Faizlerin yönü yukarı doğru

YILLARDIR yüklü sermaye girişlerine sahne olan, bu sayede yüksek büyüme rakamlarına ulaşan gelişmekte olan ülkelerden artık kaçış başladı mı?

Haberin Devamı

Son dönemde piyasalar yoğun olarak bu sorunun yanıtını bulmaya çalışıyor. Yılbaşından bu yana bir trend değişikliği olduğu, Mısır olaylarından sonra bunun hızlandığı ortada. Bu eğilim artık kalıcı mı, bilinmeyen ise bu...

Sadece geçen yıl gelişmekte olan piyasalara para girişinin 95 milyar dolar olduğu kabul ediliyor. Buna karşılık sadece geçen hafta gelişmekte olan ülkelerden geri çekilen para ise 7 milyar doları aştı...

Piyasa oyuncuları “bu yeni trendin kalıcı olduğunu söylemek için henüz erken” olduğu görüşündeler. Yani bu eğilimin sürüp sürmeyeceği şimdilik belirsiz.

Gelişmekte olan piyasalarda fiyatların epeyce yükseldiği yani kâr açısından doyma noktasına ulaştığı, ABD başta olmak üzere gelişmiş ülkelerde canlanma işaretlerinin artmaya başladığı, geri çekişilin nedenleri arasında sayılıyor. Buna karşılık hala Avrupa başta olmak üzere gelişmiş ülkelerde sıkıntının bittiğini söylemek için ise henüz erken.

Tabi ki Mısır’da çıkan olaylar, bunun domino etkisi yaratma beklentisi, Bu nedenle petrol ve diğer emtia fiyatlarındaki yükselişin hızlanması, gelişmekte olan ülkelerden çıkışı hızlandıran etkenler. Para sahipleri gelişmekte olan ülkelerdeki hem karın azaldığını hem riskin büyüdüğünü görüp daha garanti yatırımlara kaymak istiyorlar. Böyle bir ortamda ub eğilim çok normal.

Ancak iki ay sonra ortalık durulur da gelişmekte olan ülkelerde fiyatlar düşerse, işte o zaman yeniden harekete geçip gelişmekte olan ülkelere tekrar gidebilirler.

İşte Türkiye zaten böyle bir trend başlamışken, yeni para politikaları uygulayıp piyasalardaki belirsizliği iyice artırdı. İşin tuhaf tarafı tüm ülkeler canlanmanın başlaması ve buna bağlı enflasyon korkusunun yeniden başlaması nedeniyle faizleri artırmaya başlamışken, bizde ise faizlerde indirime devam edildi.

MERKEZ İNDİRSE DE ETKİSİ OLMAZ

Şimdi şubat ayında yapılacak Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında yine faizlerin indirilip indirilmeyeceği tartışılıyor. Ocak ayı enflasyou ile birlikte yıllık enflasyonun tarihi düşük seviyelere indiği, bu nedenle Merkez Bankası’nın çeyrek puanlık bir indirim daha yapabileceği konuşuluyor.

İyi de, Merkez Bankası faiz indirdikçe piyasadaki faiz oranları yükseliyor... 

Ocak ayı enflasyon rakamları iyi çıktı ama ileriye dönük çok ciddi riskler bulunduğunu da açıkca gösterdi. Ayrıca baz etkisi nedeniyle zaten ilk 3 aydan sonra enflasyonun yönü tekrar yukarı olacak ve piyasa yıllık enflasyonda bundan sonra ciddi artışlar bekliyor.

Buna rağmen, “Merkez Bankası faiz indirir” diyenlerin sayısı azımsanmayacak kadar çok. Faiz indirmemesi gerektiğini söyleyen piyasa uzmanları ise “Ama indirebilir” demekten de kendilerini alamıyorlar. Yani çıkış noktası “Merkez Bankası artık hükümetle elele faiz indirimine devam etmek istiyor” olmuş.

Hazine kağıtlarının faizinin bundan sonra 8’in altına inmeyeceği konusunda hemen herkes hemfikir. Kredi faiz oranları zaten ekonomi yönetiminin isteği doğrultusunda yükselmeye başladı. Bundan sonra daha da yükselecek.

Mevduat faiz oranlarında ise bu ayın sonlarından itibaren, kaçınılmaz olarak, bir artış eğiliminin başlaması bekleniyor.

Merkez Bankası’nın faiz indirimi kararları, piyasadaki faiz oranlarının indirimini sağlamak için alınır. Merkez Bankası yönetimi faiz indirimi yapınca yaratmak istediği tepkinin tersine piyasadaki faiz oranlarının arttığını gördü.

Piyasadaki faizlerin yönü yukarı doğru. Merkez Bankası’nın yönü ise belirsiz. 

Yazarın Tüm Yazıları