biz sizi oraya dürüst ve namuslu zannettiğimiz için yolladık.

Dürüstlük ille de para çalmamak, ihalede yolsuzluk yapmamak değildir.

Size oy verenlerin, çeteleri affedesiniz diye oy verdiğini mi düşünüyorsunuz?

Siz bunun tam aksini savunmadınız mı yıllarca?

Çetelere af, dürüstlüğünüzün neresinde?

Koalisyonmuş, uyummuş...

İyi bari şeytana da uyun.

İlke diye bir şey vardır Bülent Bey.

O olmadı mı olmaz. İlke yoksa insan yolunu şaşırır.

İlkesizliğin adına uyum denmez. Koalisyon, ilkesiz siyasetçilerin bir araya gelip hükümet olması anlamını da taşımaz.

Ne güzel oldu değil mi?

Siz kader kurbanlarını, MHP çetecileri, ANAP da hırsızları affettirdi.

Herkes adamını affettiriyor.

DYP ile ANAP'ın affettirdiği grup aynı diyelim.

Peki yarın Fazilet'le koaliyon kurarsanız, o zaman da, dün tehlike diye gösterdiğiniz gericileri de affedecek misiniz?

Bülent Bey, affı sindiremediğinizi söylüyorsunuz.

Sindirirsiniz Bülent Bey sindirirsiniz. İki Kompensan, bir soda içerseniz, Haluk Kırcı ile kabine arkadaşı olmayı sindirebilir misiniz?

ÖSYM de bitti

TÜRKİYE'de yıllar yılı tek bir kurum hatasız çalıştı: ÖSYM.

Ülkede güvenilir tek kurumdu çoğunlukla.

Başında herkesin sevgilisi Prof. Altan Günalp vardı.

Yıllarca önemli tek bir hata yapmadan çalıştı ÖSYM.

Sonra Altan Hoca Hakk'ın rahmetine kavuştu.

Onunla birlikte ÖSYM de.

Son olarak aptalca bir sınav sistemi getirdiler.

Ve o kadar aptaldılar ki, bu aptalca sınav sistemini bile uygulayamadılar.

Sınav tam anlamıyla rezaletle sonuçlandı.

Puanlar yanlış, hesaplamalar yanlış.

Yüz binlerce gencin hayatı kaydırıldı.

Şimdi ne olacak?

Hiiiiç!

Bir iki puan düzeltilecek ve geçip gidecek.

Geçip gitmese ne olur ki?

Bunun sorumlularını bulsanız ne olur ki?

Bizde kendini Allah'tan büyük zannedenler var.

Affederler gider.

Olan Türkiye'nin en güvenilir kurumuna oldu. Artık o da güvenilmezler arasında.

Biz mi aptalız, yoksa siz mi?

BU YÖK ve ÖSYM'nin başındakilerin profesör unvanını torpille, hak etmeden aldıkları konusunda şüphelerim var.

Çünkü profesörler bu kadar cahil olmaz ve çevresindekilerini de bu kadar aptal zannetmezler.

Üniversite Seçme Sınavı'nın değerlendirmelerinde hata yapıldığı ortaya çıktı.

Bana göre on binlerce, ÖSYM'ye göre 600 kadar öğrencinin sınav káğıtları yanlış değerlendirilmiş.

Ve ÖSYM diyor ki, ‘‘Merak etmeyin, yanlış değerlendirmeleri düzelttik. Hak kaybı yok.’’

Bu profesör taifesi bizi salak zannediyor olsa gerek.

Üniversite yerleştirme işi, rakamsal büyüklüklere göre sıralama işidir.

Ve sıralamada bir kişinin bile yeri değişse, bütün sıralama tümden değişebilir.

Bu değişim sadece yeri değişen kişinin nerede olduğu ve yerinin nereye inip çıktığına bağlıdır.

Yani siz 60 kişinin yerini değiştirdiyseniz, en az binlerce kişinin daha yeri değişir.

Bunun böyle olduğunu siz de benim kadar biliyorsunuz aslında.

Siz sınavın sağlıklı olup olmamasıyla ilgilenmiyorsunuz ki!

Siz içine ettiğiniz bir sınavdan sonra paçayı kurtarmaya çalışıyorsunuz sadece.

Yaralı sayısı nasıl düşer?

DEPREMİN 5. günü 40 bine dayanan yaralı sayısı giderek düşüyor.

Çünkü hastaneden taburcu olan yaralıların sayısı toplam rakamdan düşülüyor.

Şimdilerde toplam yaralı sayısı 15 bine kadar geriledi.

Yahu böyle şey olur mu?

Ne yani, depremin üzerinden iki yıl geçince ‘‘Bu depremde kimse yaralanmamıştı’’ mı diyeceğiz?

Bu nasıl bir istatistik yöntemidir Allah aşkına?..

NE ZAMAN ADAM OLURUZ

Okumakla eşekliğin gitmediği anlaşıldığı zaman...



Yazarın Tüm Yazıları